Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4372 Esas 2020/1698 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4372
Karar No: 2020/1698
Karar Tarihi: 10.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 17/04/2019 gün ve E:2018/969, K:2019/2076 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 14/02/2018 tarih ve 2018/4399 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığının tespit edildiği, örgüte müzahir özel öğretim kurumunda veli kaydının olduğu, örgüte iltisaklı Bank... isimli banka hesabındaki mevduatında 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği davacının bu eylemlerinin FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumun davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğu şeklinde değerlendirilmesinin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği kanaatine varılarak, ilgili Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesince davanın reddine gerekçe olarak gösterilen hususların, 15 Temmuz 2016 tarihli hain darbe girişimi ve sonrasında meydana gelen süreci genel olarak anlatan hususlar olup, kendisine özgü durumların yahut gerekçelerin, ne surette FETÖ/PDY ile irtibatlı yahut iltisaklı olduğunun somut olarak ortaya konulamadığı, FETÖ/PDY hain silahlı terör örgütü ile irtibatlı yahut iltisaklı olmadığı, Devlete karşı olan sadakat yükümlülüğüne, gerek mesleki hayatında gerekse de özel hayatında kati surette aykırı davranmadığı, dava konusu işlemin ve davanın reddi kararının telafisi imkansız zararlara yol açtığı, temel hak ve hürriyetlerine olağanüstü düzeyde zarar verdiği, ByLock isimli programı kullanmadığı, bu konuda yapılan tespitlerin, gerçeği yansıtmadığı, kaldı ki ByLock ilişkin verilerin yasa dışı delil niteliğinde olduğu, CMK 135. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak alınmış bir iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararı bulunmadığı gibi, istihbarat amaçlı alınmış bir önleme dinlemesi varsa da bu şekilde elde edilen kayıtların aleyhine delil niteliğini haiz olmayacağı, Bank ... üzerinde düzenli olarak birikimler yaptığı ve çocuğunun okul taksiti masraflarını yatırmak amacıyla da bu bankadaki hesabına para aktardığı, mezkur bankanın kanunlara uygun olarak gerekli tüm prosedürler yerine getirilerek kurulduğu, müşterilerinden hesap işletim ücreti, kart aidatı ve sair bankacılık masraflarını talep etmediği, İslam Dinine göre haram olarak addedilen faiz uygulamalarının mevcut olmadığı, Bakanlık tarafından uygun görülmüş ve eğitim-öğretim faaliyetlerine devam eden bir okula çocuğunu göndermesi yönündeki fiillerin, sonraki tarihte FETÖ/PDY hain silahlı terör örgütüyle ilişkilendirilmesinin mümkün bulunmadığı, hakkında ceza mahkemesince kurulan hükmün kesin nitelikte olmadığı, İdare Mahkemesince yapılan tespite gerekçe olarak gösterilen hususların, FETÖ/PDY hain silahlı terör örgütü mensubu kamu görevlileri açısından hukuka uygun nitelikte olduğu, ancak kendisinin FETÖ/PDY ile irtibatı bulunmadığı, dava konusu işlem ve davanın reddine ilişkin kararın başta hukuki güvenlik ilkesi olmak üzere, Anayasa ile güvence altına alınmış birçok temel hak ve ilkeye aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334'üncü maddesindeki koşulların gerçekleştiği görüldüğünden davacının adli yardım isteği kabul edilmek suretiyle, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Ceza yargılaması sırasında davacının örgütle bağlantılı olduğuna ilişkin alınan tanık beyanları da, Mahkeme kararında belirtilen delillerle birlikte değerlendirildiğinde davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 17/04/2019 gün ve E:2018/969, K:2019/2076 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin REDDİNE,
 
2- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
3- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
4- Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 10.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy