Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/7347 Esas 2020/3277 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/7347
Karar No: 2020/3277
Karar Tarihi: 07.12.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 30/04/2018 tarihli ve 2018/13919 sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 28/06/2019 tarihli ve E:2018/5180, K:2019/2657 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, mahkeme kararında hüküm fıkrasında avukatlık ücreti yönünden kesinleşme aranmadığı, dava konusu işlem hakkında şahsına yönelik somut hukuken kabul edilebilir herhangi bir açıklama yapılmadığı, mahkemeden beklenenin, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iptal sebeplerini çürütecek makul, kabul edilir yada ikna olabileceği hukuki argümanları ve açıklamaları ortaya koyması iken bunun yapılmadığı, bunun yerine 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ortaya çıkan durumlardan söz edildiği ve FETÖ/PDY'nin yapısı, faaliyetlerinin vs. aktarıldığı, mahkemenin objektif bir değerlendirme yapmayarak taraf gibi değerlendirme yaparak davayı reddettiği, oysa daha önce belirtildiği üzere meslekten ihraç kararından önce savunma hakkı verilmediği, iltisaklı ve irtibatlı kavramlarının daha önce hukukumuzda bulunmayan, ceza ve disiplin hukuku açısından bir anlam ve karşılığı olmayan "istihbari" nitelikte bir kavram olduğu, disiplin hukukunda "olduğu değerlendirilen" şeklinde bir ibarenin kesinlikle kullanılmadığı, suç ve cezaların geriye yürümezliği gereğince eylemin gerçekleştirildiği esnada suç sayılmayan hususlara daha sonra yapılan düzenlemelerle suç haline getirilemeyeceği ve cezalandırılamayacağı, OHAL Komisyonu'nun gerekçeli kararında isnad edilen hususların 15 Temmuz 2016 tarihinden önce meslekten ihraç için gerekçe olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, hakkında açılan ceza davasının, bu başvurunun ve idari yargıda açılmış olduğu davanın esas dayanaklarından birisi olduğundan önceki adli yargıda devam eden ceza davasının sonuçlarının beklenmesi gerektiği, hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadığı, dosyada mahkeme tarafından davalı idarece ileri sürülen hususlarla ilgili olarak hiç araştırma yapılmadığı, mahkemenin kullandığı yazı dilinde dahi suçlayıcı ifadelere yer vererek suçsuzluk karinesini ihlal ettiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU: Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 28/06/2019 günlü ve E:2018/5180, K:2019/2657 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin reddine,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy