Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4711 Esas 2020/1888 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4711
Karar No: 2020/1888
Karar Tarihi: 17.09.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 21/03/2018 tarihli ve 2018/8119 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 25/02/2019 tarihli ve E:2018/2184, K:2019/361 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, kendisi ile ilgili olmayan hususların Mahkeme kararının gerekçesinde yer aldığı, ... kullandığı iddiası dışında hakkında herhangi bir iddia bulunmamasına rağmen Mahkemece diğer iddialardan bahsedildiği, ancak bu iddiaların ne olduğunun belirtilmediği, ayrıca söz konusu iddialar araştırılmadan karar verilmesinin de bir eksiklik olduğu, ... kullandığı tespit edilen kişilerin doğrudan örgüt üyesi olarak kabul edilemeyeceği, hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmadığı, Ceza mahkemesinin verdiği kararın suç nitelemesi açısından yeterli olmadığı, ilk derece mahkemesince ... hakkında herhangi bir inceleme yapılmadığı, ... programını kullanmadığı, cihazı üzerinde teknik inceleme yapılarak, ... indirilip indirilmediği, indirildi ise kullanılıp kullanılmadığının, kullanıldı ise ne gibi kayıt ve verilerin bulunduğu hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği, ayrıca ... verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden delil olarak kullanılamayacağı, mesaj içeriklerine ulaşılmadan suçlanamayacağı, ID kaydına ilişkin olarak çözüm içeriklerinin bulunmadığı, teknik çelişkilerin söz konusu olduğu, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun yapmayacağı, kamu görevinden çıkarılma işleminin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne, Anayasa'ya ve iç Hukukumuza aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında elde edilen verilere göre; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün Emniyet mahrem yapılanması içerisinde "öğretmen" görev ve konumu ile "mahrem imam" olarak görev aldığı, bir kısım Emniyet personelinden sorumlu olduğu, "K4" kod adını kullandığı hususları, Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 17.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy