Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4435 Esas 2020/2370 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4435
Karar No: 2020/2370
Karar Tarihi: 19.10.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 13/03/2018 tarihli ve 2018/7222 sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 27/03/2019 tarihli ve E:2018/1252, K:2019/1495sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, astsubay olarak görev yapmaktayken kamu görevine son verildiği, Mahkeme tarafından eksik inceleme ile karar verildiği, başta savunma hakkı olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile Disiplin Hukuku ve Ceza Hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, iltisak ve irtibat kriterlerinin hukuki kavramlar olmadığı, hakkındaki ceza yargılaması sürecinin devam ettiği, ceza yargılamasında verilen kesinleşmemiş yargı kararlarının aleyhe değerlendirilemeyeceği, hakkındaki ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiği, kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmayan delil ve tespitlerin Komisyon kararına ve yargılamaya esas alınamayacağı gibi aleyhine sonuç doğurmayacağı, .... kullanıcısı olduğuna dair iddianın ispatlanamadığı, ....'un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, İdare Mahkemesinin dinlemediği tanığın ifadesini hükme esas alamayacağı, aleyhine olan tanık beyanının gerçeği yansıtmadığı, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, davacı hakkındaki ceza yargılamasında; tanık (…..)'nin ifadesinde; davacının FETÖ/PDY terör örgütünün evlerinde ev abiliği yaptığı, FETÖ/PDY'nin yurdunda 1 yıl süre ile belletmenlik yaptığı ve 2015 yılında Astsubay Meslek Yüksek Okulunu kazanarak yerleştiği şeklinde teşhis işleminin bulunduğu, 18/01/2019 tarihli duruşmada ise davacının FETÖ/PDY terör örgütünün evlerinde kaldığını sonrasında Astsubay Meslek Yüksek Okuluna gittiğini öğrendiğini beyan ettiği hususları, dava konusu işlemde belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
Ayrıca Mahkeme tarafından, adli yardımdan yararlanması nedeniyle davacıdan tahsil edilmemiş olan yargılama giderinin davacıdan tahsili için kararın kesinleşmesinden sonra ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına karar verilmekle birlikte, davacıdan zaten tahsil edilmiş olan "vekalet harcının" istisna tutulmadığı görüldüğünden, mükerrer tahsilata yol açılmaması için kararın hüküm fıkrasının bu kısım yönünden de düzeltilmesi gerekmektedir.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle,
 
1- Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "Adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsil edilemeyen yargılama giderinin, işbu kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına" şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "Adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsil edilemeyen yargılama giderinin(davacıdan tahsil edilmiş olan 5,20-TL vekalet harcı hariç olmak üzere), işbu kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına" şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy