Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3645 Esas 2020/1679 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3645
Karar No: 2020/1679
Karar Tarihi: 09.07.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen 12/04/2019 günlü ve E:2018/565, K:2019/1078 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 20/02/2018 tarihli ve 2018/4592 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 19. İdare Mahkemesince; dosyadaki ve davacı hakkında Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinin E:2016/344 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında elde edilen bilgilere göre; davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanması amacıyla oluşturulduğu ve münhasıran bu suç örgütünün mensupları tarafından kullanılmakta olan bir ağ olduğu belirlenen ByLock iletişim sistemini kullandığının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı .... Bankası A.Ş.'ye (Örgütün talimatı sonrasında) 2014 yılından sonra para yatırdığının, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Sendikası'na 22/11/2013-23/07/2016 tarihleri arasında üyeliğinin bulunduğunun, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan …. Derneği'ne 21/06/2015-10/11/2015 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğunun, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen …. Dağıtım A.Ş.'ye 04/01/2014-06/06/2016 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğunun tespit edildiği, söz konusu deliller birlikte dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, OHAL KHK'sı ile kamu görevine son verilemeyeceği, OHAL yönetiminin sona ermesi nedeniyle OHAL KHK'larının geçerliliğinin kalmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, kamu görevine son verilmesine dayanak KHK'nın Anayasa'da öngörülen şekil şartlarına uygun olmadığı, KHK ile kamu görevine son verilmesinin fonksiyon gaspı olduğu, başta savunma hakkı olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, FETÖ/PDY’yi ilk kez terör örgütü olarak kabul eden MGK kararı veya yargı kararı öncesi için kendisine herhangi bir suçlama yöneltilemeyeceği, Yasa mahiyetinde olmayan ve gizli nitelikte bulunan MGK kararlarının yargı kararlarına dayanak oluşturamayacağı, uyuşmazlığa bakan Mahkemenin kurulma ve yetkilendirme sürecinin tabii hakim ilkesine uygun olmadığı, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair herhangi bir somut delil ortaya konulmadığı, ByLock kullanıcısı olmadığı ve bu iddianın ispatlanamadığı, söz konusu GSM hattını eşinin kullandığı ama ByLock kullanıcısı olmadıkları, ByLock'un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, ByLock'un FETÖ/PDY terör örgütünün münhasır iletişim ağı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, yasal olarak faaliyet gösteren banka, sendika, dernek, okul, şirket gibi özel hukuk tüzel kişileri hakkında sonradan OHAL kapsamında işlem yapılmasının geçmişte bu tüzel kişilerle yasal çerçevede ilişkisi olan kişilerin terör örgütüyle bağlantılı oldukları şeklinde yorumlanamayacağı ve aleyhe delil oluşturmayacağı, Bank....a'ya örgütün talimatı ile finansal destek verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, …. Derneği'ne yardım bilgileri ile ….. Dağıtım A.Ş.'ye ödeme bilgilerinin ve sendika üyeliğinin terör örgütüyle iltisak nedeni olarak değerlendirilemeyeceği, kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmayan delil ve tespitlerin Komisyon kararına ve yargılamaya esas alınamayacağı gibi aleyhine sonuç doğurmayacağı, masumiyet karinesinin ve bir suç için bir ceza verilir ilkesinin (Non bis in idem) ihlal edildiği, ceza yargılamasında verilen kesinleşmemiş yargı kararlarının aleyhe değerlendirilemeyeceği, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun insan hakları ihlallerini gidermediği, yargılama giderlerinden tamamen muaf tutulması gerektiği, öne sürdüğü bazı argümanların Mahkeme kararında somut olarak karşılanmayarak gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği, dava konusu işlemde ve davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında; adli yardımın yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, davacının adli yardım talebi hakkında yeniden bir karar verilmeksizin2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Uyuşmazlıkta, Hazine ve Maliye Bakanlığından edinilen bilgilere göre davacının FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan ….. İşletmeleri Yemek İnş. Turizm Gıda A.Ş.'ye 12/01/2014-06/06/2016 tarihleri arasında ödeme bilgisinin olduğu, hakkındaki ceza yargılamasında aleyhine tanık beyanları bulunduğu hususları Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1-Ankara 19. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...belirlenen 2.075,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince;"...belirlenen 2.075,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacıdan alınarak davalıya ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3-Anılan kararda; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...davacının adli yardım isteminin kabul edilmiş olması nedeniyle davanın başında alınmayan söz konusu yargılama giderinin davacıdan tahsili için işbu kararın kesinleşmesinden sonra ilgili kuruma müzekkere yazılmasına..."şeklinde düzeltilmesine,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 09/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy