Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2019/4119 Esas 2020/1474 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/4119
Karar No: 2020/1474
Karar Tarihi: 09.06.2020



İSTEMİN ÖZETİ: 77. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası kapsamında Erzurum İli, Tortum İlçe Devlet Hastanesine doktor olarak yerleştirilen davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (8) numaralı alt bendindeki şartları taşımadığı belirtilerek atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılan davada; Mahkemenin ara karar üzerine, davacının istihbari bilgide adı geçen terör örgütü ile iltisakı veya irtibatı olduğuna ilişkin hukuken geçerli herhangi bir somut bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmaması ve UYAP kayıtları üzerinden yapılan incelemede de davacı hakkında açılmış bir ceza davası veya başlatılmış bir soruşturmanın da bulunmaması, ayrıca 2016 yılında yapılan bir ihbarda davacının PDY/FETÖ'ye müzahir yurtta kaldığı yönündeki istihbari bilgiye karşın, davacının 2012 - 2017 yıllarında kendi kiraladığı evde kaldığına ilişkin birtakım ödemelere ait dökümanların dosyaya sunulmuş olması, bunun yanı sıra 11/02/2019 tarihli ve E:2018/832 sayılı ara kararı üzerine davacının öğrenci iken kalmış olduğunu bildirdiği bu adrese Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğünce görevlendirilen bir polis memurunun giderek apartman sakinleri ve yönetici ile görüşmek suretiyle davacının tıp fakültesi öğrencisi iken bu adreste kaldığına dair beyanlarda bulunulduğunun tutanak altına alınmak suretiyle Mahkeme dosyasına sunulmuş olması, ayrıca davacının erkek kardeşinin askeri okulların kapatılması ile okula kayıtlı tüm diğer öğrenciler gibi mecburen okulla ilişiğinin kesilmiş olması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı hakkında hukuken geçerli herhangi bir somut bilgi ve belge ile desteklenmeyen genel ve soyut nitelikteki istihbari bilgi esas alınarak tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, öte yandan, davacının kendisinin ve kendisini etkileyebilecek yakın çevresinde bulunan kişilerin terör örgütleri ile irtibatı olduğu yönünde idarece hukuken geçerli delillere dayalı yeni bir tespit yapılması halinde, idarece davacı hakkında yeniden işlem yapılabileceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda Ankara 16. İdare Mahkemesi'nce verilen 28/03/2019 tarihli ve E:2018/832, K:2019/696sayılı kararın; dava konusu işlemin iptalini gerektirecek bir husus bulunmadığı, ilgili mevzuat hükümleriyle idareye verilen yetki ve görevin, mevzuatta belirlenen usul ve esaslar ile maksada uygun olarak kullanılmış olduğu, bu nedenlede Mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek, istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Yasanın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Genel ve Özel Şartlar" başlıklı 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine, önce 676 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin 74. maddesiyle, daha sonra 7070 sayılı Kanunun 60. maddesi ile aynen kabul edilen düzenlemeyle 8. alt bent olarak "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" hükmü eklenerek, Devlet Memuru olabilmek için ilgili hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olunması şartı getirilmiştir.
 
Dava konusu işlem, yukarıda belirtilen mevzuat hükmü uyarınca 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin yukarıda sözü edilen (8) numaralı alt bendi hükmüne dayanılarak tesis edilmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi'nin 24/07/2019 tarihli ve E:2018/73, K:2019/65 sayılı kararı ile;Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere "adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, öz geçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunduğu kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri" gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerin kişisel veri olarak kabul edildiği, bu bağlamda güvenlik araştırması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri niteliğinde olduğu, 657 sayılı Kanunun 48.maddesinin 1.fıkrasının (A) bendine (8) numaralı alt bent olarak eklenen söz konusu kuralla güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kamu mercileri tarafından özel yaşamı ile ilgili sorular sorulması da dahil olmak üzere bir bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerin alınmasının, kaydedilmesinin ve kullanılmasının özel hayata saygı hakkına sınırlama niteliğinde olduğu,
 
Anayasa'nın 129.maddesinin birinci fıkrasında memurlar ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülüklerinin düzenlendiği, belirtilen hususlar gözetilerek kamu görevlerine atanacak kişiler bakımından birtakım şartlar getirilmesinin doğal olduğu, bu şekilde aranan niteliklerin, kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacına yönelik olduğu, dolayısıyla kamu görevine atanmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kuralın kanun koyucunun takdir yetkisinde olduğu, ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların, kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbir uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğinin yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerektiği, kuralda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması memurluğa alımlarda genel şartlar arasında sayılmasına karşın, güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenlemenin yapılmamış olduğu, diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin, kurallara sadece güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasının devlet memurluğuna alımlarda aranacak şartlar arasında sayıldığı, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda devlet memurluğuna alınmada esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına ve işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesinin Anayasa'nın 13. 20. ve 128. maddesiyle bağdaşmadığı ve bu nedenle dava konusu kuralın Anayasa'nın anılan maddelerine aykırı olduğu belirtilerek; 7070 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinin iptaline karar verilmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı 29/11/2019 tarihli ve 30963 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal ederken ileri tarihli bir yürürlük süresi öngörmemiştir. Dolayısıyla, anılan karar Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmiştir.
 
Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararı ile iptal edilen yasa kuralı (657 sayılı Kanunun 48/1-A-8. bendi) dışında, farklı statüde ya da gizlilik derecesine sahip bazı yerlerde görev yapan kamu görevlileri ile ilgili olarak güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmasını öngören başka yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak bu yasal düzenlemelerden, 399 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararname'nin 7/1-f bendi, 30/04/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve E:2018/91, K:2020/10 sayılı kararı ile; 4045 sayılı Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrası ise, 28/04/2019 tarihli ve 31112 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararı ile Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
 
Bu duruma göre; dava konusu işlemin dayanağını oluşturan 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (8) numaralı alt bendi yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğundan, istinaf başvurusuna konu edilen İdare Mahkemesi kararı ile işin esası hakkında verilen iptal kararından sonra ortaya çıkan bu durum sonucunda dava konusu işlemin hukuki dayanağı da kalmamıştır.
 
Açıklanan nedenlerle, Ankara 16. İdare Mahkemesi'nce verilen 28/03/2019 tarihli ve E:2018/832, K:2019/696 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle istinaf başvurusunun REDDİNE, istinaf giderlerinin başvuruda bulunan taraf üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın davacıya ve davalı idareye iadesine, 09/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy