Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/5456 Esas 2020/3153 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/5456
Karar No: 2020/3153
Karar Tarihi: 25.11.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 18.04.2018 tarihli ve 2018/12305 sayılı işlemin iptali ile yoksun kalındığı iddia olunan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 22/03/2019 tarihli ve E:2018/4400, K:2019/655 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, darbe girişiminin 2014 öncesi ''cemaat, hizmet, gülen hareketi'' gibi isimlerle anılan ve 26 Mayıs 2016 tarihli Milli Güvenlik Kurulu kararı ile ''FETÖ/PDY'' ismi altında terör örgütü ilan edilen yapıya mensup askerlerce gerçekleştirdiğinin açıklandığı, darbe girişimi ile ilgisi olmayan on binlerce kişinin, 26 Mayıs 2016 tarihinden öncesine dayandırılan iddialarla, minimum anayasal güvencelere saygı gösterilmeden kamu görevinden çıkarıldığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları dikkate alındığında, bu yaptırımın ceza hukuku anlamından bir ceza olduğu ve ceza yargılamasındaki tüm güvencelere uygun bir yargılama sonucu uygulanması gerektiği, non bis in idem kuralı ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, adil yargılanma hakkının kişiye karşı yöneltilmiş suçlama boyutu açısından ilgili tüm ilkelerinin ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edildiği, OHAL KHK'ları ile sadece durumun gerektirdiği ölçüde OHAL'in neden olduğu konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirler alınabileceği, kamu görevinden sürekli olarak çıkarılma tedbirinin, OHAL'in sona ermesi ile sona ermeyecek türden, kalıcı nitelikte bir tedbir olup bu konunun OHAL KHK'sı ile düzenlenemeyeceği, diğer bireylerin suçlu ilan edilebilmesi için kesinleşmiş yargı kararı gerekirken kendisinin bir yasama işlemi niteliğindeki yürütme organı kararı ile suçlu ilan edildiği, masumiyet karinesinden yararlanmada kendisi ile diğer bireyler arasında ayrımcılık yapıldığı, ... programı kullanıcısı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, hakkında yapılmış ve yapılacak işlemlerde, karar alınmadan önce toplanmış tüm delillerin, hukuka uygun olarak toplanmış olması gerektiği, MİT, Emniyet ve Jandarma tarafından istihbarı amaçla toplanan bilgilerin, yasalara uygun olarak elde edilmiş olsalar dahi amaçları dışında, disiplin ya da ceza yargılamasında delil olarak kullanılamayacağı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 22/03/2019 günlü ve E:2018/4400, K:2019/655 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy