Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3661 Esas 2020/1678 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3661
Karar No: 2020/1678
Karar Tarihi: 09.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 10/04/2019 günlü ve E:2018/183, K:2019/1051 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 06/02/2018 tarihli ve 2018/3681 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; dosyadaki ve davacı hakkında İzmir 16.Ağır Ceza Mahkemesinin E:2018/348 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında elde edilen bilgilere göre; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğu belirlenen ByLock iletişim sistemini kullandığının, tanık beyanları ile örgütle bağının ortaya konulduğunun, ceza soruşturması aşamasında örgütle ilişkisine ilişkin beyanlarının (ikrarının) olduğunun tespit edildiği, söz konusu deliller birlikte dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, hakkındaki ceza yargılaması sürecinin devam ettiği, ceza yargılamasında verilen kesinleşmemiş yargı kararlarının aleyhe değerlendirilemeyeceği, OHAL KHK'sı ile kamu görevine son verilemeyeceği, OHAL yönetiminin sona ermesi nedeniyle OHAL KHK'larının geçerliliğinin kalmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, ByLock kullanıcısı olduğuna dair iddianın ispatlanamadığı, ByLock'un FETÖ/PDY terör örgütünün münhasır iletişim ağı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, ByLock'un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, hazırlık soruşturmasında verdiği ifadenin dikkate alınmaması gerektiği, baskı altında ifade verdiği, aleyhine olan tanık beyanının dikkate alınamayacağı, dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta davacının, hakkındaki ceza yargılaması sürecinde TCK'nın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için başvuruda bulunduğu ve müdafii huzurunda verdiği ifadesinde; gerek FETÖ/PDY terör örgütüyle ilişkisine ("Yavuz" kod adını kullandığı, mahrem abilerle irtibatı olduğu, ev abiliği yaptığı, ByLock yüklediği vs.) ilişkin olarak gerekse tanıdığı örgüt mensuplarına yönelik olarak detaylı bilgi verdiği ve ilişkisini ikrar ettiği ancak Ağır Ceza Mahkemesinde söz konusu ikrarından döndüğü, Ağır Ceza Mahkemesinin ise davacının ikrar mahiyetindeki beyanlarının hükme esas alınabileceğini belirtmekle birlikte ifade değişikliği nedeniyle davacının pişmanlık duyduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davacı hakkında etkin pişmanlık hükümlerini uygulamadığı görülmüş olup, davacının ikrar mahiyetindeki söz konusu beyanları istinafa konu İdare Mahkemesi kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından istinaf isteminin REDDİNE,
 
2-Anılan kararda; "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...belirlenen 1.362,00-TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."olarak düzeltilmesine,
 
3- Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için iş bu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde düzeltilmesine,
 
4- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere, 09.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy