Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/6579 Esas 2020/3219 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/6579
Karar No: 2020/3219
Karar Tarihi: 26.11.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 26/02/2018 tarihli ve 2018/5046 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 26/06/2019 tarihli ve E:2018/5928, K:2019/2385 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı tarafından kamu görevinden çıkarılmasını sağlayan KHK ile anılan KHK'nın onayına ilişkin kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi istenilmiş ise de; Anayasa'nın 148 ve 152.maddelerinde yer alan kurallar birlikte değerlendirildiğinde bu iddianın ciddi olduğu kanaatine ulaşılamamaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında; davacının cep telefonunda yapılan incelemede örgüt liderine ilişkin video ve görsellerle birlikte örgüte müzahir basın yayın organlarına ilişkin görseller, örgüt lehine ve Devlet aleyhine propoganda mahiyetinde değerlendirilebilecek haber içeriklerinin bulunduğu, 2011 yılında örgüt toplantılarının yapıldığı otel konaklamasının bulunduğu, Uşak il yapılanması içerisinde yönetici ve üye olarak bulundukları iddiasıyla soruşturma yürütülen ve/veya kamu davası açılan bir kısım şüpheli/sanıklarla iletişiminin bulunduğu yönündeki tespitler dava konusu işlemde belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Bununla birlikte, İdare Mahkemesi kararında, davacı hakkında Uşak 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nin E:2017/371, K:2018/134 sayılı kararı ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği sabit görülerek hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği belirtilmesine karşın, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; anılan kararın sanıklar arasında menfaat çatışması olgusu ortaya çıkması nedeniyle, her bir sanığın ayrı ayrı müdafiiler ile temsil edilmesi gerektiği gerekçesi ile usuli yönden bozulduğu, bozma kararı sonrası Uşak 2.Ağır Ceza Mahkemesi'nce yeniden yapılan yargılama sonucunda E:2019/114, K:2019/169 sayılı kararı ile davacının silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği, işbu kararın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18.Ceza Dairesi'nin E:2020/233, K:2020/135 sayılı kararı ile onandığı ve dosyanın Yargıtay’da temyiz aşamasında olduğu anlaşılmış olup; söz konusu ceza yargılaması sürecinde İdare Mahkemesi kararında belirtilen delillerin hilafına bir tespit bulunmadığı anlaşılmıştır.
 
Böylelikle, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar, ilk derece mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden davacının istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
 
Öte yandan, dava dilekçesinde iptal istemi ile birlikte "yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi" talebinde de bulunduğu ve İdare Mahkemesince bu talep hakkında hüküm kurulmadığı görülmekte ise de; dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunun saptanması ve davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davacının parasal hak kapsamında olan söz konusu talebinin de reddine karar vermek gerekmektedir.
 
Ayrıca, İdare Mahkemesince, "kullanılmayan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra re'sen davacıya iadesine" şeklinde hüküm kurulduğu görülmekte ise de; mahkeme aşamasında yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde karar verildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı Tarife'nin A/III-2 numaralı maddesinde, idare mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlar için maktu harç alınacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede de, yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde verilen kararlar için harç alınmayacağına dair istisnai bir hükme yer verilmediği dikkate alındığında, kullanılan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle yargılama giderleri arasında gösterilmek suretiyle davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderleri yönünden eksik hüküm kurulması sebebiyle istinafa konu kararın bu kısmının düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
KARAR SONUCU: Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 26/06/2019 günlü ve E:2018/5928, K:2019/2385 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "..aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına," "...kullanılmayan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde, artan posta avansının kararın kesinleşmesinden sonra re'sen davacıya iadesine," şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "aşağıda dökümü gösterilen 238,30 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy