Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/4150 Esas 2020/2071 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4150
Karar No: 2020/2071
Karar Tarihi: 30.09.2020



İSTİNAF İSTEMİNİN KONUSU: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 07/06/2018 tarihli ve 2018/19246 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelere göre dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yönünde Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 17/04/2019 günlü ve E:2018/3896, K:2019/1199 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından memurluğu görevindeyken yasalara aykırı davranmadığı, görevden alınmasının tamamen siyasi sebeple gerçekleştirildiği, FETÖ/PDY yapılanması içerisinde hiçbir zaman ve koşulda yer almadığı, hakkında soruşturma dahi açılmadan kesin bir yargıya varmanın hukuk tanımamazlık olduğu, hakkında ileri sürülen iddiaların kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kabul edilmediği, hukukun temel ilkesi olan "masumiyet karinesi" dikkate alındığında kesinleşmemiş bir sebebe dayalı olarak hakkında meslekten çıkarılma kararı verilemeyeceği, OHAL KHK'ları ile kalıcı sonuçlar doğuran düzenleme yapılamayacağı, savunma hakkının ihlal edildiği, derneğe üye olmanın Anayasal bir hak olup, hiç kimsenin talimatıyla bankaya para da yatırmadığı, derneği, bankayı, sohbeti terör örgütü için kabul eden anlayışın; gerek TCK'yı gerekse de Anayasayı ayaklar altına aldığı, zira "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesinin mevcut olduğu, dernek, banka, okul Devlet eliyle kapatılmış ama yeraltında çalışıyormuş gibi bir algı olsa da, fiillerin gerçekleştiği zamanda böyle bir şeyin söz konusu olmadığı, yaşam ve çalışma hakkının ihlal edilemeyeceği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda Devlet memurluğundan çıkarma ile ilgili usule uyulmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava dosyasında yer alan belgeler ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; "silahlı terör örgütüne üye olma" suçunu işlediği gerekçesiyle Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonunda, suçu sabit görülen davacı hakkında hapis cezası verildiği, cezanın istinafen incelenerek kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi'nce reddedildiği ve nihayet anılan kararın, temyiz incelemesi yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 19.09.2019 tarih ve E:2019/1444, K:2019/5444 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
 
Öte yandan, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU: Yapılan açıklama ve belirtilen ek gerekçeyle birlikte;
 
1- Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 17/04/2019 günlü ve E:2018/3896, K:2019/1199 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin reddine,
 
2- Anılan kararda "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "... davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..." şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 30.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy