Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3822 Esas 2020/1912 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3822
Karar No: 2020/1912
Karar Tarihi: 22.09.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen 26/06/2019 tarihli ve E:2018/3266, K:2019/1597 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken, 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 11.09.2018 tarihli ve 2018/33083 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 22. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY'nin örgüt içi haberleşme programı olan ByLock programını kullandığı, bu nedenle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatı sabit olduğu anlaşılmakla; kamu görevine iadesi talebiyle OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, istinaf dilekçesindeki iddialar ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerektiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek, gereği görüşüldü:
 
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmibeşbin Türk Lirasını aşan tam yargı davalarında taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılacağı; üçüncü fıkrasında, duruşma talebinin, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabileceği kurala bağlanmıştır. Anılan maddeye göre, taraflardan birinin isteği üzerine, duruşma yapıldıktan sonra uyuşmazlık hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
 
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde, tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı; 21. maddesinin birinci fıkrasında, kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildireceği, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı; ikinci fıkrasında ise, gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim edeceği ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştıracağı, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin, tebliğ tarihi sayılacağı hükme bağlanmıştır.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından verilen ve 20/11/2018 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren dava dilekçesinde duruşma yapılması isteminde bulunulduğu, Mahkeme tarafından 25/06/2019 tarihinde duruşma yapılmasına karar verildiği ve duruşma davetiyesinin davacının dava dilekçesinde belirttiği "..." adresine gönderildiği, 04/07/2019 tarihli tebliğ mazbatasında, "Gösterilen adrese gidildi. Adres kapalı olup, muhataba ulaşılamadı, muhatap apt. sakinlerinden ismen soruldu. Nerede olduğunu bilmediklerini beyan ettiler. Tebliğ evrakı üzerindeki duruşma tarihi de geçmiş olduğundan dolayı tebliğ imkansızlığı nedeni ile merciine İADE" kaydının düşüldüğü, 25/06/2019 tarihinde davacının yokluğunda duruşmanın açılıp karar verildiği anlaşılmaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, davacının adres değişikliği yapmadığı, adresinin aynı olduğu, nitekim İdare Mahkemesince verilen 26/06/2019 tarihli davanın reddine ilişkin kararın, duruşma davetiyesinin tebliğ edilmeye çalışıldığı ve iade edilen aynı adreste (...)davacının oğluna 06/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve istinaf dilekçesinde de aynı adresin gösterildiği, bu durumda, gösterilen adreste davacının veya tebliğ yapılabilecek hiçbir kimsenin bulunmaması halinde duruşma davetiyesinin 7201 sayılı Kanun'un 21. maddesinde belirtilen usule göre tebliğ edilmesi gerekirken, duruşma tarihinden sonra tebliğ imkansızlığı nedeniyle iade edilen tebligatın usule uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.
 
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında; iptal davası niteliğindeki işbu davada davacının usule uygun şekilde yaptığı duruşma talebinin karşılanması, duruşma davetiyesinin duruşma tarihinden önce usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek duruşmanın açılması gerekirken, usulsüz yapılan tebligat sonucu davacının yokluğunda duruşma açılarak verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
 
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
 
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen 26/06/2019 tarihli ve E:2018/3266, K:2019/1597 sayılı kararın KALDIRILMASINA, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
 
2-İstinaf nedeniyle doğan yargılama giderleri nihai hüküm verilirken Mahkemesince gözetileceğinden bu konuda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesi uyarınca kesin olarak 22.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy