Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2020/227 Esas 2020/3363 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/227
Karar No: 2020/3363
Karar Tarihi: 08.12.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 14/05/2018 tarihli ve 2018/15808 sayılı işlemin iptali ile anılan işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesi talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 30/10/2019 tarihli ve E:2018/7420, K:2019/3313sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, "irtibat" gibi belirsiz hiçbir kriter içermeyen, subjektif ifadeler kullanılarak bir kamu görevlisi için en ağır yaptırımın uygulanamayacağı, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, dava konusu işlem yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından hukuka aykırı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması, görevini Devlete sadakat içinde, Anayasa ve yasalara bağlı şekilde yerine getirdiği, ... programını kullanmadığı, ... programına ilişkin teknik verilerin doğruluğu ve çelişkilerin giderilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmadığı, ... verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden delil olarak kullanılamayacağı, devletin izin verdiği sendikaya Anayasal hakkını kullanarak üye olduğu, örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği, yasal bir şekilde görevini sürdüren bankaya para yatırmanın suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank ... hesabına para yatırmadığı, devletin izin verdiği bir özel okula çocuğunu göndermenin suç olmadığı, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun yapmayacağı, istihbari bilgiye dayalı olarak karar verilemeyeceği, disiplin hukuku hükümlerine uyulmadan kamu görevinden çıkarıldığı, savunma hakkının verilmediği, hakkında soruşturma yapılmadığı, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği, FETÖ/PDY örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar istinafa konu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
 
Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
Ayrıca, İdare Mahkemesince, "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından ödenen 5,20 TL vekalet harcı dışında kalan ve davanın başında alınmayan 161,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde hüküm kurulduğu görülmekte ise de; mahkeme aşamasında davacı tarafından 5,20-TL vekalet harcının yanında 35,90-TL başvurma harcı ile 35,90-TL karar harcının da yatırıldığı, dolayısıyla vekalet, başvurma ve karar harcı olmak üzere toplam 77,00-TL harç yatırıldığı dikkate alındığında, 77,00-TL harç dışındaki diğer yargılama giderlerinin kararın kesinleşmesinden sonra müzekkere ile tahsil edileceği açıktır.
 
KARAR SONUCU: Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 30/10/2019 tarihli ve E:2018/7420, K:2019/3313 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin reddine,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından ödenen 5,20 TL vekalet harcı dışında kalan ve davanın başında alınmayan 161,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle, davacı tarafından ödenen 5,20 TL vekalet harcı, 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL karar harcı dışında kalan ve davanın başında alınmayan 90,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili için iş bu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 08.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy