Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4301 Esas 2020/1110 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4301
Karar No: 2020/1110
Karar Tarihi: 18.03.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 21/03/2019 gün ve E:2018/3414, K:2019/1242 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 03/04/2018 tarih ve 2018/9684 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, örgütle iltisaklı Bank.... isimli bankadaki mevduatında 2014 yılı içinde artış meydana getirdiği, örgüte müzahir sendikada üyelik kaydının olduğu, bu eylemlerin mevcut olmasının davacının FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir bağ içerisine girdiğini ortaya koyduğu ve davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğuna dair tespitin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği anlaşıldığından, 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi kararının kendi içinde çelişkiler taşıdığı, 2006 yılında açtırdığı Bank .... hesabını hemen hemen hiç kullanmadığı, ailevi nedenlerden dolayı annesinin kendisini haberdar etmeden hesabına para yatırdığı, kendisi Batman'da görevli olması ve yaşamasına karşın söz konusu hesap hareketinin annesinin yaşadığı Bursa İlinde gerçekleştirildiği, 2015 yılının Haziran ayında hesaptaki parayı çekerek annesine gönderdiği, .... Sendikasına ise görevli olduğu okula gelen temsilcilerinin özlük hak iyileştirme yolundaki vaatleri nedeniyle üye olduğu ve hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacının Bank.... hesap hareketleri ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddi gerekçeleri arasında sayılmış olup, davacının bu konudaki iddiaları çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekmiştir.
 
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 27/06/2019 tarihli E:2018/16-418, K:2019/513 sayılı kararında; "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle ilgili olarak yürütülen soruşturmalar kapsamında, örgüt lideri K1'in talimatıyla, para toplama ve mali kaynak oluşturma amacıyla, yasal görünüm altında kurulan Bank ....'nın örgütün finans kaynaklarından biri olduğu, 2013 yılı Aralık ayı sonrasında mali olarak zor duruma düşen bu bankanın parasal kaynak yönünden iyi durumda olduğunu göstermek, bankacılık sektöründeki faaliyetlerinin ve böylelikle örgüte para aktarımının devamlılığını sağlamak amacıyla, bizzat örgüt liderinin bankaya para yatırılmasına yönelik25.12.2013 tarihli çağrısı doğrultusunda, bu çağrıya uyan kişilerce özellikle 2014 yılının başından itibaren gerek bir kısım mal varlıkları elden çıkarılarak, gerekse başka finans kuruluşlarından kredi çekilerek tasarruf ve kâr amacı gözetilmeksizin örgüt yararına para yatırılması, katılım hesapları açılması, döviz ve altın alım satımı gibi işlemler yapıldığının tespit edildiği" belirtilmiştir.
 
FETÖ/PDY lideri tarafından çağrının yapıldığı 25/12/2013 tarihinden, bankanın TMSF'ye devir edildiği 29/05/2015 tarihine kadar, yeni hesaplar açma, para yatırma ve açılmış olan hesaplardaki mevduat tutarlarını artırma işlemlerine devam edildiği, 29/05/2015 tarihinden sonra hesap açma ve para yatırma işlemlerinin büyük ölçüde azaldığı dikkate alındığında; belirtilen tarih aralığında bankacılık açısından tamamen riskli konuma geldiği bilinebilen bankada yeni hesaplar açırtamanın ve para yatırmanın, Dairemizin çok sayıda kararında vurgulandığı üzere; "eylemlerini bir grubun, örgütün ya da yapının bireysel iletişim, yazılı ve görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları, işaretleri, talimatları veya yönlendirmeleri çerçevesinde belirleme hali" şeklinde tanımlanan iltisak ve irtibat düzeyinde FETÖ/PDY ile ilişkinin varlığını ortaya koyduğu, parası bulunmasa bile başka bankalardan faizli kredi kullanmak suretiyle elde ettikleri kaynakları örgüt liderinin talimatlandırdığı bankaya yatıranların durumunun ise ancak örgüt liderine samimi bir bağ ve örgütle kurulmuş olan kuvvetli irtibat ile izah edilebileceği, FETÖ/PDY liderinin talimatını yerine getirme uğruna maddi varlıklarını ve manevi değerlerini aşındıran bu kişiler bakımından, iltisak ve irtibat düzeyinin ötesine geçildiği açıktır.
 
Buna karşın Dairemizce; 25/12/2013 tarihinden önce ve 29/05/2015 tarihinden sonra Bank ....'da hesap açtırmanın, tutarı ne olursa olsun para yatırmanın ve diğer bankacılık işlemleri yapmanın, anılan tarih aralığındaki hesap açma ve para yatırma şeklindeki hareketlerin ise; konut, ihtiyaç, araç vb. kredilerin geri ödemesi, kredi kartı ödemesi, okul taksidi ödemesi, sosyal güvenlik prim ödemesi, vergi ödemesi, bireysel emeklilik ödemesi gibi gerçek bir ticari, iktisadi ve beşeri nedenle meydana geldiğinin ortaya konulması halinde iltisak ve irtibat olarak görülemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
 
Davacı tarafından, Bank ....'da yer alan hesabına ilişkin olarak, hesabının çok uzun yıllar hareketsiz kaldığı, annesinin babasından boşanma aşamasında kendi adına hesap açtırmayıp söz konusu hesabı kullanmaya başladığı, kendisi Batman İlinde yaşamasına karşın hesap hareketlerinin annesinin yaşadığı Bursa İlinde gerçekleştirilmiş olmasının bu durumu ispatladığı, annesinin boşanma davası sonuçlandıktan sonra 01/06/2015 tarihinde söz konusu parayı çekerek Bursa İlinde yaşayan annesine gönderdiği, bu hususlar göz önüne alındığında mezkur Bankaya talimat ile para yatırmadığının ortada olduğu ileri sürülmüştür.
 
İdare Mahkemesince ara kararı ile TMSF'den istenilen davacıya ilişkin Bank .... hesap hareketleri dökümü, davacının yukarıda belirtilen iddiaları uyarınca Dairemizin 27/02/2020 gün ve E:2019/4301 sayılı ara kararı ile .... Genel Müdürlüğünden istenilen davacının 01/06/2015 veya daha sonraki tarihlerde gerçekleştirdiği para gönderme işlemleri ve UYAP üzerinde annesinin boşanma davasına ilişkin bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu, davacının Bank .... hesap hareketlerine ilişkin iddialarının gerçeği yansıttığı anlaşılmış olup, bu haliyle anılan bankaya finansal destek/yardım sağladığı kanaatine varılamayacağından, bu durumun davacının aleyhine delil olarak değerlendirilmemiştir.
 
Davacının .... Sendikasında üyelik kaydının bulunduğuna ilişkin gerekçesine gelince;
 
6528 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle yapılan değişiklikle 08/02/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun 2. maddesindeki "dershaneleri" ibaresi yürürlükten kaldırılarak, FETÖ/PDY'nin faaliyetleri içinde çok önemli bir yer tuttuğu anlaşılan dershaneler kapatılmıştır. Konuyla ilgili olarak kamuoyunda yaşanan tartışmaların yoğunlaştığı süreçte .... Sendikası 01/03/2012 tarihinde kurulmuştur (AYM, Ali Şeker, B. No:2016/68962, 20/09/2018, §10). Sendikanın üye sayısındaki değişiklikler incelendiğinde; 10/08/2012 tarihli ve 28380 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan istatistiklere göre 402 üyesinin olduğu, 31/03/2013 tarihinde yaklaşık olarak 35.000 üye sayısına ulaştığı halde kendini feshetmek suretiyle kapandığı, 22/11/2013 tarihinde yeniden kurulduğu (AYM, Ali Şeker, §12-14), 04/07/2014 tarihli ve 29050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan istatistiklere göre 23.489 üye sayısına, 08/07/2015 tarihli ve 29410 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan istatistiklere göre 23.700 üye sayısına ulaştığı, 04/07/2016 tarihli ve 29762 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan istatistiklere göre üye sayısının 18.015'e düştüğü görülmektedir. Sendika, 23/07/2016 tarihli ve 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 667 sayılı KHK ile de kapatılmıştır.
 
Anılan Sendikanın, 2012 yılı başlarında FETÖ/PDY'ye ait dersanelerin kapatılması tartışmalarının başladığı dönemde kurulması, 1 yıllık süre içinde 35.000 üyeye ulaşması, feshini müteakip 17/25 Aralık 2013 süreciyle birlikte FETÖ/PDY ile yapılan açık mücadeleye rağmen yeniden kurularak kısa sürede 23.489 üyeye ulaşması; ancak iltisaklı ve irtibatlı bir grup bilincinin varlığı ile izah edilebilir. Nitekim, Yargıtay 16.Ceza Dairesi'nin 20/12/2017 tarihli ve E:2017/1862, K:2017/5796 sayılı kararı ile terör örgütüne ait sendikaya üye olmak fiilinin terör örgütünün amacına hizmet eden yardım suçu kapsamında değerlendirilebileceği vurgulanmıştır. Öte yandan, .... Sendikası yöneticilerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçundan 6 ila 13 yıl arasında hapis cezasıyla cezalandırılmaları yönünde Ankara 19.Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 11/06/2018 gün ve E:2017/87, K:2018/121 sayılı kararın 62. sayfasında; Sendika Genel Başkanının Wifi üzerinden erişim sağladığı bylock programı aracılığı ile diğer bylock kullanıcılarına "Sendika isteği güvencedir. .... Sendikası ateşten gömlek değil, çelikten zırhtır" ibarelerinin yer aldığı toplu mesaj gönderdiği anlaşılmaktadır.
 
İdare Mahkemesi kararında, davacının FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan sendikalar arasında yer alan .... Sendikasında üyeliği olduğu tespitine yer verilmekle yetinilmiş ise de, kurumu tarafından Komisyona intikal ettirilen personel bilgi dosyasından, davacının 17/25 Aralık 2013 sürecinden önceki Ocak 2013 - Nisan 2013 tarihleri arasında ve söz konusu süreçten sonraki Nisan 2014 - Temmuz 2016 tarihleri arasında mezkur sendikaya üyeliğinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
 
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, bu durum, Dairemizce ''anlayış ve davranış birliği içinde birlikte hareket etme, gönüllü şekilde tabi olma, eylemlerini; bir grubun, örgütün ya da yapının bireysel iletişim, yazılı ve görsel basın, sosyal medya paylaşımları üzerinden gelen mesajları, işaretleri, talimatları ve yönlendirmeleri çerçevesinde belirleme'' şeklinde tanımlanan iltisak ve irtibat tanımı içerisine girdiğinden davacının terör örgütü ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının Bank .... hesabı dışındaki, davacının .... Sendikası üyeliğine ilişkin gerekçesi hukuken geçerli olup, davanın reddi yolundaki ilk derece mahkemesi kararında hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
 
KARAR SONUCU:
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 21/03/2019 gün ve E:2018/3414, K:2019/1242 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
3- Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 18/03/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY GEREKÇESİ
 
Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturdukları sendika ve konfederasyonların kuruluşu, organları, yetkileri ve faaliyetleri ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarını belirlemek ve toplu sözleşme yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu yürürlüğe konulmuş ve mezkur Kanunda sendikalara ve konfederasyonlarına genel olarak kamu personelinin hak ve ödevleri, çalışma koşulları, yükümlülükleri, iş güvenlikleri ile sağlık koşullarının geliştirilmesi konularında görüş bildirmek ve toplu sözleşmenin uygulanmasını izlemek üzere yapılacak çalışmalara temsilciler göndermek, üyelerin meslekî yeterliliklerinin artırılması ve sorunlarının çözülmesi ile sendikal faaliyetlerinin geliştirilmesine yönelik kurs, seminer ve sosyal amaçlı toplantılar düzenlemek gibi yetkiler verilmiştir.
 
Ayrıca Kanunda, belirli istisnalar haricinde kamu görevlilerinin, sendikaya üye olabilecekleri ve üyelikten ayrılabilecekleri de hükme bağlanmıştır.
 
Sendikalaşmanın çalışma hayatındaki önemi, sendikaların, kuruluş amacı ve görevleri çerçevesinde üye kaydedebilmek amacıyla bulunduğu taahhütler ile kamu görevlilerinin kaydolacağı sendikayı seçerken genellikle bu taahhütleri de dikkate almaları göz önüne alındığında, kişilerin bir sendikaya, sendikal faaliyet dışında bir amaçla üye olduğu iddiası ispata muhtaçtır.
 
Bu bağlamda, bir yan delil niteliğinde olan terör örgütüne müzahir sendikada üyelik kaydının bulunması, başka bir delille desteklenmediği veya aksi ispat edilmediği sürece, tek başına ilgilinin terör örgütü ile irtibatlı veya iltisaklı olduğu yolunda kesin bir kanaat oluşturmaktan uzaktır.
 
Olayda, davalı idare bünyesinde öğretmen olarak görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvuru yapılmış, başvurusu Bank.... hesabındaki hareketler ve .... Sendikasında üyeliği bulunması nedeniyle 03/04/2018 tarih ve 2018/9684 sayılı işlemle reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle açılan davada da, istinaf istemine konu İdare Mahkemesi kararıyla, komisyon kararında verilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
 
Dava konusu işlemin tesis edilmesinin dayanağı ve İdare Mahkemesinin istinaf istemine konu davanın reddi yolundaki kararının gerekçesini oluşturan iki bulgudan biri olan Bank ....'nın davacının aleyhine değerlendirilemeyeceği Dairemiz kararıyla ortaya konulmuş ve İdare Mahkemesi kararının bu hususa ilişkin gerekçesi karardan çıkartılmış, davacının terör örgütüyle irtibat/iltisak halinde olduğu isnadına dayanak olarak sadece Ocak 2013-Nisan 2013 ve Nisan 2014-Temmuz 2016 tarihlerindeki .... Sendikası üyeliği kalmıştır.
 
Yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde, söz konusu sendikaya terör örgütüyle birlikte hareket ederek ve sendikal faaliyet amacından farklı bir amaçla üye olduğuna yönelik herhangi bir bilgi ve belge bulunmayan davacının, sadece sendika üyeliği nedeniyle terör örgütüyle irtibatlı veya iltisaklı olduğu kanaatine varılmasının hukuken mümkün olmadığı, bu nedenle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak, dava konusu OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının iptaline karar verilmesi gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy