Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4302 Esas 2020/1359 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4302
Karar No: 2020/1359
Karar Tarihi: 09.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/04/2019 gün ve E:2018/2544, K:2019/1763 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 05/02/2018 tarih ve 2018/3347 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalındığı iddia olunan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığı, örgütle iltisaklı Bank.... isimli bankadaki mevduatında 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği, örgüte müzahir sendika ve dernekte üyelik kaydının olduğu, bu eylemlerin mevcut olmasının davacının FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir bağ içerisine girdiğini ortaya koyduğu ve davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğuna dair tespitin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği anlaşıldığından, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, Dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan davacının tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, masumiyet karinesi ilkesi gereği halen masum olduğu, …. cemaatinin FETÖ'ye evrilmesinden önce bu yapıya eğitim hizmetleri yönüyle teveccüh beslediği ve bu durumu ceza yargılamasında da dile getirdiği, afaki iddiaların dışında terörist olduğuna dair hiçbir delil bulunmadığı, bylock programı ile ilgili yargı organlarından talep etmesine karşın halen bilirkişi incelmesi yapılmadığı, bylock programını kullandığına dair itibar edilen tek delilin MİT'in GSM operatörlerinden gayrıresmi bir şekilde aldığı ve delil olarak kullanılması kanunlarla açıkça yasaklanmış verilerden ibaret olduğu, FETÖ davalarında belirtilen "Mor Beyin" tuzağında da örgütün yüzbinlerce GSM hattı kullanıcısını bylock tuzağına çektiğinin bilindiği, böyle bir tuzağa çekilip çekilmediğinin sadece dijital cihazlarda yapılacak teknik inceleme sonucu belli olacağı, 15 Temmuz hain darbe girişimiyle en ufak bir ilgisi olmayan şahsına durumunun Anayasada belirtilen fikir ve vicdan hürriyeti kapsamında ele alınması gerektiği, evine hırsız girdiği için altınlarını altın hesabına yatırdığı, bu tarihin 2014 yılına denk gelmesinin tamamen tesadüf olduğu, … Derneğine üye olduğu iddiasının kesinlikle yanlış bir ifade olduğu, bu derneğe üyelik kaydının ödemiş olduğu aidat, katıldığı toplantı vs. ile ilgili bir belge bulunursa hakkındaki iddiaları peşinen kabul edeceği, 2015 yılında bir defaya mahsus hayır kurumu olduğunu düşündüğü için sadece 550 TL yatırdığı ve bundan dolayı pişman olduğu, …. sendikasına olan üyeliğinin ise hain 15 Temmuz kalkışmasından sonra da hemen iptal ettiği, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Her ne kadar İdare Mahkemesi kararının davacıya ilişkin tespitlere yer verilen kısmında, "Davacının örgüte müzahir .... isimli dernekte üyelik kaydı olduğu" ifadesine yer verilmiş ise de; dosyanın incelenmesinden, davacının anılan dernekte üyelik kaydının bulunmadığı, sadece anılan derneğe 17.06.2015 tarihinde 550,00 TL para gönderdiği görülmüş olup, bu husus İdare Mahkemesi kararının .... Derneğine ilişkin gerekçesinin kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
 
Öte yandan, ilk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
1- Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/04/2019 gün ve E:2018/2544, K:2019/1763 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Anılan kararda ''takdir edilen 1.362,00TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; ''takdir edilen 1.362,00TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' olarak düzeltilmesine,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy