Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2020/4595 Esas 2020/3067 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2020/4595
Karar No: 2020/3067
Karar Tarihi: 19.11.2020



(AİHS m. 6) (2709 S. K. m. 11) (2577 S. K. m. 3, 5, 14, 15, 45) (685 S. KHK. m. 11)
 
İSTEMİN ÖZETİ: Düzce İli, Akçakoca İlçe Devlet Hastanesi'nde ebe olarak görev yapmakta iken, 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddi yönünde alınan karar üzerine hakkında Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce beraat kararı verildiğinden bahisle, görevine iade edilerek açığa alındıktan beraat edilinceye kadar alamadığı maaş ve tazminatlarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; herhangi bir idari işlemin tarih ve sayısının belirtilmediği, tebliğ tarihinin gösterilmediği, iptali istemine yer verilmediği, dava dilekçesine eklenmediği, maddi ve manevi zararların hangi idari işlemden dolayı davacının hakkının muhtel olduğu iddiasıyla talep edildiğinin anlaşılamadığı, davanın iptal davası olarak mı tam yargı davası olarak mı açılmak istendiğinin açıkça ortaya konulamadığı, ikinci kez yenilenen dilekçede de aynı yanlışlıkların yapıldığı, bir başka ifadeyle dilekçe ret nedeni olarak gösterilen noksanlıkların giderilmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak Ankara 7. İdare Mahkemesi'nce verilen 09/07/2020 gün ve E:2020/1154, K:2020/1144 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Yasanın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
Dava; Düzce İli, Akçakoca İlçe Devlet Hastanesi'nde ebe olarak görev yapmakta iken, 675 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılan davacının bu işleme karşı OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurusunun anılan Komisyon tarafından reddedilmesi üzerine davacı tarafından, hakkında Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce beraat kararı verildiğinden bahisle göreve iade edilerek açığa alındıktan beraat edilinceye kadar alamadığı maaş ve tazminatlarının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
 
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin ve davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği; anılan Kanun'un 14. maddesinde, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönünden inceleneceği; 15. maddesinde ise, anılan maddelere uygun olmayan dilekçelerin otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere reddedileceği, dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
 
23/01/2017 tarih ve 29957 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11.maddesinde, Komisyon kararlarına karşı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenecek Ankara İdare Mahkemelerinde iptal davası açılabileceği hükmüne yer verilmiştir.
 
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilmiş; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde ise, "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." kuralına yer verilmiştir.
 
Öte yandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin birinci fıkrasında, "Herkes, davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir." kuralı yer almıştır.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 36533/04 başvuru numaralı ve 14/10/2008 tarihli Mesutoğlu-Türkiye kararında özetle; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tâbi olabildiği, bununla birlikte, getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde, kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru bir amaç güdüldüğü takdirde ve hedeflenen amaç ile başvurulan araçlar arasında makul bir orantı olması hâlinde Sözleşmenin 6. maddesinin birinci fıkrası ile bağdaşabileceği, bu ilkelerden, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları mevcut olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan, kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınmaları gerektiği belirtilmiştir.
 
Dosyanın incelenmesinden; davacının 04/10/2019 tarihinde kayda alınan ilk dava dilekçesinde davanın konusu ve sonuç - istem kısımlarında göreve iade edilmesini ve maddi ve manevi tazminat haklarının fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 50.000 TL. tazminat istendiği, aynı dilekçenin içeriğinde ise adli yargıda ceza davasında beraatine karar verildiği buna karşın OHAL İşlemleri Komisyonunca verilen kararla göreve iade isteminin reddedildiğinin, tarafına tebliği üzerine bu olumsuz karar için 60 gün içinde bu davayı açmak zorunda kaldığının belirtildiği, bu ilk dilekçede açıkça OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararının iptalinin istendiği belirtilmemiş ise de dilekçenin içeriğinde davacının esasında OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun olumsuz kararının dava konusu edilerek görevine iadesi ile tazminat istemiyle anılan davayı açtığının anlaşılabildiği, İdare Mahkemesince verilen 18/10/2019 tarihli ilk dilekçe ret kararında iptali istenilen işlemin tarih sayısının, tebliğ tarihinin belirtilmediği iptal istemine açıkça yer verilmediği, maddi ve manevi tazminat miktarlarının ve tazminat sebeplerinin açık ve net olarak açıklanmadığı gerekçesiyle açık ve net olarak açıklanmadığı gerekçeleriyle 2577/3.madde uyarınca dilekçenin reddine karar verildiği, yenilenen dilekçede bu defa davacının göreve iade edilmediğinden dolayı hukuka aykırı işlemin iptaline ve 20.000 TL. manevi, 2.000 TL manevi ve 500 TL yolluk tutarının ödenmesinin istendiği, bu dilekçesinde de yine OHAL İnceleme Komisyonu kararının tarih ve sayısı ile tebliğ tarihinin dilekçede de belirtildiği ve başvurusunun reddi kısmında anılan Komisyonun ret kararının tarih ve sayısına yer verildiği, dilekçenin içeriğinde de yine başvurusunun reddine ilişkin anılan işlemden bahsedildiği, bu dilekçe üzerine Mahkemesince yine 2577/3.madde uyarınca dilekçe ret kararı verilerek, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun ret kararının dava konusu edilmek isteniyorsa açıkça işlemin tarih ve sayısı belirtilerek ve iptal istemine yer verilerek bu işlemin iptali isteminde bulunulması gerektiği, anılan işlemden doğan tazminat isteniyorsa bunun da açıkça belirtilmesi gerektiği, belirtilen işlemden kaynaklı iptal/tam yargı davası açılması isteniyorsa bunun açık net belirtilmesi gerektiği, istemin açık olmadığı gerekçesine dilekçe ret kararın da yer verildiği, ikinci kez dilekçe ret kararı üzerine yeniden dilekçede ise davacının bu defa açığa alındıktan beraat edinceye kadar almadığı maaş ve tazminatlarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep ettiği, dilekçesinin içeriğinde ise yine OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunca başvurusunun kabul edilmeyerek 2019/2578 sayılı karar ile göreve iade talebinin komisyonca reddedildiğinden bahsedildiği, İdare Mahkemesince dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dilekçede iptali işlemin tarih ve sayısının ve tebliğ tarihinin belirtilmediği, maddi-manevi zararlarının hangi işlemden doğduğunun açıklanmadığı, davanın konusunun anlaşılamadığı, bu nedenle ikinci kez yenilenen dilekçede aynı yanlışlıkların yapıldığı görüldüğünden 2577 sayılı Yasanın 15/5-1-d maddesi uyarınca davanın reddine karar verildiği, davacının istinaf dilekçesinde, Mahkemece verilen kararın kendisi açısından çok ağır sonuçları olduğunu, açtığı davalarda (dava dilekçeleri kasdediliyor) OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararından bahsederek Komisyonun göreve iade edilmeme kararını dava konusu ettiğini açıkladığını, dosyasında tüm belgelerin ve OHAL İşlemleri Komisyonu kararının bulunduğunu belirterek, Düzce Valiliği OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun 30/05/2019 tarih, 2019/25728 sayılı kararının (bahsedilen karar Düzce Valiliği OHAL Komisyonu kararı olmayıp, davacının başvurusu üzerine OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunca verilen ve davacının göreve iade talebinin reddine ilişkin karardır) hukuka aykırı olduğunda bahisle iptali ile maddi ve manevi taleplerinin karşılanmasına karar verilmesini istediğini açıkladığı anlaşılmaktadır.
 
Bu durumda; davacının Mahkemeye vermiş olduğu bahsedilen üç dava dilekçesinde de Mahkemeden idari işlem niteliğinde yargı kararı verilmesini istediği, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısımları ile davanın konusu kısmında ve dilekçenin içeriğinde anlatım bütünlüğü ve uyum bulunmadığı açık ise de, özellikle ilk dava dilekçesinde ve dilekçe ret kararı üzerine vermiş olduğu ilk yenileme dilekçesindeki ifadelerinden davacının esasında OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna yaptığı göreve iade başvurusunun reddi üzerine anılan Komisyonun başvurusunun reddi yönünde aldığı 30/05/2019 tarih ve 2019/25728 sayılı kararı dava konusu ettiği ve bu işlem nedeniyle uğramış olduğu maddi ve manevi zararlarının tazminini istediği, 685 sayılı KHK'nin 11.maddesi uyarınca OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından verilen kararlara karşı açılacak davaların ise HSK tarafından yetkilendirilen özel yetkili Ankara İdare Mahkemelerince (Ankara 19,20,21,22,24,25,26,27 ve 28. İdare Mahkemeleri) görülüp çözümleneceği, bu nedenle bakılan davanın OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından davacı hakkında verilen karara karşı açıldığı ve tazminat isteminin de anılan kararla bağlantılı olduğu gözetilerek Ankara 7.İdare Mahkemesince dosya esas kaydının kapatılarak OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararlarına karşı açılan davalara bakmakla yetkili olan özel yetkili Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesi ve dosyanın tevdi edildiği özel yetkili idare mahkemesince dava dilekçesinin usulüne uygun olup olmadığı incelenerek usulüne uygun olmayan dava dilekçesi hakkında dilekçe ret kararı ve sonraki aşamada gerekirse 2577 sayılı Kanunun 15/5 maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda belirtilen tespitlere göre görevli ve yetkili olmadığı bu konuda 2577 sayılı Yasanın 15/5.maddesi uyarıca davanın reddi yönünde Ankara 7.İdare Mahkemesince verilen istinafa konu kararın, davacının mahkemeye erişim hakkına sınırlama getirdiği ve bu hakkın özünü ortadan kaldıracak sonuçlar doğurduğu sonucuna ulaşılarak, 2577 sayılı Yasanın 15/5.maddesi uyarınca davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
 
Öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere Dairemizce, davcının OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunca hakkında verilen kararı dava konusu ettiği sonucuna varılmak suretiyle verilen iş bu karar nedeniyle Ankara 7. İdare Mahkemesince dosya esas kaydının kapatılarak dosyanın OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararlarına karşı açılan davaları incelemekle görevli ve yetkili Ankara İdare Mahkemelerinden birine gönderilmesi üzerine dosyanın tevzi edileceği özel yetkili idare mahkemesince, davanın önceki aşamalarında verilen dilekçe ret kararları üzerine gelinen noktada davacının istinafa konu mahkeme kararından önceki son dava dilekçesinin (yenileme dilekçesi) 2577 sayılı Yasanın 3.maddesine uygunluk yönünden incelenerek ve gerekirse dilekçe ret kararı verilebileceği, dolayısıyla davacının esasında OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu kararına dava konusu ettiği kabulünden hareketle davayı incelemekle görevli-yetkili olduğu belirlenen özel yetkili İdare Mahkemesine dava dilekçesindeki eksikliklerin giderilebileceği kuşkusuzdur.
 
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 7. İdare Mahkemesi'nce verilen 09/07/2020 gün ve E:2020/1154, K:2020/1144 sayılı kararın KALDIRILMASINA; yukarıda yer verilen gerekçeye uygun olarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, kaldırma kararı üzerine Mahkemece yeniden bir karar verileceğinden bu aşamada yargılama giderleri yönünden ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığına, 19/11/2020 tarihinde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy