Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2019/3418 Esas 2020/1177 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: 1. İdari Dava Dairesi
Esas No: 2019/3418
Karar No: 2020/1177
Karar Tarihi: 01.06.2020



İSTEMİN ÖZETİ: KPSS-2016/6 Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Kadrolu Pozisyonlarına Yerleştirme sonucuna göre, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Van İli emrine "ebe" unvanı ile yerleştirilen davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğundan bahisle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (8) numaralı alt bendindeki şartları taşımadığı belirtilerek atamasının yapılmamasına ilişkin 13/11/2017 tarihli ve E.857 sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davada; istihbari bilgi notunda yer alan bilgileri destekleyecek herhangi bir bilgi belgenin davalı idare ve diğer ilgili kurumlarca dosyaya ibraz edilmediği ve Mahkemenin ara kararlarına emniyet birimlerince verilen cevaplarda davacının terör örgütleri ile irtibatlı veya iltisaklı olduğuna, yasadışı eylem ve etkinliklerine katıldığına, terör propagandası yaptığına dair ya da kendisi hakkındaki istihbari bilgiyi doğrulayacak herhangi bir belgenin sunulamadığı, hakkında isnat olunan, "adına kayıtlı hat üzerinden, FETÖ/PDY'ye müzahir şahıslar tarafından internet tabanlı kullanılan kriptolu haberleşme uygulamasının kullanıldığının değerlendirildiği" şeklinde istihbari bilgi notunda yer verilen olaya ilişkin Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı, ancak, anılan soruşturma kapsamında 05/06/2017 tarihinde Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, dolayısıyla davacı hakkındaki mevcut istihbarat kayıtlarına dayanılarak güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu sonucuna varılamayacağı hususları dikkate alındığında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A maddesindeki şartları taşımadığı belirtilerek atamasının yapılmamasına dair dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali, davacının açıkta kaldığı sürede herhangi bir sigortalılık kaydı bulunup bulunmadığı davalı idarece araştırılarak, çalışması bulunması halinde mahsup işlemleri de yapılmak suretiyle, emsallerinin atamasının yapıldığı tarihten itibaren yoksun kaldığı tüm parasal ve özlük haklarının davalı idarece hesaplanarak dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi yolunda verilen kararın Ankara 17. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/05/2019 tarihli ve E:2017/3437, K:2019/1140 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
 
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
 
TÜRK MİLLETİ ADINA
 
Karar veren Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince, 2577 sayılı Yasanın değişik 45. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü:
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Genel ve Özel Şartlar" başlıklı 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine, önce 676 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi'nin 74. maddesiyle, daha sonra 7070 sayılı Kanunun 60. maddesi ile aynen kabul edilen düzenlemeyle 8. alt bent olarak "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak"hükmü eklenerek, Devlet Memuru olabilmek için ilgili hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olunması şartı getirilmiştir.
 
Dava konusu işlem, yukarıda belirtilen mevzuat hükmü uyarınca 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin yukarıda sözü edilen (8) numaralı alt bendi hükmüne dayanılarak tesis edilmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi'nin 24/07/2019 tarihli ve E:2018/73, K:2019/65 sayılı kararı ile; Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere "adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, öz geçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunduğu kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri" gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm verilerin kişisel veri olarak kabul edildiği, bu bağlamda güvenlik araştırması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri niteliğinde olduğu, 657 sayılı Kanunun 48.maddesinin 1.fıkrasının (A) bendine (8) numaralı alt bent olarak eklenen söz konusu kuralla güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kapsamında kamu mercileri tarafından özel yaşamı ile ilgili sorular sorulması da dahil olmak üzere bir bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerin alınmasının, kaydedilmesinin ve kullanılmasının özel hayata saygı hakkına sınırlama niteliğinde olduğu,
 
Anayasa'nın 129.maddesinin birinci fıkrasında memurlar ve kamu görevlilerinin Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunma yükümlülüklerinin düzenlendiği, belirtilen hususlar gözetilerek kamu görevlerine atanacak kişiler bakımından birtakım şartlar getirilmesinin doğal olduğu, bu şekilde aranan niteliklerin, kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir biçimde yürütülmesi amacına yönelik olduğu, dolayısıyla kamu görevine atanmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kuralın kanun koyucunun takdir yetkisinde olduğu, ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların, kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbir uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğinin yeterince açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerektiği, kuralda güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması memurluğa alımlarda genel şartlar arasında sayılmasına karşın, güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına ilişkin herhangi bir düzenlemenin yapılmamış olduğu, diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin temel ilkeler belirlenmeksizin, kurallara sadece güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasının devlet memurluğuna alımlarda aranacak şartlar arasında sayıldığı, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda devlet memurluğuna alınmada esas alınacak kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına ve işlenmesine yönelik güvenceler ve temel ilkeler kanunla belirlenmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesinin Anayasa'nın 13. 20. ve 128. maddesiyle bağdaşmadığı ve bu nedenle dava konusu kuralın Anayasa'nın anılan maddelerine aykırı olduğu belirtilerek; 7070 sayılı Kanunun 60. maddesiyle 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendine eklenen (8) numaralı alt bendinin iptaline karar verilmiştir.
 
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı 29/11/2019 tarihli ve 30963 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi iptal ederken ileri tarihli bir yürürlük süresi öngörmemiştir. Dolayısıyla, anılan karar Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmiştir.
 
Anayasa Mahkemesinin sözü edilen kararı ile iptal edilen yasa kuralı (657 sayılı Kanunun 48/1-A-8. bendi) dışında, farklı statüde ya da gizlilik derecesine sahip bazı yerlerde görev yapan kamu görevlileri ile ilgili olarak güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmasını öngören başka yasal düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak bu yasal düzenlemelerden, 399 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararname'nin 7/1-f bendi, 30/04/2020 tarihli ve 31114 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve E:2018/91, K:2020/10 sayılı kararı ile; 4045 sayılı Kanunun 1. maddesinin 2. fıkrası ise, 28/04/2019 tarihli ve 31112 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve E:2018/163, K:2020/13 sayılı kararı ile Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
 
Bu duruma göre; dava konusu işlemin dayanağını oluşturan 657 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (8) numaralı alt bendi yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesi kararı ile Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğundan, istinaf başvurusuna konu edilen İdare Mahkemesi kararı ile işin esası hakkında verilen iptal kararından sonra ortaya çıkan bu durum sonucunda dava konusu işlemin hukuki dayanağı da kalmamıştır.
 
Açıklanan nedenlerle, Ankara 17. İdare Mahkemesi'nce verilen 24/05/2019 tarihli ve E:2017/3437, K:2019/1140 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, yukarıda belirtilen gerekçe de eklenmek suretiyle istinaf başvurularının REDDİNE, istinaf giderlerinin başvuruda bulunan davalı idareler üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan miktarın davacıya ve davalı idareye iadesine, 01/06/2020 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy