Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3823 Esas 2020/1105 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3823
Karar No: 2020/1105
Karar Tarihi: 18.03.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen 07/05/2019 gün ve E:2018/209, K:2019/858 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 13.06.2018 tarih ve 2018/20185 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 22. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY'nin örgüt içi haberleşme programı olan ByLock programını kullandığı, örgüte aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan ..... Derneğine sms ile para gönderdiği, bu nedenlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, ilk derece mahkemesince gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç, konu ve süre bakımından hukuka ve Anayasaya aykırı olduğu, söz konusu KHK'nın Anayasa'nın 121. ve TBMM İç Tüzüğü'nün 128. maddelerine göre 30 gün içerisinde TBMM Genel Kurulu'nda onaylanmadığı, bu nedenle yok hükmünde olduğu, masumiyet karinesine aykırı hareket edildiği, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının ceza hukuku anlamında bir ceza olduğu, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisi olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, OHAL KHK'sı ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminin ölçülü olmadığı, FETÖ/PDY ile herhangi bir ilişkisinin olmadığı, Devlete sadakat içinde, Anayasa ve yasalara bağlı şekilde yerine getirdiği, savunma hakkı verilmediği, ceza hukuku ilkeleri ile Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edildiği, ByLock programını kullanmadığı, ByLock tespit edilen telefonun kendisine ait olmadığı, emniyet raporunda da, bylock kaydına rastlanmadığının belirtildiği, kendisine ait hiçbir dijital materyalde bylock programına ait herhangi bir kalıntıya rastlanmadığı, ByLock verileri hukuka uygun olarak elde edilmediğinden hiçbir yargılamada delil olarak kullanılamayacağı, Bylock programına ilişkin hard disk ve flaş bellek'in kendisine verilmesi ve savunma hakkı tanınması gerektiği, çekişmeli yargılama, silahların eşitliği ve bağımsızlık ilkelerinin ihlal edildiği, Bylock'a ilişkin ana deliller (hard disk ve flaş bellek) üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiği, geçmiş yıllarda haklarında herhangi bir soruşturma bulunmayan kurumlarda yasal izinlerle, kanunlara uygun olarak çalıştığı, ..... Derneğine dini ve insani duygularla bağış yaptığı, kişisel verilerin yasa dışı şekilde elde edildiği, kamu görevinden çıkarıldıktan sonra elde edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun yapmayacağı, bir kişinin aynı suçlamaya dayalı olarak iki kez yargılanıp iki ayrı cezaya mahkum edilemeyeceği, OHAL Komisyonunca hak ihlalleri yönünden inceleme yapılmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334'üncü maddesindeki koşulların gerçekleştiği görüldüğünden davacının adli yardım isteği kabul edilmek suretiyle, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından edinilen bilgilere göre; davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan …. Hizmetleri Tic. A.Ş.'de Mayıs 2004-Temmuz 2007 tarihleri arasında, ….. Özel. Eğt. ve Gıda Ofis Mal. İth. İhr. Tic. ve San. Ltd. Şti'de Eylül 2007-Temmuz 2008 tarihleri arasında, …. Özel Eğt. Tic. A.Ş.'de Eylül 2008-Ocak 2012 tarihleri arasında çalışma kaydının olduğu, davacı hakkında yapılan ceza yargılamasında elde edilen verilere göre; davacının ikametinde yapılan aramada örgüt elebaşının vaazlarını içeren CD'ler, ….. Gazeteleri ve …. Dergileri bulunduğu hususları, Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde; davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen 07/05/2019 gün ve E:2018/209, K:2019/858 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
3-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 18/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy