Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesi 2019/2818 Esas 2020/1330 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 13. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/2818
Karar No: 2020/1330
Karar Tarihi: 09.06.2020



İSTEMİN KONUSU: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 21/03/2019 gün ve E:2018/3421, K:2019/1255 sayılı kararın kaldırılması istenilmektedir.
 
YARGILAMA SÜRECİ:
 
(1) Dava konusu istem: Dava, davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 695 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun reddine dair 06/06/2018 tarih ve 2018/19051 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
 
(2) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce; davacının, örgütle iltisaklı Bank.... isimli bankadaki mevduatında 2014 yılından itibaren artış meydana getirdiği, bu verilerin yanı sıra örgütle irtibatlı yayın organına muhtelif ödemelerde bulunduğu, bu eylemlerin mevcut olmasının davacının FETÖ/PDY ile normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir bağ içerisine girdiğini ortaya koyduğu ve FETÖ/PDY ile bağı olduğuna dair tespitin makul ve hakkaniyete uygun düştüğü, böyle bir durumda Anayasayla kurulmuş hür demokratik düzeni ortadan kaldırmayı amaçlayan terör örgütüyle bağı bulunduğu konusunda somut verilere ulaşılan davacının, Anayasaya sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiği anlaşıldığından, 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarılması üzerine kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
 
İSTİNAF İSTEMİNDE BULUNANIN İDDİALARI: Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının bir çok açıdan hukuka ve maddi gerçeklere aykırı olduğu, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin, durumun gerektirdiği türden bir tedbir olmaması nedeniyle Anayasa'nın 15 ve 121.maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 15.maddesine aykırı olduğu, ayrıca Anayasa'nın 121.maddesi ve TBMM İç Tüzüğünün 128.maddesi uyarınca 30 gün içerisinde TBMM tarafından onaylanması gereken OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesinin belirtilen şekil şartına riayet edilmemesi nedeniyle yok hükmünde olduğu, yürütme ve yasama organlarının kişileri yargılama, suçlu ilan edip cezalandırma yetkisi olmadığı, aksi uygulamanın fonksiyon gaspına yol açacağı, masumiyet karinesinin ihlal edildiği, kamu görevinde girme hakkının Anayasal bir hak olduğu, OHAL KHK'sı ile tesis edilen kamu görevinden çıkarma işleminin ölçülü olmadığı, 685 sayılı KHK'nın 11.maddesi uyarınca Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından kurulan mahkemelerin tabii hakim ilkesine aykırı olduğu, suç ve cezaların geriye yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, Anayasaya sadakat yükümlülüğünün 26 Mayıs 2016 tarihinden sonrasına ilişkin olması gerektiği, nonbis in idem kuralının ihlal edildiği, suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin yok sayıldığı, hakkında atfedilen tüm delillerin kamu görevinden çıkarıldıktan sonra toplanmış olduğu ve işlendiği tarihte yasal faaliyetler olduğu, OHAL inceleme komisyonu üyelerinin doğrudan veya dolaylı ihraç kararlarını veren birim tarafından atandığı ve bu durumun Venedik komisyonu kriterlerine uygun olmadığı, Bank ....'nın devlet kurumlarının verdiği izne dayalı olarak kurulduğu ve devlet kurumlarının denetim ve gözetimi altında yasal olarak bankacılık faaliyetinde bulunduğu, Bank ....'ya dair kişisel verilerinin hiçbir mahkeme kararı olmaksızın yasa dışı şekilde polis tarafından ele geçirilerek kullanıldığı bu durumun özel hayata saygı hakkını ihlal ettiği, mülkiyet hakkına aykırı davranıldığı, FETÖ/PDY ile iltisaklı okula çocuğunu göndermenin eğitim hakkı ve özel hayata saygı hakkı kapsamında olduğu, anılan okulun devletin denetim ve gözetimi altında yasal olarak faaliyet gösterdiği, …. Medya A.Ş.'nin yasalara uygun olarak faaliyet gösterdiği, yasal bir şirketin yayınlarına abone olmanın suç delili olarak kabul edilemeyeceği, hakkında yapılan işlem ile ayrımcılık yasağının ihlal edildiği, devlete karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine dair en küçük delil olmadığı, non bis in idem kuralına aykırı davranıldığı, ayrıca ileri sürdüğü ve davanın sonucunu esastan etkileyecek nitelikte olan bir çok iptal nedeni ve argümanın İdare Mahkemesince karşılanmaması nedeniyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
 
KARŞI TARAF SAVUNMASININ ÖZETİ: İstinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdari Dava Dairesince, davacının adli yardım talebinin kabulü yönünde ilk derece mahkemesince karar verildiği görüldüğünden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 335.maddesinin 3.fıkrasında, adli yardımın, hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceğinin belirtilmesi karşında, bu konuda yeniden bir karar verilmeksizin, 2577 sayılı Kanunun değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
İlk derece mahkemesince davacının adli yardım talebi kabul edilmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde harçlar, posta giderleri ve vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, aynı Kanunun 335. maddesinin 3.fıkrasında ise adli yardımın, yapılacak tüm yargılama ve takip giderlerinden geçici olarak muafiyet sağladığı ve hükmün kesinleşmesine kadar devam edeceği yönünde kural getirildiği hususları birlikte dikkate alındığında; vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerine ilişkin tahsilatın, kararın kesinleşmesinden sonra yapılabileceği, dolayısıyla bu aşamada davacıdan herhangi bir tahsilat yapılamayacağı açık olmakla birlikte İdare Mahkemesi kararında yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak bu yönde bir belirleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
 
KARAR SONUCU:
 
Yapılan açıklamayla birlikte;
 
1- Ankara 20. İdare Mahkemesi'nce verilen 21/03/2019 gün ve E:2018/3421, K:2019/1255 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, İSTİNAF İSTEMİNİN REDDİNE,
 
2- Anılan kararda ''...takdir edilen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' şeklinde kurulan hükmün, 2577 sayılı Kanunun 45.maddesinin 3. fıkrası gereğince;''...takdir edilen 1.362,00 TL vekalet ücretinin iş bu kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafından davalı idareye ödenmesine'' olarak düzeltilmesine,
 
3- Aşağıda dökümü yapılan istinaf aşamasına ait yargılama giderinin istinaf edenin üzerinde bırakılmasına,
 
4- Adli yardım talebi kabul edilmiş olduğundan davacıdan önceden alınmamış olan istinaf yargılama giderlerine ait olan istinaf başvuru harcı ve posta giderinin tahsili için karar kesinleştikten sonra mahkemesince ilgili tahsil dairesine müzekkere yazılmasına,
 
2577 sayılı Kanunun değişik 46. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy