Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4354 Esas 2020/1699 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4354
Karar No: 2020/1699
Karar Tarihi: 10.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce verilen 08/03/2019 gün ve E:2018/1599, K:2019/617 sayılı karar.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 15/03/2018 tarih ve 2018/7448 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce; terör örgütüne üye olma suçundan açılan ceza davasında beraat etmiş ise de; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı .... Bankası AŞ'de (Bank ....) 6.2.2015 tarihinde açılmış bir hesabının olduğu ve 17.3.2015 tarihinde 13.104,00 TL tutarlı 31 günlük katılım hesabı açtığı, çocuğunun FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Ortaokulunda 2015-2016 eğitim öğretim dönemine ilişkin kaydının olduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Sendikası'na Şubat 2015-Temmuz 2016 tarihleri arasında 18 ay süreyle üyeliğinin bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Derneği'nde denetim kurulu yedek üyesi olarak görev yaptığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen .... Medya Dağıtım A.Ş.'ye 12.1.2014-12.10.2015 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu hususları göz önüne alındığında FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu kanaatine varılan davacının başvurusunun reddine ilişkin Komisyon kararında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI (DAVACI) :Davacı tarafından, 15 Temmuz darbe girişiminin 2014 yılı öncesinde "cemaat, hizmet, gülen hareketi" olarak bilinin ve 26 Mayıs 2016 tarihli MGK kararı ile "FETÖ/PDY" ismi adı altında terör örgütü ilan edilen yapıya mensup askerlerce gerçekleştirildiğinin açıklandığı, kendisinin 26 Mayıs'tan önce söz konusu oluşumla ilişkisi olduğu iddiasıyla Anayasal güvencelere saygı gösterilmeden kamu görevinden çıkartıldığı, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç, konu ve süre bakımından hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisi olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, OHAL KHK'sı ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminin ölçülü olmadığı, tavsiye niteliğinde olan ve sadece Bakanlar Kuruluna gönderilmek üzere kabul edilen MGK kararlarının kişileri bağlayıcı olmadığı, hakkında soruşturma açılmadığı, savunma hakkı verilmediği, yasal bir şekilde faaliyet gösteren bankaya yatırılan paranın suç teşkil etmediği, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank .... hesabına para yatırmadığı, Devletin izin verdiği sendikaya Anayasal hakkını kullanarak üye olduğu, örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiği, çocuğunun öğrenim gördüğü okulun 17/25 Aralık sürecinden sonra gerekli yasal izinler alınarak kurulduğu, mevzuata uygun kurulan bir okula çocuğunu göndermesinin ve buradan alınan eğitim öğretim hizmeti karşılığında ödeme yapılmasının meslekten ihracına dayanak yapılmasının hukuken mümkün olmadığı, .... Medya A.Ş.'ye yapılan ödemelerin de gazete ile verilen soru bankası ve deneme sınavlarından dolayı gazeteye abonelikten kaynaklandığı, söz konusu dönemde hakkında adli ve idari bir soruşturma yapılıp ceza verilmeyen bir gazeteyi almasının ihracına gerekçe olarak gösterilemeyeceği, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun yapmayacağı, bir kişinin aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılanıp iki ayrı cezaya mahkum edilemeyeceğine ilişkin non bis in idem kuralının ihlal edildiği, söz konusu yapının terör örgütü olarak ilan edildiği 26.05.2016 tarihinden önceki eylem ya da işlemlerden dolayı terör örgütü üyeliği ile suçlanamayacağı, ceza hukuku ilkeleri ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği, OHAL Komisyonunca hak ihlalleri yönünden inceleme yapılmadığı, görevini Devlete sadakat içinde, Anayasa ve yasalara bağlı şekilde yerine getirdiği, darbe girişimiyle hiçbir ilgisi olmadığı, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği ilkelerine aykırı bir yargılama yapılarak karar verildiği, hakkında açılan ceza davasında beraat kararı verildiği ve anılan kararın kesinleştiği ileri sürülmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI (DAVALI) :Davalı tarafından, bakılan davanın seri dava olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığından vekalet ücretinin tam olarak verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
DAVALININ SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacının istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun 17/2 maddesi uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, aynı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacının Bank.... hesap hareketleri ilk derece mahkemesinde davanın reddi gerekçeleri arasında sayılmış olmakla beraber ayrıca belirtilmesi gereken bir husus da şudur:
 
BDDK'nın 03/02/2015 tarihli kararıyla Bank ....'nın Bankacılık Kanununda yer alan yükümlülükleri yerine getiremeyen ortaklarının paylarına ilişkin temettü dışındaki ortaklık haklarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından kullanılmasına karar verilmesi ve 04/02/2015 tarihinde TMSF tarafından söz konusu Banka yönetimine görevlendirmeler yapılmasına müteakip, Bankaya sahip çıkma adı altında çeşitli yardım çağrıları yapılmıştır. Bu yardım çağrısının karşılık bulduğu hem banka nezdindeki hesap hareketlerinden, hem de basında yer alan haberlerden anlaşılmaktadır.
 
Bu çerçevede, söz konusu Banka nezdinde daha önce hesabı bulunmayan davacının 06 Şubat 2015 tarihinde anılan Bankada hesap açarak 50,00 TL para yatırmış olması hususu da, davacının terör örgütünün amacına uygun tavır ve davranış sergileyerek çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Ayrıca, İdare Mahkemesince iş bu davanın seri dava niteliğinde olduğu kabul edilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22. maddesi uyarınca davalı idare lehine 408,60 TL vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmiş ise de; her bir uyuşmazlığın içeriği itibariyle davacılar açısından ayrı ayrı irdelenmesi gerektiği, 6100 sayılı Kanunun 57.maddesinde ihtiyari dava arkadaşlığında birlikte dava açılabileceği de öngörülmesine rağmen, mahkemenin işaret ettiği davalar açısından davacıların birlikte dava açabilmesinin 2577 sayılı Kanun uyarınca mümkün olmadığı, bu durumda bakılan davanın seri dava niteliğinin olmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Dolayısıyla İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yukarıda yer verilen gerekçelerle birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesi'nce verilen 08/03/2019 gün ve E:2018/1599, K:2019/617 sayılı kararın, davanın reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından bu kısma yönelik davacının İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Vekalet ücretine ilişkin davalı idarenin istinaf isteminin KABULÜNE, Mahkeme kararının "...(Tarife'nin 22. maddesi de dikkate alınarak) belirlenen 408,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine" ilişkin kısmı yönünden KALDIRILMASINA, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait davacı ve davalı idare tarafından yapılan yargılama giderlerinin hakkaniyet gereği istinaf edenlerin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunanlara re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 10/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy