Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2020/190 Esas 2020/3777 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/190
Karar No: 2020/3777
Karar Tarihi: 24.12.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 18/04/2018 tarihli ve 2018/12169 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 18/06/2019 tarihli ve E:2018/6893, K:2019/3673sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, söz konusu KHK'nın Anayasa'nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu'nda onaylanmadığı, bu nedenle yok hükmünde olduğu, masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisi olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, OHAL KHK'sı ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminin ölçülü olmadığı, terör örgütünün ancak kesinleşmiş bir yargı kararı ile tespit edilebileceği, tavsiye niteliğinde olan ve sadece Bakanlar Kuruluna gönderilmek üzere kabul edilen MGK kararlarının kişileri bağlayıcı olmadığı, 685 sayılı KHK'nın 11.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından kurulan mahkemelerin tabii hakim ilkesine aykırı olduğu, hakkında soruşturma açılmadığı, savunma hakkı verilmediği, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, görevini Devlete sadakat içinde, Anayasa ve yasalara bağlı şekilde yerine getirdiği, darbe girişimiyle hiçbir ilgisinin olmadığı, terör örgütü üyeliğinin kasten işlenebilen bir suç olduğu, söz konusu yapının terör örgütü olarak ilan edildiği 26.05.2016 tarihinden önceki eylem ya da işlemlerden dolayı terör örgütü üyeliği ile suçlanamayacağı, "mensubiyet", "iltisak" ve "irtibat" kavramları ile ne kastedildiğinin belli olmadığı, bu kavramların soyut ve muğlak kavramlar olduğu, ceza hukuku ilkeleri ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği, üyesi olduğu sendika hakkında terör örgütü ile iltisaklı olduğu yönünde verilmiş ve kesinleşmiş herhangi bir yargı kararı olmadığı, Devletin izin verdiği sendikaya Anayasal hakkını kullanarak üye olduğu, örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği, yasal bir şekilde görevini sürdüren bankaya para yatırmanın suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank .... hesabına para yatırmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren basın yayın kuruluşlarına yapılan ödemenin suç olmadığı, .... Medya Dağıtım A.Ş.'ye yapılan ödemenin gazete abone bedeli olduğu, Devletin izin verdiği bir özel okula çocuğunu göndermenin suç olmadığı, kişisel verilerin yasa dışı şekilde elde edildiği, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun yapmayacağı, bir kişinin aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılanıp iki ayrı cezaya mahkum edilemeyeceği, OHAL Komisyonunca hak ihlalleri yönünden inceleme yapılmadığı, adli yardımdan yararlanmasına rağmen aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücreti hükmedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırı bir yargılama yapılarak karar verildiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar istinafa konu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
 
Öte yandan, İdare Mahkemesi kararında, "Kahramanmaraş3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:2017/152, K:2017/204 sayılı kararıyla "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan davacının hapis cezasıyla tecziye edildiği " ve" davacının; ceza mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verdildiği" şeklinde hüküm kurulmuş ise de; davacının "FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçunu işlediği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığı görülmekle, İdare Mahkemesince bu hususun sehven yazıldığı anlaşılmıştır.
 
Ayrıca, 24/10/2019 tarihli ve 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Yasa'nın 31. maddesi ile 5271 sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddenin 1/(f) bendi hükmüyle; istinaf aşamasında kesinleşmiş olan bazı ceza mahkemesi kararlarına karşı Yargıtay'da temyiz yolunun açıldığı, bu kapsamda Uyap üzerinden yapılan incelemede davacı hakkındaki ceza kararına karşı Yargıtay'da temyize gidildiği, dolayısıyla davacının halihazırda kısıtlılık halinin bulunmadığı görülmektedir.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte,
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 18/06/2019 tarihli ve E:2018/6893, K:2019/3673 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
3- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy