Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4618 Esas 2020/1331 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4618
Karar No: 2020/1331
Karar Tarihi: 09.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 19/04/2019 gün ve E:2018/2816, K:2019/1286 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 17.04.2018 tarih ve 2018/11900 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğu belirlenen ByLock iletişim sistemini kullandığı, kurumu tarafından Komisyona intikal ettirilen bilgi dosyasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/68532 hazırlık numaralı dosyası kapsamında ele geçirilen emniyet teşkilatı personeline ait örgüt arşivinde bulunan detay bilgisinde: Kırmızı …..seviyesinde kodlandırılmış durumda olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, anılan işlemden dolayı yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesi talebinin de kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının usul ve esas açısından Evrensel İnsan Hakları Beyannamesine, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine, Anayasa'ya ve kanunlara aykırı olduğu, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarılma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, bu tür cezalara ceza hukukuna dair tüm güvencelerin uygulanması gerektiği, Anayasa'nın 15. Maddesi uyarınca OHAL durumunda dahi masumiyet karinesinin askıya alınamayacağı, hakkında açılan ceza davasının devam ettiği, hakkında suçlu olduğunu gösterir kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığı, kanunsuz suç ve cezanın verilemeyeceği, Anayasa'nın 15 ve 121. maddeleri uyarınca OHAL döneminde sadece OHAL'in gerektirdiği ölçüde ve OHAL'e neden olan konularla ve OHAL süresiyle sınırlı geçici tedbirlerin alınabileceği, hiçbir zaman hiçbir terör örgütünün üyesi olmadığı, terör örgütüne ilişkin faaliyet ve eylemde bulunmadığı, Bylock verilerinin istihbari nitelikte olduğu, bu programın internetten ……. ve ……üzerinden binlerce kez indirilip kullanıldığı, hakkında ileri sürülen delillerin ihraç edildiği tarihten sonra elde edilen deliller olduğu, bu durumun Anayasa ve AİHS'ye aykırı olduğu, sonradan ihdas edilen suçların geçmişe yürütülemeyeceği, suçun şahsiliği ilkesine aykırı karar verildiği, kimin tarafından yapıldığı belli olmayan fişleme evraklarının gerçek dışı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 19/04/2019 gün ve E:2018/2816, K:2019/1286 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda ''...belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine'' şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince;''...belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine'' olarak düzeltilmesine,
 
3-Anılan kararda "davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına" şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına" şeklinde düzeltilmesine,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 09.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy