Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/6674 Esas 2020/3444 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/6674
Karar No: 2020/3444
Karar Tarihi: 10.12.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 01.03.2018 tarihli ve 2018/6025 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalındığı iddia olunan maddi haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi, 3.000.000,00 TL. manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 28/02/2019 tarihli ve E:2018/1713, K:2019/891 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, Bank ....'da 2014 yılı sonrasında sermaye arttırımına gidildiği iddia edilmiş ise de, ne ceza mahkemesi karar metninde ne de MASAK raporunda böyle bir ifade yer almadığı, bylock belgelerinin hukuka aykırı delil niteliği taşıdığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İstinafa konu İdare Mahkemesi kararında; davacının Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2017/19 sayılı esasında görülen ceza davasında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği belirtilmekte ise de; davacının bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesinin 2018/1039 sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesi sonucunda Mahkeme kararının usulden bozulmasına karar verildiği, davanın halen Ankara 22.Ağır Ceza Mahkemesi'nde derdest olduğu anlaşılmış olup; söz konusu ceza yargılaması sürecinde İdare Mahkemesi kararında belirtilen delillerin hilafına bir tespit bulunmadığı, dolayısıyla Mahkeme kararında belirtilen Ağır Ceza Mahkemesi kararının bozulmasının davacının hukuki durumunda bir değişiklik yaratmadığı görülmektedir.
 
Bununla birlikte, istinafa konu mahkeme kararında, davacının terör örgütüne müzahir Bank .... isimli bankadaki hesabında bulunan para miktarını 2014 yılından itibaren rutin bankacılık işlemlerini aşar nitelikteki işlemlerle ve başka bankadan faizli kredi kullanmak suretiyle artış sağladığının tespit edildiği belirtilmiş ise de; dava konusu işlemde davacının Bank .... hesabının bulunduğu yönünde bir tespite yer verilmediği gibi, ceza yargılamasında da davacının Bank .... hesabına rutin bankacılık faaliyetlerini aşar nitelikte işlem yaptığı yönünde bir belirleme yapılmadığı, ceza dosyasında mevcut bilirkişi raporunda da bu hususta bir tespite yer verilmediği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Bu haliyle, istinaf dilekçesinde ileri sürülen ve Bank .... hesabının bulunmadığı iddiası dışında kalan hususlar, ilk derece mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden davacının istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
 
Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı görüldüğünden bu kısımların düzeltilmesi gerekmektedir.
 
Ayrıca, dava dilekçesinin sonuç kısmında dava konusu işlemin iptali, maddi hakların yasal faizi ile birlikte iadesi ve 3.000.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmesi isteminde bulunulduğu, ilk derece mahkemesince davacının maddi tazminat isteminde bulunduğu değerlendirmesi ile vekalet ücreti ile ilgili hüküm kısmında dava konusu işlem ve maddi tazminat istemi yönünden vekalet ücretine hükmedildiği, ilk derece mahkemesince davacının parasal haklarının yasal faizi ile birlikte iadesi isteminin karşılanarak talebin reddi yönünde hüküm kurulduğu, parasal haklarının iadesinden ayrı olarak miktar belirtilmek suretiyle herhangi bir maddi tazminat talebinde bulunulmadığı anlaşıldığından, hükümde yer alan "....maddi tazminat istemi.." kısmının çıkarılması ve hükmün bu yönüyle de düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 28/02/2019 günlü ve E:2018/1713, K:2019/891 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...dava konusu işlem ve maddi tazminat istemi yönünden takdir edilen2.075,00.-TL, manevi tazminat istemi yönünden 2.075,00 TL. olmak üzere toplam 4.150,00TL. vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...dava konusu işlemin iptali ile parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi talebi yönünden takdir edilen 2.075,00.-TL, manevi tazminat istemi yönünden 2.075,00-TL. olmak üzere toplam 4.150,00TL.vekalet ücretinin işbukararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 10/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy