Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4404 Esas 2020/1428 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4404
Karar No: 2020/1428
Karar Tarihi: 12.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 27/02/2019 gün ve E:2018/2288, K:2019/871 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 26/04/2018 tarih ve 2018/13652 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalındığı iddia olunan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığı, FETÖ/PDY terör örgütüne müzahir Bank ….. isimli bankadaki hesabında bulunan para miktarını 2014 yılından itibaren rutin bankacılık işlemlerini aşar nitelikteki işlemlerle artış sağladığı, FETÖ/PDY ile iltisaklı sendikaya üye olduğu bu nedenlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının; dava konusu işlem nedeniyle mahrum kaldığını iddia ettiği tüm parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinin de reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, somut olayda, ölünceye kadar süreceği için geçici nitelikte olmayan kamu görevinden çıkarma işleminin, darbe girişimi ile ilgisi olmayan kamu görevlileri açısından, durumun gerektirdiği türden bir tedbir olmayıp, Anayasanın 15. ve 121. maddeleri ile AİHS'nin 15. maddesine aykırı olduğu, OHAL KHK'lerinin hiçbiri TBMM tarafından süresinde onanmamış olup, tüm KHK'lerin Anayasanın açıkça öngördüğü şekil şartlarına riayet edilmeden uygulandığı, her iki husus dava dilekçesinde açıkça ileri sürülmesine ve davanın sonucunu açıkça etkileyebilecek birer argüman olmasına rağmen, ilk derece mahkemesi kararında hiçbir şekilde incelenmeden dava reddedildiği için, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, masumiyet karinesinden yararlanma hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlemle ölçülülük ilkesine aykırı hareket edildiği, yine bağımsız mahkeme ilkesine aykırı hareket edildiği, Bylock verilerinin yasa dışı delil olup, hiçbir yargılamada kullanılamayacağı, MİT'in Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği Bylocka ilişkin hard disk ve flaş bellek’in, bugüne kadar, talep etmelerine rağmen, onbinlerce sanıktan hiçbirine verilmediği, bu hususun ise çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerini ihlal ettiği, Bank ….. dair şahsının kişisel verilerinin ilk olarak hiçbir mahkeme kararı olmadan, yasa dışı şekilde polis tarafından ele geçirildiği ve kullanıldığı, bir kişinin yatırım amacıyla bir bankaya para yatırmasının ve bu yatırımdan kar elde etmesinin, mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, kaldı ki iddia edildiği gibi, Bank …… para yatırma işleminin örgüt liderinin talimatıyla yapıldığı iddiasının doğru olduğu varsayılsa dahi, işlemin kendisinin tamamen yasal olduğu, hiçbir suçun kapsamına girmediği, idare mahkemesinin red kararında dayanılan tüm delillerin, şahsının KHK ile kamu görevinden çıkarıldığı tarihten sonra elde edildiği, ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 27/02/2019 gün ve E:2018/2288, K:2019/871 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Anılan kararda ''takdir edilen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; ''takdir edilen 1.362,00TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' olarak düzeltilmesine,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 12.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy