Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 2020/858 Esas 2020/506 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 10. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/858
Karar No: 2020/506
Karar Tarihi: 21.05.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Azerbaycan Vatandaşı olan davacı tarafından, evlenme nedeniyle Türk Vatandaşlığını kazanma istemiyle yaptığı başvurunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan şartları taşımadığı gerekçesiyle, reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı'nın 13.09.2018 tarih ve 2018/290 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacının vatandaşlık başvurusunun kendisinden kaynaklanan bir sebeple ya da mevzuatın aradığı şartları taşımadığı gerekçesiyle olmadığı, Türk vatandaşı eşi hakkında FETÖ/PDY kapsamında yürütülen soruşturma bulunması nedeniyle reddedildiği, davacının kendi dahli olmayan bir fiilden sorumlu tutularak vatandaşlık talebinin reddedildiği, mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda davacının şahsının milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmadığı gibi, idarenin takdir yetkisinin de "herkesin kendi fiilinden sorumlu tutulması" diğer bir deyişle "ceza sorumluluğunun şahsiliği" ilkesine aykırı kullanıldığı, Türk Vatandaşlığı Kanunu ve alt mevzuatında aranılan şartları taşıyan, eşi ile aile birliği içinde birlikte yaşadıkları hususunda tereddüt bulunmayan, bu evliliklerinden bir çocuğu bulunan ve mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda kamu düzeni, milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek herhangi bir hali de bulunmadığı anlaşılan davacının başvurusunun Türk vatandaşı eşi hakkındaki ceza soruşturması nedeniyle reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline ilişkin olarak Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/10/2019 gün ve E: 2018/2053, K: 2019/2087sayılı kararın, davalı idare vekili tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
Davalı idare istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının eşi ile ilgili FETÖ/PDY nedeniyle ceza soruşturması yapıldığı, 667 sayılı KHK kapsamında çalışma izninin iptal edilen personel bilgisinin olduğu, 5901 sayılı Kanunun 10 ncu maddesi uyarınca yabancının kanuni tüm şartları taşısa dahi Türk Vatandaşlığını kazanma konusunda bu durumun kişiye mutlak hak tanımadığı ileri sürülerek, kararın istinaf kanun yolu ile kaldırılması istenilmektedir.
 
İdare Mahkemesince, davacının vatandaşlık başvurusunun kendisinden kaynaklanan bir sebeple ya da mevzuatın aradığı şartları temin edemediğinden olmayıp, yalnızca Türk vatandaşı eşinin fiillerinden dolayı reddedilmesinin davacının kendisinin gerçekleştirmediği ya da katkı sağlamadığı fiilden sorumlu tutulmasına sebebiyet vereceği ve "Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği" ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
 
Suç ve cezaların şahsiliği ilkesinin işlemin iptaline gerekçe alınmasının, davacının Türk vatandaşı eşinin evlilik tarihinden önce veya sonra işlediği her türlü suça ait soruşturmaların, mahkumiyet kararlarının ve istihbari bilgilerin davacının Türk vatandaşlığına alınma konusunda yapılacak değerlendirmede kapsam dışı kalmasına yol açacağı, bunun da adil ve hakkaniyetli olmayan sonuçlar doğuracağı açıktır.
 
Mevzuatta öngörülen başvuru koşullarının sadece başvuran yabancı açısından değil, her iki eşi de kapsayacak şekilde irdelenmesi gerekliliği vatandaşlık konusunda Devletin hükümranlık hakkının bir sonucudur.
 
Yapılan incelemede; davacının eşi hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan soruşturma yapıldığı, soruşturma sonunda 22/11/2017 tarih, 2017/52377 karar sayılı kararı ile Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği görülmüştür.
 
Devletin hükümranlık hakkının doğal bir sonucu olarak yabancıları Türk Vatandaşlığına kabul edip etmeme konusunda idarenin takdir yetkisi bulunduğunda kuşku bulunmamakta ise de; Azerbaycan uyruklu davacının 03/11/2010 tarihinde Türk vatandaşıyla evlendiği, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde öngörülen aile birliği içinde yaşama, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartlarını sağladığının tespit edildiği, MİT arşiv sonucunun, Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv sonucunun ve İl Emniyet tahkikat sonucunun olumlu olduğu, talebinin takdir hakkı ve davacının Türk vatandaşı eşi hakkındaki soruşturmanın niteliği nazara alınarak milli güvenlik bakımından engel teşkil edecek hali bulunduğu gerekçesiyle reddine karar verildiği, soruşturma ve mülakat formlarında evlilikleri ile ilgili değerlendirmelerin olumlu, aile birliği kurmaya yönelik ve ciddi olduğunun, birlikte ikamet ettiğinin, evliliklerinin çevre tarafından bilindiğinin belirtildiği anlaşıldığından, yalnızca Türk Vatandaşı eşi ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen bir soruşturmadan dolayı davacının Vatandaşlık başvurusunun reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
 
Ankara 3. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/10/2019 gün ve E: 2018/2053, K: 2019/2087 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı tarafın istinaf isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, yargılama giderlerinin başvuruda bulunan taraf üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana iadesine, 2577 sayılı Yasanın değişik 45.maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak 21/05/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)
 


Full & Egal Universal Law Academy