Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/5503 Esas 2020/2545 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/5503
Karar No: 2020/2545
Karar Tarihi: 03.11.2020



İSTEMİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 01/02/2018 tarihli ve 2018/3154 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 09/05/2019 günlü ve E:2018/930, K:2019/1800 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, FETÖ/PDY örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı, geçerli bir sebebe ve somut delile dayanmayan ve savunma alınmaksızın tesis edilen dava konusu işlemin Anayasaya ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine aykırı olduğu, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin hukuka aykırı olduğu, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı, ömür boyu kamu görevinde çalışamama gibi son derece ağır bir ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu, Anayasada düzenlenen haklarının ihlal edildiği, dava konusu işlemin unsurları bakımından hukuka aykırı olduğu, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı tarafından kamu görevinden çıkarılmasını sağlayan KHK ile anılan KHK'nın onayına ilişkin kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi istenilmiş ise de; Anayasa'nın 148 ve 152.maddelerinde yer alan kurallar birlikte değerlendirildiğinde bu iddianın ciddi olduğu kanaatine ulaşılamamaktadır.
 
Davacı tarafından OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından verilen kararın; yetki, şekil, sebep, maksat ve konu unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Olağanüstü hal kapsamında kamu görevinden çıkarılanlar tarafından bu işlemlere karşı yapılan başvuru hakkında Komisyonun karar alma yetkisi, kaynağını Anayasa'dan alan 685 sayılı KHK ile tanınmış olduğundan ve anılan KHK, usulünce TBMM'de onaylandığından, işlemin yetki unsuru yönünden bir sakatlık bulunmadığı değerlendirilmektedir. Tesis edilen işlemin sebebi, davacının terör örgütü olduğu Milli Güvenlik Kurulunca tespit edilen ve Yargıtay tarafından bu yönde karar verilen FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının somut delillerle ortaya konulmuş olmasıdır. Bu nedenle, dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden de hukuka uygun olduğu açıktır. Komisyonun karar alma sürecinin yine KHK ile belirlendiği, karar alırken her türlü bilgi ve belgeye ulaşma imkanının bulunduğu ve davacı hakkında alınan kararda usul hükümlerine riayet edildiği görüldüğünden şekil unsuru yönünden de bir sakatlık bulunmadığı; öte yandan davacının kamu görevinden çıkarılması bir disiplin işlemi olmadığından bu konudaki mevzuat ve usulün uygulanmasının beklenemeyeceği, devlet ve millet bekasının büyük ölçüde tehdit eden bir yapıyla hızlı ve etkin mücadele amacıyla tesis edilen işlemde sebep, maksat ve konu yönlerinden hukuka aykırılıktan bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
 
İstinaf konusu idarece mahkemesi kararının davanın reddine ilişkin kısmın da hukuka aykırılık bulunmadığından davacının istinaf isteminin reddi gerekmektedir.
 
Yargılama giderlerine ilişkin gelince;
 
İdare Mahkemesince, "kullanılmayan 59,10-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde ... davacıya iadesine" şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemece yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde karar verildiği, öte yandan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı Tarife'nin A/III-2 numaralı maddesinde, idare mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlar için maktu harç alınacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede de, yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde verilen kararlar için harç alınmayacağına dair istisnai bir hükme yer verilmediği dikkate alındığında, kullanılan 59,10-TL yürütmeyi durdurma harcının davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle yargılama giderleri arasında gösterilmek suretiyle davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi gerektiğinden istinafa konu kararın bu kısmının düzeltilmesi gerekmiştir.
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 09/05/2019 günlü ve E:2018/930, K:2019/1800 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına," "kullanılmayan 59,10-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde .... davacıya iadesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "aşağıda dökümü gösterilen 211,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde düzeltilmesine,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Fazladan yatırılan 44,40-TL harcın istek halinde ilgili tahsil dairesince istinaf başvurusunda bulunana iadesine,
 
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy