Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4794 Esas 2020/1858 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4794
Karar No: 2020/1858
Karar Tarihi: 16.09.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 08/05/2018 tarihli ve 2018/15001 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 27/03/2019 tarihli ve E:2018/3879, K:2019/843 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ... programını kullanmadığı, ……. kullandığına dair usulüne uygun olarak yapılmış bir tespitin bulunmadığı, üst amir kanaatinin dikkate alınmaması gerektiği, zira anılan kanaatin hangi Emniyet personeline ait olduğunun belli olmadığı, görevini Anayasa'ya sadakat içinde, Anayasa ve yasalara bağlı şekilde yerine getirdiği, gizli tanığın kodlamasına itibar edilmemesi gerektiği, kamu görevinden çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, Kurumu tarafından Komisyona intikal ettirilen personel bilgi dosyasında; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/68532 hazırlık numaralı dosyası kapsamında ele geçirilen Emniyet Teşkilatı personeline ait örgüt arşivinde bulunan detay bilgisinde; davacının KIRMIZI A4 (FETÖ/PDY'ye mensubiyeti, teslimiyeti, sadakati ve bağlılığı en üst seviyede olan kişi) seviyesinde kodlandırılmış durumda olduğu, üst amir kanaati olarak 15/10/2016 tarihinde yapılan değerlendirmede FETÖ/PDY terör örgütüyle kuvvetli irtibat ve iltisakı bulunduğu yönünde görüş belirtildiği hususları, Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Davacı hakkında Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2017/376 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında verilen karara karşı davacının yaptığı istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin E:2018/418 sayılı esasına kayıtlı dosyada incelenerek reddedilmesine karşın, bu karara yönelik temyiz başvurusunun Yargıtay 16. Ceza Dairesinin E:2019/1954 sayılı dosyasında kabul edilerek eksik araştırma yapıldığı gerekçesiyle anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmış olup söz konusu ceza yargılaması sürecinde İdare Mahkemesi kararında belirtilen delillerin hilafına bir tespit bulunmadığı, dolayısıyla Mahkeme kararında belirtilen Ağır Ceza Mahkemesi kararının bozulmasının davacının hukuki durumunda bir değişiklik yaratmadığı görülmektedir.
 
Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
Davacının istinaf dilekçesinin son sayfasında; dava dilekçesinde bulunmayan "Ailesinin yaşadığı maddi ve manevi zararların karşılanmasına" karar verilmesi isteminde de bulunduğu görülmekle birlikte, davacının bu isteminin "davanın konusunu genişletme yasağı" kapsamında olması nedeniyle incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
 
Ayrıca, İdare Mahkemesi kararının "Yargılama Giderleri" bölümünde "Posta Gideri" toplamının ve "Genel Toplamın" yanlış hesaplandığı anlaşıldığından, kararın belirtilen kısımlarının düzeltilmesi gerekmiştir.
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. Maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine ..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili amacıyla tahsil dairesine müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; ...davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili amacıyla işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına .."şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Anılan kararın; "Yargılama Giderleri" bölümünde yer alan; "Posta Gideri: 89,00 TL" ibaresinin "Posta Gideri: 93,40-TL" olarak, "TOPLAM: 160,80-TL" ibaresinin, "TOPLAM: 166,20-TL" olarak düzeltilmesine,
 
5- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
6- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için Mahkemesince karar kesinleştikten sonra ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy