Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4535 Esas 2020/1704 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4535
Karar No: 2020/1704
Karar Tarihi: 10.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 11/04/2019 gün ve E:2018/5288, K:2019/1718 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 07.06.2018 tarih ve 2018/19214 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ... iletişim sistemini kullandığı, örgütle iltisaklı Bank... isimli bankadaki mevduatında 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği, bu eylemlerin mevcut olmasının davacının FETÖ/PDY ile normal bir vatandaşınkinden beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumda davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğuna dair tespitin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği anlaşıldığından, 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç, konu ve süre bakımından hukuka aykırı olduğu, olağanüstü hal müddetince sürekli hale gelecek meslekten ihraç işleminin tesis edilemeyeceği, yasama erkinin idare yerine geçerek ihraç kararı tesis etmesinde fonksiyon gaspı olduğu, soruşturma açılmadığı ve savunma hakkının tanınmadığı, savunma alınmaksızın tesis edilen işlemin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesine aykırı olduğu, disiplin cezası verilirken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda öngörülen prosedüre uyulmadığı, OHAL KHK adı altında yapılan genel düzenleyici işlemi nitelendirmenin mahkemenin görevi olduğu, Bakanlar Kurulu'nun Anayasa ve yasaların kendisine vermediği bir yetkiyi kullanmak suretiyle işlem tesis ettiği, KHK ile kesin ve yürütülebilir bireysel işlem tesis edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminde Anaya ve kanunlarda belirtilen usul ve esaslara uyulmadığı, anılan KHK'nın Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne itiraz yoluyla götürülmesi gerektiği, dava konusu işlemin idari işlemin unsurları yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, aynı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU: Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 11/04/2019 gün ve E:2018/5288, K:2019/1718 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 10.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy