Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3944 Esas 2020/1148 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3944
Karar No: 2020/1148
Karar Tarihi: 25.03.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 27/06/2019 gün ve E:2019/654, K:2019/2612 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 17.09.2018 tarih ve 2018/34410 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ..... Katılım Bankası AŞ'de (Bank ..... 2014 yılından sonra para yatırdığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan …. Sendikası'na 2014-2016 yılları arasında üyeliğinin bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan …. Derneği'ne 2014-2015 yılları arasında ödeme bilgisinin bulunduğunun Komisyon tarafından tespit edildiği, söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı anlaşılmakla, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlem hukuka uygun bulunduğundan, davacının anılan işlemden dolayı yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesi talebinin de kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI :Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın hakkaniyet ve ölçülülük ilkelerine aykırı olduğu, Komisyon kararındaki ve ceza yargılamasındaki delil ve tespitlerin kamu görevine son verilmesinin nedeni olup olmadığının araştırılmadığı, hakkında soruşturma açılmadığı, savunma hakkı verilmediği, kamu görevinden çıkarıldığı tarihten sonra ortaya çıkan delil ve tespitlerin ihraç kararına gerekçe yapılmasının hukuken mümkün olmadığı, görevini ifa ederken Devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, hiçbir kimsenin talimatı ile değil, tamamen kendi tercih ve isteğiyle, mesleki hak ve menfaatini daha iyi savunup geliştireceğini düşündüğü için sendikaya üye olduğu, örgüt talimatı ile değil, manevi duygularını tatmin etmek amacıyla F3 Derneğine para yatırdığı, Bakanlar Kurulu'nca Anayasa ve yasaların kendisine vermediği bir yetki kullanılmak suretiyle işlem tesis edildiği, faizsiz bankacılık yapan finans kuruluşlarını tercih etmesi nedeniyle Bank .....'da hesabının bulunduğu, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank ..... hesabına para yatırmadığı, yasal bir şekilde görevini sürdüren bankaya yatırılan paranın suç teşkil etmediği, Bank ..... nezdindeki hesap hareketlerinin rutin bankacılık faaliyeti olduğu, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı hareket edildiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar istinafa konu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
 
Öte yandan, ilk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 27/06/2019 gün ve E:2019/654, K:2019/2612 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda ''belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine'' şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; ''belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine'' olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Anılan kararda "davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına" şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına"şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 25/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy