Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4955 Esas 2020/1859 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4955
Karar No: 2020/1859
Karar Tarihi: 17.09.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 16/04/2019 günlü ve E:2018/4136, K:2019/1132 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 29.05.2018 tarihli ve 2018/17892 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğu belirlenen ... iletişim sistemini kullandığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 Hazırlık Numaralı soruşturma dosyasında ele geçirilen FETÖ/PDY''nin Emniyet Teşkilatı personeline yönelik arşivindeki detay bilgisinde davacının Kırmızı A5 seviyesinde (FETÖ/PDY'ye mensubiyeti, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede) kodlandırılmış durumda olduğu, Kurumu tarafından Komisyona intikal ettirilen personel bilgi dosyasında davacı hakkında üst amir kanaati olarak 02/08/2016 tarihinde yapılan değerlendirmede FETÖ/PDY terör örgütüyle kuvvetli irtibat ve iltisakı bulunduğu yönünde görüş belirtildiği, bu nedenlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlem Mahkemesince hukuka uygun bulunduğundan yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, meslek hayatı boyunca hiçbir adli ve idari soruşturma geçirmediği ve ceza almadığı, ... bilgisinin istihbari mahiyette olduğu ve delil olarak kullanılamayacağı, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin hukuka aykırı olduğu, savunma alınmaksızın tesis edilen işlemin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykırı olduğu, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ve kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı hareket edildiği, meslekten çıkarma işleminin sebep unsurunu oluşturacak bir delil veya belge ortaya konulmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu işlediği gerekçesiyle Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda, suçu sabit görülen davacı hakkında hapis cezası verildiği, kararın istinafen incelenerek kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi'nce reddedildiği ve nihayet anılan kararın, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 17.10.2018 tarihli ve E:2018/463, K:2018/3444 sayılı kararı ile düzelterek onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
Ayrıca Mahkeme tarafından, adli yardımdan yararlanması nedeniyle davacıdan tahsil edilmemiş olan yargılama giderinin davacıdan tahsili için kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına karar verilmekle birlikte, davacıdan zaten tahsil edilmiş olan "vekalet harcının" istisna tutulmadığı görüldüğünden, mükerrer tahsilata yol açılmaması için kararın hüküm fıkrasının bu kısım yönünden de düzeltilmesi gerekmektedir.
 
KARAR SONUCU:
 
Yukarıdaki ek gerekçe ve açıklamayla birlikte;
 
1- Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce verilen istinafa konu karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3- Anılan kararda; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin (davacıdan tahsil edilmiş olan 5,20 TL vekalet harcı hariç olmak üzere)davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere 17.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy