Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/5892 Esas 2020/1651 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/5892
Karar No: 2020/1651
Karar Tarihi: 01.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 22/03/2019 gün ve E:2018/3579, K:2019/1287 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 26.03.2018 tarih ve 2018/8507 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, ceza mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığının tespit edildiği, hakkında yürütülen adli muhakeme esnasında alınan ifadelerden örgüt ile irtibat içinde olduğu, örgüte iltisaklı Bank ...... isimli banka hesabındaki mevduatında 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği, örgüte müzahir sendikada üyelik kaydının olduğu, davacının bu eylemlerinin FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumun davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğu şeklinde değerlendirilmesinin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği kanaatine varıldığından, ilgili Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, Bylock kullandığına ilişkin her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin bulunmadığı, örgütlenme özgürlüğü kapsamında anılan sendikaya üye olduğu, Bank ...... talimat ile para yatırmadığı, işlemlerinin olağan bankacılık faaliyeti kapsamında olduğu, anayasada ve Avrupa insan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın (avukat ücreti dahil), hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, davacının açtığı davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararına karşı istinaf isteminde ve aynı zamanda yürütmesinin durdurulması talebinde bulunduğu, yürütmenin durdurulması isteminin Dairemizin 25/11/2019 gün ve E:2019/5892 sayılı kararıyla incelenmeksizin reddine karar verildiği, davacının kararı temyiz ettiği, ancak kesin nitelikteki yürütmenin durdurulması istemi hakkındaki kararın temyizen incelemesine olanak bulunmadığından, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı hakkında yapılan ceza yargılamasının göre; gönderilen tespit ve değerlendirme tutanağının incelenmesinden, davacının ……. ID numarası, …. kullanıcı adı, ……. Şifresi ile Bylock uygulamasını kullandığı, ….. ID numaralı kullanıcıya "hocam E.'ten görevli öğrenebildiniz mi, oraya 2 tayin gelmiş öğrenmenizi istiyorlar", "ilçe Z.B sini öğrenirsek", "hocam ……. Kütahya'ya tayini çıkmış, nerede araştırılıyor. İlçelerden Bylock olan varsa sorabilir misin bizim ilçelerden birine gelmiş olabilir mi diye", "hocam havuz 5 tl imiş rezervasyona gerek yok dedi, bilet 8 TL miş sabah 8 den başlıyor, araba 10:30 uygun geldi, kaç kişi gidecek belli olursa Cuma akşam arar yer ayırtırız. 10:20'de arar buluşuruz, havuz kıyafetlerimizi yanımızda olur, isteyen girer, dönüşte 4'te ve 5 civarı araba varmış, duruma göre bakarız." şeklinde mesajlar gönderdiği, aynı kullanıcı sanığa "hocam ……. hoca soruyor da kaç mütevelli, kaç sohbete gelen, ilgilenen ve sohbet grubumuz var" şeklinde gönderdiği mesaj karşısında "30 mütevelli, 2 yetiştirme, 57 sohbete katılan, 99 ilgi var" şeklinde mesaj gönderdiği, aynı kullanıcının "sağol hocam 9 sohbet grubu 4 okul grubu var diye biliyorum doğrumu" şeklindeki gönderdiği mesaja "sohbet grubu 13'tü, okul gurubunu ayrı sormadım hiç", "dernek toplam 13 oluyor" şeklinde yanıt verdiği, …. ID numaralı kullanıcıya "hocam sohbet sayısı 13 grup, 53 kişi Eylülde 1 manevi gün planladık onu da yaptık" şeklinde mesaj gönderdiğinin anlaşıldığından bu hususlar, Mahkeme kararında belirtilen delillerle birlikte değerlendirildiğinde davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 22/03/2019 gün ve E:2018/3579, K:2019/1287 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy