Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/3504 Esas 2020/1600 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3504
Karar No: 2020/1600
Karar Tarihi: 25.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen 18/04/2019 günlü ve E:2018/3344, K:2019/686 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmaktayken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 13/08/2018 tarihli ve 2018/29321 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 22. İdare Mahkemesince; dosyadaki ve davacı hakkında Kocaeli 4.Ağır Ceza Mahkemesinin E:2017/141 sayılı esasında yapılan ceza yargılamasında elde edilen bilgilere göre; davacının FETÖ/PDY terör örgütünün örgüt içi haberleşme programı olan ....'u kişisel telefonuna yüklediği ve kendisinin kullandığı, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı Bank....'daki hesabına FETÖ/PDY terör örgütünün talimatı sonrasında para yatırdığı dolayısıyla örgüt liderinin talimatı doğrultusunda hareket ettiği, FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan .... Sendikasına (....) üyeliğinin bulunduğu, böylece yasal görünümlü bir sendika aracılığıyla terör örgütünün eğitim alanındaki amacına uygun tavır ve davranış sergileyerek anılan örgüte taraftarlığını, iltisakını ve irtibatını gösterdiği, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan … Derneğine sms ile (500-TL tutarında) para gönderdiği, FETÖ/PDY’ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen .... Medya Dağıtım A.Ş.'ye ödeme bilgisinin bulunduğu, söz konusu deliller birlikte dikkate alındığında davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak ve irtibatının sabit olduğu sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, uyuşmazlığa bakan Mahkemenin kurulma ve yetkilendirme sürecinin tabii hakim ilkesine uygun olmadığı, .... kullanıcısı olmadığı ve bu iddianın ispatlanamadığı, ....'un FETÖ/PDY terör örgütünün münhasır iletişim ağı olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığı, ....'un hukuka uygun bir delil olmadığı, hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, kamu görevinden çıkarıldığı tarihte mevcut olmayan delil ve tespitlerin Komisyon kararına ve yargılamaya esas alınamayacağı gibi aleyhine sonuç doğurmayacağı, masumiyet karinesinin ve bir suç için bir ceza verilir ilkesinin (Non bis in idem) ihlal edildiği, başta savunma hakkı olmak üzere dilekçesinde belirttiği Anayasa ve AİHS hükümleri ile disiplin hukuku ve ceza hukuku ilkelerinin ihlal edildiği, yasal olarak faaliyet gösteren banka, sendika, dernek, okul, şirket gibi özel hukuk tüzel kişileri hakkında sonradan OHAL kapsamında işlem yapılmasının geçmişte bu tüzel kişilerle yasal çerçevede ilişkisi olan kişilerin terör örgütüyle bağlantılı oldukları şeklinde yorumlanamayacağı ve aleyhe delil oluşturmayacağı, Bank....'ya örgütün talimatı ile finansal destek verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevine son verilemeyeceği, OHAL yönetiminin sona ermesi nedeniyle OHAL KHK'larının geçerliliğinin kalmadığı, OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarılmasının geçici, ölçülü ve orantılı bir tedbir mahiyetinde olmadığı, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun insan hakları ihlallerini gideremediği ve Komisyona başvurunun etkili bir başvuru yolu olmadığı, Anayasa Mahkemesinin E:2018/73 sayılı esasında verilen kararın dikkate alınması gerektiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayılması ve aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında; adli yardımın yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, davacının adli yardım talebi hakkında yeniden bir karar verilmeksizin2577 sayılı Kanun'un değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Davacının savunmaya cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bulunmayan "işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali ve yasal haklarının iadesine karar verilmesi" isteminde de bulunduğu, Mahkeme kararında da bu konuda herhangi bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmakla birlikte, davacının söz konusu isteminin "davanın konusunu genişletme yasağı" kapsamında olması nedeniyle incelenmesine hukuken olanak bulunmadığından, belirtilen istem yönünden Mahkeme kararında hüküm kurulmamasında hukuka aykırılık görülmediği gibi davacının istinaf dilekçesini verdikten sonra dosyaya sunduğu 27/04/2020 tarihli beyan dilekçesinde yer alan" işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi" talebinde de davanın konusunu genişletme yasağı nedeniyle Dairemizce incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
 
Uyuşmazlıkta, davacının çocuğunun FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel öğretim kurumunda 2015-2016 eğitim öğretim döneminde kaydının olduğu, davacı hakkındaki ceza yargılamasında, davacının FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan F5 Derneği'ne üye olduğunun, kullandığı GSM hattı üzerinde yapılan HTS incelemesinde FETÖ/PDY terör örgütü içindeki kişilerle görüşme kaydının olduğunun belirtildiği hususları Mahkeme kararında belirtilen diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının çeşitli yol ve yöntemlerle FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
 
Ayrıca, davacı hakkındaki ceza yargılamasında; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetine karar verildiği, bu karara yönelik istinaf isteminin reddedildiği ve temyiz isteminin de Yargıtay tarafından reddedilerek mahkumiyet kararının kesinleştiği anlaşılmaktadır.
 
Davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görülmekte olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği düzenlemesi ile aynı Kanun'un 323. maddesinde yer verilen avukatlık ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı hususları birlikte dikkate alındığında, İdare Mahkemesi kararında yer alan yargılama gideri ve vekalet ücretinin tahsilinin, kanun yolu incelemeleri dahil kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan gerek Mahkeme ve gerekse istinaf safhasındaki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin tahsil edilemeyeceği açıktır.
 
Öte yandan, İdare Mahkemesi kararının "Yargılama Giderleri" bölümünde; "Vekalet Harcı: 5,20-TL" yazılması gerektiği halde "Vekalet Ücreti:5,20-TL" ibaresinin yazıldığı görüldüğünden söz konusu yanlışlığın düzeltilmesi gerekmektedir.
 
KARAR SONUCU:
 
Açıklanan nedenlerle;
 
1-Ankara 22. İdare Mahkemesince verilen istinafa konu karar, usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2-Anılan kararda "...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..."şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "...takdir edilen 1.362,00-TL vekalet ücretinin işbu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine..." olarak düzeltilmesine,
 
3-Anılan kararın, Yargılama Giderleri" bölümündeki; "Vekalet Ücreti: 5,20-TL" ibaresinin, 2577 sayılı Kanun'un 45. maddesinin 3. fıkrası gereğince; "Vekalet Harcı: 5,20-TL" şeklinde düzeltilmesine,
 
4-Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
5-Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve resmi posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra Mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının talep edilmesi halinde derhal, talep edilmemesi halinde karar kesinleştikten sonra Mahkemesince istinaf başvurusunda bulunana re'sen iadesine,
 
2577 sayılı Kanun'un değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren30 gün içerisinde Danıştaya temyiz yolu açık olmak üzere, 25/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy