Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4885 Esas 2020/1575 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4885
Karar No: 2020/1575
Karar Tarihi: 24.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/04/2019 gün ve E:2018/3924, K:2019/1445 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 24.04.2018 tarih ve 2018/12729 sayılı işlemin iptali ile anılan işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğu belirlenen ByLock iletişim sistemini kullandığı, bu nedenle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, kendisine tebligat ve bilgilendirme yapılmadan, somut bir gerekçe sunulmadan, soruşturma yapılmadan ihraç edildiği, savunma hakkı tanınmadan kamu görevinden çıkarıldığı ve adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, ceza yargılamasının kesinleşmediği, bylock programını kullanmadığı ve bu hususa ilişkin somut bir tespit bulunmadığı, OHAL KHK'ların amaç, konu ve süre bakımından hukuka aykırı olduğu, ihraç işleminin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu, temel hak ve özgürlüklerini ihlal ettiği, sadakat yükümlülüğünün ne şekilde yerine getirilmediğinin açıklanmadığı, söz konusu davanın seri dava niteliğinde olması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22.maddesi uyarınca vekalet ücretinin verilmesi gerektiği, ihraç kararlarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın (avukat ücreti dahil), hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı tarafından kamu görevinden çıkarılmasını sağlayan KHK ile anılan KHK'nın onayına ilişkin kanunun Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi istenilmiş ise de; Anayasa'nın 148 ve 152.maddelerinde yer alan kurallar birlikte değerlendirildiğinde bu iddianın ciddi olduğu kanaatine ulaşılamamaktadır.
 
İstinaf dilekçesinde bakılmakta olan davanın seri dava olduğu bu nedenle vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesi uyarınca verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; her bir uyuşmazlığın içeriği itibariyle davacılar açısından ayrı ayrı irdelenmesi gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 57. maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığında birlikte dava açılabileceği de öngörülmesine rağmen, somut olayda davacıların birlikte dava açabilmesinin 2577 sayılı Kanun uyarınca mümkün olmadığı, bu durumda bakılan davanın seri dava niteliğinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Kurumu tarafından Komisyona intikal ettirilen personel bilgi dosyasında; KIRMIZI EA (FETÖ içerisinde olup, örgüt benim örgütüm diyen ancak bazı zaafları olan kişiler) seviyesinde kodlandırılmış olduğu hususu, Mahkeme kararında belirtilen delillerle birlikte değerlendirildiğinde davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/04/2019 gün ve E:2018/3924, K:2019/1445 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Anılan kararda; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 24/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy