Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3743 Esas 2020/1132 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3743
Karar No: 2020/1132
Karar Tarihi: 18.03.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 13/05/2019 gün ve E:2018/1217, K:2019/1806 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 692 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 20.03.2018 tarih ve 2018/7962 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ..... Katılım Bankası AŞ'de (Bank ..... 2014 yılından sonra para yatırdığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan ..... Derneği'ne 2016 yılında ödeme bilgisinin bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan ….. yayın grubu kanallarının …. platformundan çıkarılmasını gerekçe göstererek aboneliğini iptal ettirdiğinin Komisyon tarafından tespit edildiği, söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı anlaşılmakla, davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, bir terör örgütüne iltisakı veya irtibatı olan kişileri "terör örgütü mensubu" dolayısıyla "terör suçlusu" olarak kabul eden bir düzenlemenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, Anayasa'da ve yasalarda bulunmadığı, iltisak ve irtibat kavramlarının ceza ve disiplin hukuku açısından bir anlam ve karşılığı olmayan "istihbari" nitelikte kavramlar olduğu, ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, ihracına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin amaç, konu ve süre bakımından hukuka ve Anayasa'ya aykırı olduğu, yerel mahkeme tarafından işlendiği zaman yürürlükte bulunan yasaların suç saymadığı eylemlerin Anayasa ve yasalarda düzenlenen sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, Afrika'da acil ihtiyaç sahipleri adına su kuyusu açtırmak için ..... Derneği ile anlaştığı, dava dilekçesinde bazı TV kanallarını hizmet listesinden çıkardığı ve tarafına yeterli hizmet sunamadığı için tüketici haklarına dayanarak …. aboneliğini iptal ettirdiğini belirttiği, faizsiz bankacılık yapan finans kuruluşlarını tercih etmesi nedeniyle Bank .....'da hesabının bulunduğu, örgüt liderinin talimatı üzerine Bank ..... hesabına para yatırmadığı, Bank .....'nın TMSF'ye devredilmesinden sonra da bankacılık faaliyetlerine devam ettiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334'üncü maddesindeki koşulların gerçekleştiği görüldüğünden davacının adli yardım isteği kabul edilmek suretiyle, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İdare Mahkemesince, "kullanılmayan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde ... davacıya iadesine" şeklinde hüküm kurulduğu görülmekte ise de; mahkeme aşamasında yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde karar verildiği, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (1) sayılı Tarife'nin A/III-2 numaralı maddesinde, idare mahkemelerince yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararlar için maktu harç alınacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede de, yürütmenin durdurulması isteminin incelenmeksizin reddi yönünde verilen kararlar için harç alınmayacağına dair istisnai bir hükme yer verilmediği dikkate alındığında, kullanılan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle yargılama giderleri arasında gösterilmek suretiyle davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderleri yönünden eksik hüküm kurulması sebebiyle istinafa konu kararın bu kısmının düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 13/05/2019 gün ve E:2018/1217, K:2019/1806 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "aşağıda dökümü gösterilen yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan 59,10 TL yürütmeyi durdurma harcının istemi halinde .... davacıya iadesine," şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince; "aşağıda dökümü gösterilen 290,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına" şeklinde DÜZELTİLMESİNE,
 
3-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 18/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy