Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3848 Esas 2020/1598 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3848
Karar No: 2020/1598
Karar Tarihi: 25.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen 08/03/2019 günlü ve E:2018/1548, K:2019/965 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 13/02/2018 tarihli ve 2018/4053 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesince; dosyadaki ve davacı hakkında Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2016/300 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında elde edilen bilgi ve belgelere göre; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ByLock iletişim sistemini kullandığı, FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisaklı Bank...'daki mevduatında (Örgütün talimatı sonrasında) 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği, hakkındaki tanık beyanlarına göre FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibat içinde olduğunun anlaşıldığı, 17/25 Aralık 2013 tarihi sonrasında FETÖ/PDY'ye yapılan operasyonlara yönelik (örgüte müzahir) ... Gazetesi okurlarının düzenlediği protesto eylemlerine katıldığının tespit edildiği, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı olan ... Sendikasına üye olduğu, FETÖ/PDY ile iltisaklı ... Derneği ile ... Derneğine üyeliğinin bulunduğu, Hazine ve Maliye Bakanlığından temin edinilen belgelerden FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yayın organı olan ... A.Ş.'ye ödemede bulunduğu, çocuğunun FETÖ/PDY ile iltisaklı özel okulda kaydı olduğunun tespit edildiği, söz konusu deliller birlikte dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile bağı olduğu değerlendirilerek başvurusunun reddine ilişkin Komisyon kararında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, adli yardımdan yararlanması nedeniyle aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin kararın kesinleşmesinden önce tahsil edilemeyeceği halde Mahkeme kararında bu konuda gerekli açıklamanın yer almadığı, eksik inceleme ile karar verildiği, başta savunma hakkı ve masumiyet karinesi olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, hakkındaki ceza yargılaması sürecinin devam ettiği, ceza yargılamasında verilen kesinleşmemiş yargı kararlarının aleyhe değerlendirilemeyeceği, hakkındaki ceza yargılamasının bekletici mesele yapılması gerektiği, "iltisak" ve "irtibat" kavramlarına dayalı olarak kamu görevine son verilemeyeceği, terör örgütleriyle ilişki konusunun idarenin "değerlendirmesiyle" belirlenemeyeceği, somut ve kesin olarak tespit yapılması gerektiği, ByLock'un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair herhangi bir somut delil ortaya konulmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren sendikaya üyeliğinin terör örgütüyle iltisak nedeni olarak değerlendirilemeyeceği, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında; adli yardımın yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, davacının adli yardım talebi hakkında yeniden bir karar verilmeksizin2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, Hazine ve Maliye Bakanlığından edinilen bilgilere göre FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan 3 ayrı şirkete 2014 yılı sonrasında ödeme bilgisinin olduğu, hakkındaki ceza yargılamasında davacının ... Derneği ile ... Derneğinin Yönetim Kurulu Saymanı olduğunun belirtildiği, davacının da ... Derneği'nin saymanı olduğunu beyan ettiği, gizli tanık beyanında davacının FETÖ/PDY terör örgütü içinde "MTV" (Örgüt mensuplarının evinde gerekli kontrolleri yaparak örgüt aleyhine olabilecek delilleri temizleyen kişi) olarak görev yaptığının belirtildiği hususları Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Öte yandan istinafa konu İdare Mahkemesi kararında ve davacı hakkındaki Balıkesir2. Ağır Ceza Mahkemesi kararının 62. sayfasında davacının üye olduğu derneklerden birinin ... Derneği olduğu ifadesine yer verilmiş ise de, anılan Ağır Ceza Mahkemesi kararının diğer bölümlerinde ve iddianamede söz konusu derneğin ... Derneği olduğu belirtilmiş olup İdare Mahkemesince derneğin adının sehven yanlış yazıldığı anlaşılmıştır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri vevekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1-Ankara 20. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine ..." olarak düzeltilmesine,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 25/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy