Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3693 Esas 2020/1200 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3693
Karar No: 2020/1200
Karar Tarihi: 26.03.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 22/05/2019 günlü ve E:2018/1509, K:2019/1908 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 05/03/2018 tarihli ve 2018/6161 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; dosyadaki ve davacı hakkında Yozgat Ağır Ceza Mahkemesinin E:2018/279 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında elde edilen bilgilere göre; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı .... Katılım Bankası A.Ş'.ye (Örgütün talimatı sonrasında) 2014 yılından sonra para yatırdığı, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Sendikası'na 2014-2015 yılları arasında üyeliğinin bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen .... Medya Dağıtım A.Ş.'ye 2014 yılında ödeme bilgisinin bulunduğu, söz konusu deliller birlikte dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, öğretmen olarak görev yapmaktayken kamu görevine son verildiği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun kanuni hakim ilkesine aykırı olarak, ceza mahkemesi gibi hareket ederek fonksiyon gasbında bulunduğu, Mahkeme tarafından da fonksiyon gasbında bulunulduğu, başta savunma hakkı ve masumiyet karinesi olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair herhangi bir somut delil ortaya konulmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevine son verilemeyeceği, OHAL yönetiminin sona ermesi nedeniyle OHAL KHK'larının geçerliliğinin kalmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, kamu görevine son verilmesine dayanak KHK'nın Anayasa'da öngörülen şekil şartlarına uygun olmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren banka, sendika, dernek, okul, şirket gibi özel hukuk tüzel kişileri hakkında sonradan OHAL kapsamında işlem yapılmasının geçmişte bu tüzel kişilerle yasal çerçevede ilişkisi olan kişilerin terör örgütüyle bağlantılı oldukları şeklinde yorumlanamayacağı ve aleyhe delil oluşturmayacağı, FETÖ/PDY’yi ilk kez terör örgütü olarak kabul eden MGK kararı veya yargı kararı öncesi için kendisine herhangi bir suçlama yöneltilemeyeceği, Yasa mahiyetinde olmayan ve gizli nitelikte bulunan MGK kararlarının yargı kararlarına dayanak oluşturamayacağı, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, Milli Eğitim Bakanlığından temin edilen bilgilere göre, davacının çocuğunun FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel öğretim kurumunda 2014-2016 eğitim öğretim dönemlerinde kaydının olduğu hususu Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1- Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Anılan kararda;"...duruşmalı işler için belirlenen 2.075,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...duruşmalı işler için belirlenen 2.075,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda;"...söz konusu yargılama giderinden davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden davanın başında alınmayan (davanın başında yatırılan 5,20 TL vekalet harcı haricinde kalan) 196,70 TL'nin davacıdan tahsili amacıyla tahsil dairesine müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...söz konusu yargılama giderinden davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden davanın başında alınmayan (davanın başında yatırılan 5,20-TL vekalet harcı haricinde kalan) 196,70-TL'nin davacıdan tahsili amacıyla kararın kesinleşmesinden sonra tahsil dairesine müzekkere yazılmasına..." şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 26/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy