Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/6032 Esas 2020/2332 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/6032
Karar No: 2020/2332
Karar Tarihi: 19.10.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 03/04/2018 tarihli ve 2018/9833 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 12/06/2019 tarihli ve E:2018/4179, K:2019/3596 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı, 19/07/2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle uygulanan kamu görevinden çıkarma işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, kamu görevine son verilmesine dayanak KHK'nın Anayasa'da öngörülen şekil şartlarına uygun olmadığı, savunması alınmadan işlem tesis edildiği, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, kanunla önceden kurulmuş, doğal hakim ve bağımsızlık niteliklerinin gereklerini karşılamayan bir mahkeme tarafından davanın reddedildiği, MGK kararları ile kişi ya da kişi gruplarının suçlu ya da terör örgütü ilan edilemeyeceği, ..... verilerinin yasadışı delil olduğu, hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, BM Çalışma Grubunun ..... kullanmanın yasadışı hiçbir niteliğinin olmadığını tespit ettiği, bir kişinin yatırım amacıyla bir bankaya para yatırması ve yatırımdan kâr elde etmesinin mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, yatırım amacıyla yasal bir bankaya tamamen yasal olarak elde edilmiş bir miktar parayı yatırmanın soruşturma ve kovuşturma işlemlerine, tutuklama ve mahkumiyet kararlarına ve kamu görevinden çıkarma işlemine dayanak yapılmasının mülkiyet hakkına müdahale oluşturacağı, örgütlenme özgürlüğü kapsamındaki bir tüzel kişiliğe üyeliğin, işlendiği zaman tamamen yasal ve Anayasa ile koruma altına alınmış temel bir insan hakkı olduğu, satın alınan gazete veya derginin karşılığı olarak ödenen paranın işlendiği zaman tamamen yasal bir işlem olduğu, yasal bir işlemin cezaya dayanak yapılamayacağı, sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğini gösteren somut eylem olmadığı, OHAL Komisyonunun insan hakları ihlallerini inceleme ve giderme görevinin gereklerini yerine getirmediği, darbe girişimiyle uzaktan yakından en küçük ilgisinin bulunmadığı, OHAL Komisyonu kararı ile idare mahkemesi kararında FETÖ/PDY üyesi olduğu sonucu çıkarılacak ifadelerin kullanıldığı, bu ifadelerin masumiyet karinesini ihlal ettiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar istinafa konu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
 
Mahkeme Kararının Yargılama Giderleri Yönünden Değerlendirilmesi;
 
492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı Tarife'nin D/I-c maddesinde, avukatların tasdik ettiği vekaletname suretlerinden (Tasdikli fotokopiler dahil) vekalet suret harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
 
Yukarıda anılan mevzuat hükmü gereğince, avukat tarafından onaylanmış aslına uygun vekaletname örneği ile açılan davada, (1) sayılı Tarifede öngörülen vekalet harcının tahsil edilmesi ve mahkemece davanın reddine karar verilmesi halinde söz konusu harcın yargılama giderleri arasında gösterilmek suretiyle davacı üzerinde bırakılması gerekmektedir.
 
İdare Mahkemesi kararında ise, davacı adına avukat tarafından dava açılmamasına rağmen, yargılama giderleri arasında vekalet harcı gösterildiği görülmekle, yargılama giderleri yönünden istinafa konu kararın bu kısmının düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamalarla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/06/2019 gün ve E:2018/4179, K:2019/3596 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "aşağıda dökümü yapılan 207,15-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "aşağıda dökümü yapılan 201,95-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy