Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesi 2020/588 Esas 2020/900 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 12. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/588
Karar No: 2020/900
Karar Tarihi: 01.07.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Kurmay Albay olarak .... olarak görev yapmakta iken 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle özel koruma kapsamına alınan davacı tarafından, 16.05.2019 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesinde belirtilen "özel koruma" kararının "koruma kaldırılmasına" çevrilmesine ilişkin 2019/3 sayılı Merkez Koruma Komisyonu kararının; iptali istemiyle açılan davada; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüyle etkin biçimde mücadeleye katıldığı ve halen anılan terör örgütünün açık hedefi olduğu, aynı zamanda 15 Temmuz darbe teşebbüsü davalarının tanığı durumunda bulunduğu ve yüksek riskli korunacaklar arasında bulunmasının muhtemel olduğu, Mahkemenin 05.07.2018 tarih ve E:2018/83, K:2018/1468 sayılı kararı akabinde, 2018/2 sayılı Merkez Koruma Komisyonu toplantısında alınan hakkındaki, "özel koruma" kararının, "koruma kararının kaldırılmasına" çevrilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkemenin E.2018/2437 sayılı dosyasında 19.06.2019 tarihinde yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, ancak dava konusu olan ve 11.04.2019 tarihinde onaylanan 2019 yılı Merkez Koruma Komisyonun 2019/3 sayılı kararı ile davacı hakkında uygulanan koruma kararının kaldırılmasına karar verildiği, davacının mevcut şartlarında herhangi bir değişiklik olabilecek makul bir süre dahi geçmeksizin ve süresi dolmaksızın, yeterince inceleme ve araştırma yapılmadan ve davacının özel koruma altına alınmasını gerektiren nedenlerin ortadan kalkıp kalkmadığı hususunu kanıtlayan somut bilgi ve belgeler ortaya konulmadan, tesis edilen "koruma kararının kaldırılmasına" ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, ilişkin olarak Ankara 17. İdare Mahkemesince verilen 14/02/2020 gün ve E:2019/1604, K:2020/309 sayılı kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesince 2577 sayılı Yasanın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek işin gereği görüşüldü:
 
Ankara 17. İdare Mahkemesince verilen 14/02/2020 gün ve E:2019/1604, K:2020/309 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı idarenin istinaf başvurusunun REDDİNE, istinaf safhasındaki yargılama giderlerinin başvuruda bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana iadesine, 2577 sayılı Yasanın 45/6. maddesi uyarınca kesin olarak 01/07/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
 
KARŞI OY
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 20. maddesinin birinci fıkrasında; "Terörle mücadelede görev veren veya bu görevi ifa eden adli, istihbari, idari ve askeri görevliler, kolluk görevlileri, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü ve Genel Müdür Yardımcıları, terör suçlularının muhafaza edildiği ceza ve tutukevlerinin savcıları ve müdürleri, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde görev yapmış hakim ve savcılar, Ceza Muhakemesi Kanununun 250. maddesiyle yetkili kılınmış ağır ceza mahkemelerinde görev yapan hakim ve savcılar ile bu görevlerinden ayrılmış olanlar ve terör örgütlerinin açık hedefi haline gelen veya getirilenler ile suçların aydınlatılmasında yardımcı olanlar hakkında gerekli koruma tedbirleri Devlet tarafından alınır." hükmü yer almaktadır.
 
Anılan hükme dayanılarak çıkarılan, Koruma Hizmetleri Yönetmeliğinin 4. maddesinde, koruma; özel koruma, yakın koruma, konut ve işyeri koruması, konut koruma, işyeri koruma ve çağrı üzerine koruma; özel koruma; korunacak kişinin konut, işyeri ve gezilerinde her türlü tehlikeden masun bırakılması için alınacak koruma tertip ve tedbirlerinin tümü, yakın koruma; korunacak kişiye konutu dışında refakat etmek suretiyle alınacak koruma tedbirleri olarak tanımlanmış; 8. maddesinde; terör ve anarşi ile mücadelede görev yapan adli, istihbari, idari ve askeri görevliler, zabıta amir ve memurları, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdür Yardımcıları, terör suçlularının muhafaza edildiği ceza ve tutukevlerinin savcıları ve müdürleri, Devlet Güvenlik ve Sıkıyönetim Mahkemeleri hakim ve savcıları ile adli müşavirleri, görevleri veya özel durumları devletin genel güvenlik politikası bakımından önem arz eden ve korumaya alınmadıkları takdirde can güvenliklerinin tehlikeye düşeceği hususunda açık ve maddi emareler bulunduğu anlaşılan kamu görevlilerinin talepleri halinde korumaya alınabilecekleri; 11. maddesinde, hayatlarının ciddi bir biçimde tehdit altında bulunduğu istihbarat birimlerince tespit edilenler ve korunmaları zaruri görünenlerin, bu birimlerin teklifi üzerine talepleri aranmaksızın korunmaya alınacakları, 14/2. maddesinde hakkında tehdit bilgi ve belgesi bulunmayanların korumalarının kaldırılacağı, 16. maddesinde; bir kimsenin korumaya alınıp alınmamasına veya korumasının devamına gerek olup olmadığına dair komisyonların yapacağı incelemede; kişinin terör örgütlerinin açık hedefi haline gelmiş veya getirilmiş olup olmadığı veya herhangi bir sebeple can güvenliğinin bulunup bulunmadığı ve bu konuda resmi makamlarca düzenlenmiş raporlar, yapılmış tehditler, basın ve kamuoyuna intikal eden bilgi ve belgeler değerlendirilerek; talepte bulunan kişinin korumaya alınmasına gerek olup olmadığına veya talepte bulunan kişinin maruz bulunduğu tehdidin önemi, talebi, durumu ve eldeki imkanlar dikkate alınarak 4. maddede belirtilen koruma şekillerinden birinin uygulanmasına karar verileceği, 17. maddesinde; merkez koruma komisyonunun il koruma komisyonunca uygun görülen koruma şeklini değiştirebileceği, 19. maddesinde; hakkında özel koruma kararı alınanlar ile diğer koruma kararı alınanların her yılın Ocak ayında ilgili komisyonlarca gözden geçirileceği hükümlerine yer verilmiştir.
 
Dava dosyasının incelenmesinden; Kurmay Albay rütbesiyle, .... olarak görev yapmakta iken 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü olayı ve sonrasında faal olarak terörle mücadelede bulunan ve 2559 Sayılı Polis ve Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'nun 20.maddesine dayanılarak hazırlanan Koruma Hizmetleri Yönetmeliği'nin 20-8.11.16.22/a ve 25/b maddeleri uyarınca 19.08.2016 tarihli Valilik Olur'u ile hakkında "Özel Koruma" kararı alınan davacı tarafından, 16.05.2019 tarihli tebliğ-tebellüğ belgesinde belirtilen "Özel Koruma" kararının "Koruma Kararının Kaldırılmasına" çevrilmesine ilişkin 11.04.2019 tarih ve 2019/3 sayılı Merkez Koruma Komisyonu kararının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
 
Bakılan uyuşmazlıkta yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri doğrultusunda koruma talep eden kişinin terör örgütlerince tehdit edildiğini veya hayati tehlike içerisinde olduğunu gösterir güncel somut veriler ışığında yıllık olarak değerlendirileceği açık olup davacının da işlem tarihi olan 2019 yılında güncel tehdit durumu değerlendirilmesinde bu durumun bulunmadığının tespiti üzerine koruma kararının kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddedilmesi gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyorum. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy