Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3909 Esas 2020/1728 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3909
Karar No: 2020/1728
Karar Tarihi: 16.07.2020



(6100 S. K. m. 323, 335) (2577 S. K. m. 45)
 
İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/04/2019 gün ve E:2018/2561, K:2019/1792sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 13/02/2018 tarih ve 2018/4135 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığının tespit edildiği, hakkında yürütülen adli muhakeme esnasında alınan ifadelerden örgüt ile irtibat içinde olduğu, bu verilerin yanı sıra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2017/68532 hazırlık numaralı dosyası kapsamında ele geçirilen emniyet teşkilatı personeline ait örgüt arşivinde bulunan detay bilgisinde; davacının KIRMIZI B5 (FETÖ/PDY'ye mensubiyeti olan, sadakati ve bağlılığı olan kişiyi ifade ettiği) seviyesinde kodlandırılmış durumda olduğu, davacının bu eylemlerinin FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir ilişki içerisine girdiğini ortaya koyduğu, bu durumun davacının FETÖ/PDY ile bağı olduğu şeklinde değerlendirilmesinin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği kanaatine varıldığından, ilgili Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, söz konusu yapının terör örgütü olduğuna dair 15.07.2016 tarihinden önce verilmiş herhangi bir mahkeme kararı olmadığı, terör örgütü üyeliğinin kasten işlenebilen bir suç olduğu, masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, ByLock programını kullanmadığı, ByLock kullandığına dair tespit raporunun tümüyle gerçek dışı olduğu, ByLock kullandığına dair yapılan tespitlerin hatalı ve çelişkili olduğu, tespit ve değerlendirme tutanağında suç veya örgütsellik arz eden tek bir kelimelik mesaj içeriği bulunmadığı, isnat edilen iletişim içerikleri itibariyle bu programın örgütsel amaçla kullanılmadığının sabit olduğu, ByLock verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, salt şifreli haberleşme programı kullanmanın suç sayılamayacağı, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği, hakkındaki fişlemelerin gerçeği yansıtmadığı, hiçbir yargılamada delil olarak kabul edilemeyeceği, kakao-talk/eagle programlarını kullandığı iddiasının gerçek dışı olduğu, buprogramların kullanıldığına dair hiçbir tespit yapılamadığı, salt bir haberleşme programı indirilmesinin ve kullanılmasının suç sayılamayacağı, örgütün yayın organları olarak ifade edilen .... ve .... sitelerine girdiği, ..../..../.... uygulamalarını indirdiği iddiasının da gerçek dışı olduğu, tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığı, hiçbir şekilde herhangi bir konuda sohbete katılmadığı, salt dini sohbete katılmanın kesinlikle suç veya Devlete sadakatsizlik olmadığı, darbe girişimiyle hiçbir ilgisi olmadığı, hakkında soruşturma açılmadığı, savunma hakkı verilmediği, Devlete sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine ilişkin somut bir delil bulunmadığı, OHAL gerekçesiyle temel hak ve hürriyetlere getirilen kısıtlamaların ölçülü olmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında ifadesine başvurulan tanık beyanlarına göre, davacının, düzensiz olarak örgüt toplantılarına katıldığı, yine aynı yargılamada, davacının örgütün de bir dönem kullandığı haberleşme programları olan (kakao talk, eagle) ve örgüte ait diğer sanal unsurları (aktif haber, zaman, samanyolu) aktif olarak kullandığının tespit edildiği hususları, Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Öte yandan, ilk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
Ayrıca İdare Mahkemesince,"Adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsil edilemeyen yargılama giderinin, işbu kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına" şeklinde hüküm kurulduğu görülmekte ise de; mahkeme aşamasında davacı tarafından 5,20 TL vekalet harcı yatırıldığı dikkate alındığında, 5,20 TL vekalet harcı haricindeki diğer yargılama giderlerinin müzekkere ile tahsil edileceği açıktır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamalarla birlikte;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/04/2019 gün ve E:2018/2561, K:2019/1792 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Anılan kararda "Adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsil edilemeyen yargılama giderinin, iş bu kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına" şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "Adli yardımdan yararlanan davacıdan tahsil edilemeyen yargılama giderinin (yatırılan 5,20 TL vekalet harcı hariç)iş bu kararın kesinleşmesinden sonra tahsili için ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına" şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 16/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy