Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 2020/1106 Esas 2020/876 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 10. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/1106
Karar No: 2020/876
Karar Tarihi: 17.06.2020



İSTEMİN ÖZETİ: Kırgız uyruklu davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk Vatandaşlığı verilmesi talebiyle yapılan müracaatının reddine dair İçişleri Bakanlığı'nın 18.10.2018 tarih ve 2018/387 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davada; davacı hakkında 14.02.2007 tarihinde para karşılığı fuhuş yapmak fiilinden dolayı .... İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce işlem yapıldığı, anılan olayla ilgili olarak davacı tarafından verilen ifadede özetle; " Türkiye'ye paraya ihtiyacı olduğu ve ameliyat olması gereken kardeşi için gereken parayı fuhuş yaparak kazanmak amacıyla geldiğini, müşterileri ..... isimli sahıs ve .....'nin eşi olan ..... isimli sahsın bulduğunu" beyan ettiği, anılan ifadenin davacı tarafından imzaladığı, davacının .... İlçe Emniyet Müdürlüğünce sınır dışı edildiği ve hakkında tahtit uygulandığı, ayrıca ..... isimli Özbekistan vatandaşı olan şahıs tarafından, davacı ve Türk Vatandaşı olan eşinin kendisine "zorla fuhuş yaptırdığı, pasaportuna el koydukları ve darp ettikleri" iddiasıyla şikayeti üzerine "insan ticareti yapmak ve fuhşa aracılık etmek" suçlarından davacı ve Türk Vatandaşı olan eşi hakkında açılan kamu davasında Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 01.10.2010 tarih ve E:2010/198, K:2012/245 sayılı kararıyla mahkumiyet için kesin ve inandırıcı delil bulumadığı gerekçesiyle davacı ve Türk Vatandaşı olan eşinin beraatine karar verildiği, 25.06.2009 tarihinden itibaren Türk vatandaşı ile evli olan davacının bu evlilikten 1 çocuğu bulunduğu, davacının daha önce insan ticareti yapmak ve fuhşa aracılık etmek suçundan beraat ettiği, beraat kararı nedeniyle hakkında olumsuz değerlendirme yapılamayacağı görülmekle birlikte, davacı hakkında .... İlçe Emniyet Müdürlüğü'nce fuhuş yapmak suçundan işlem yapıldığı, davacının vermiş olduğu imzalı ifadesinde de para karşılığı fuhuş yaptığı hususunu kabul ettiği görüldüğünden evlilik birliği ile bağdaşmayacak faaliyette bulunduğu sonucuna varılan davacının Türk vatandaşlığına alınma başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, 6458 sayılı Yabancı ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun "Aile İkamet İzni" kenar başlıklı 32. maddesine göre de davacının ülkemizde kalışını sağlayabileceği dikkate alındığında aile birliğinin korunmasının tek yolunun davacının vatandaşlığa kabul edilerek ülkemizde kalması olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak Ankara 23. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/12/2019 gün ve E: 2019/525, K: 2019/3078sayılı kararın, davacı vekili tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Hüküm veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi'nce işin gereği görüşüldü:
 
Dava; Kırgız uyruklu davacı tarafından, evlenme yoluyla Türk Vatandaşlığı verilmesi talebiyle yapılan müracaatının reddine dair İçişleri Bakanlığı'nın 18.10.2018 tarih ve 2018/387 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
 
06.04.2010 tarihli ve 27544 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesinde, "Türk Vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması" yetkili makam kararı ile Türk Vatandaşlığının kazanılması yolları arasında sayılmış; 25. maddesinde, "(1) Kanunun 16 ncı maddesinde sayılan şartları taşıyanlar evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. (2) Başvuruda bulunan yabancı hakkında müracaat makamlarınca araştırma yapılır. Araştırma sonucunda yabancının; a) Bir Türk vatandaşı ile üç yıldan beri evli olmadığı, b) Evliliğin boşanma veya müracaat tarihinden önce ölüm gibi nedenlerle son bulduğu, c) Herhangi bir suçtan dolayı yargılamasının devam ettiği veya hükümlü ya da tutuklu olduğu, ç) 26 ncı madde uyarınca istenen belgeleri ibraz edemediği, anlaşıldığı takdirde başvurusu kabul edilmez..."; 28 maddesinde, "(1) İl emniyet müdürlüğünce evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının; a) Aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığı, b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek gibi davranışlarının olup olmadığı, c) Türk vatandaşlığını kazanmasında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığı, hususları araştırılır ve oluşan olumlu veya olumsuz kanaat soruşturma formuna açık bir şekilde yazılır. Soruşturma formuna soruşturmaya ilişkin tutanaklar da eklenir..."; 29. maddesinde, "(1) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı ve eşi, komisyon tarafından ayrı ayrı ve birlikte mülakata tabi tutulmak suretiyle evliliğin gerçek bir evlilik ya da Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapılmış bir evlilik olup olmadığı araştırılır. (2) Mülakat sonucunda oluşan kanaat evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin mülakat formuna yazılır. İl müdürlüğünce dosya karar alınmak üzere Bakanlığa gönderilir."; 72. maddesinde de, "(1) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı hakkında yerleşim yerinin bulunduğu güvenlik birimlerince soruşturma, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğünce de arşiv araştırması yapılır. Komisyon tarafından gerekli görülmesi halinde kamu görevlileri aracılığı ile soruşturma yaptırılabilir. (2) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı hakkında 28 inci madde uyarınca yerleşim yerinin bulunduğu güvenlik birimlerince yapılan soruşturma sonucunda evliliğin Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapılıp yapılmadığına dair olumlu veya olumsuz bir kanaate varılamaması halinde Türk vatandaşı eşin yakınlarının ifadelerine de başvurulmak suretiyle kanaat oluşuncaya kadar periyodik olarak soruşturma işlemine devam edilir...(4) Türk vatandaşlığını kazanmak veya kaybetmek isteyen kişi hakkında yapılan araştırma ve soruşturma bir yıl geçerlidir, ancak gerekli görülen hallerde bu süre beklenmeksizin yeniden araştırma ve soruşturma yaptırılabilir..." hükümleri yer almıştır.
 
Dava dosyasındaki belge ve bilgilerin incelenmesinden; Kırgız uyruklu davacının, 25/06/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlendiği, bu evlilikten müşterek 1 çocuklarının olduğu, Antalya Valiliğine başvuruda bulunularak Türk vatandaşlığına alınma talebinde bulunulduğu, 5901 sayılı Kanunun 16/1-b ve 10 ncu madde uyarınca "evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunması ve takdir yetkisi kapsamında talebin reddine karar verilmesi üzerine bakılan işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
 
Olayda, davacı hakkındaki ret kararında Milli İstihbarat Teşkilatı arşiv kaydının, İl Emniyet arşiv sonucu ve diğer tahkikatların olumlu olduğu, vatandaşlık tahkikat formunda davacı hakkında fuhuştan işlem yapıldığı, davacı ve eşiyle ilgili olarak "insan ticareti yapmak ve fuhşa aracılık etmek" suçlarından işlem yapıldığı belirtilmiştir.
 
Davalı idarece, davacı hakkında fuhuştan işlem yapılması nedeniyle 5901 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin 1-b bendi uyarınca ve takdir yetkisi kapsamında ret işlemi tesis edildiği anlaşılmaktadır.
 
5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasında, Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancının, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabileceği, ancak aranan şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağı kural altına alınmış; 16. maddesinin 1. fıkrasında, bir Türk vatandaşı ile evlenmenin doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacağı, ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancıların Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecekleri belirtilmiş, devamında, başvuru sahiplerinde; (a) Aile birliği içinde yaşama, (b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, (c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama şartlarının aranacağı kuralına yer verilmiştir.
 
Devletin hükümranlık hakkının doğal bir sonucu olarak yabancıları Türk Vatandaşlığına kabul edip etmeme konusunda idarenin takdir yetkisi bulunduğunda kuşku bulunmamakta ise de; Kırgız uyruklu davacının, 25/06/2009 tarihinde Türk vatandaşı ile evlendiği, soruşturma ve mülakat formlarında evlilikleri ile ilgili değerlendirmelerin olumlu, aile birliği kurmaya yönelik ve ciddi olduğunun, evlilik içi 1 çocuklarının olduğunun, eşi ve eşinin önceki evliliğinden olan çocukları ile birlikte ikamet ettiğinin belirtildiği anlaşıldığından, davacı ve eşinin üzerine atılı İnsan ticareti yapmak ve fuhşa aracılık etmek suçundan beraat ettikleri de dikkate alındığında davacının evlenmeden önce hakkında fuhuştan işlem yapılmasından dolayı vatandaşlık başvurusunun reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, çocukların koruması bağlamında hakkaniyetle bağdaştırılmayacağı açıktır.
 
Açıklanan nedenlerle, davacı istinaf isteminin KABULÜNE, Ankara 23. İdare Mahkemesi'nce verilen 12/12/2019 gün ve E: 2019/525, K: 2019/3078 sayılı kararın KALDIRILMASINA, 2577 sayılı Yasanın değişik 45/4 maddesi uyarınca yeniden yapılan inceleme sonucunda DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE, aşağıda dökümü yapılan mahkeme ve istinaf safhalarına ilişkin toplam 332,05-TL yargılama giderleri ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana iadesine, 2577 sayılı Yasanın değişik 45.maddesinin 6. fıkrası uyarınca kesin olarak 17/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.(¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy