Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/970 Esas 2023/685 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/970
Karar No: 2023/685
Karar Tarihi: 10.05.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/970 - 2023/685
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/970
KARAR NO: 2023/685
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2019/481 Esas - 2021/537 Karar
DAVACI:
DAVALI:
VEKİLLERİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 10/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ...’e ait davalı Sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan ve diğer davalı ...’in sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki ... plakalı araca çarpması sonucunda 27.07.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, kazada davalı araç sürücüsü ...’ın ağır kusurlu olduğunu, müvekkilin şikayetçi olmaması nedeniyle davalı hakkında kovuşturma yapılmadığını, kaza sonrasında sürekli iş göremez hale gelen müvekkilin birçok ameliyat geçirdiğini ve halen tedavisinin devam ettiğini, birçok kez hastaneye gidip gelen müvekkilin tedavi için şimdilik 13.000-TL ve 5.600-TL faturalı hastane masrafları dahil toplam 18.600-TL harcama yaptığını, müvekkilin asgari ücret karşılığında çalıştığını beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla tedavisi devam eden müvekkilinin devam eden zararını önlemek amacıyla müvekkil lehine 50.000-TL geçici ödeme yapılamasını ve şimdilik 1.000-TL maddi zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 31/05/2021 tarihli dilekçesi ile 100,00 TL geçici iş göremezlik taleplerini 13.412,87 TL'ye, 400,00 TL sürekli iş göremezlik taleplerini 304,828,75 TL'ye, 500,00 TL tedavi giderleri taleplerini 26.454,08 TL'ye artırdıklarını belirterek , bu bedellerin kaza tarihinden başlamak üzere işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan alınmasını talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan ... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 22.06.2017 tarihinde Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe teminat miktarı ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, BK'nın 76. maddesi kapsamında istenen geçici ödeme koşullarının oluşmadığını ve talep edilen tutarın fahiş olduğunu, davacının kaza nedeniyle uğradığı zararının net ve açık olmadığından açıklattırılması gerektiğini, davacının maluliyet oranının ve kaza ile sakatlık arasında illiyet bağının tespiti için dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu'ndan, kusur oranının tespiti için de Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, bakıcı gideri, geçici iş göremezlik, ulaşım, ameliyat gibi tedavi, bakım ve sağlık giderlerinden SGK’nın sorumlu olduğunu, KTK 98. maddesi gereğince müvekkilin sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi giderleri kapsamında olduğunu, tedavi ve geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin davanın 6111 sayılı Kanun'un 59 ve geçici 1. maddesi gereğince reddi gerektiğini, gelirin asgari ücret üzerinden hesap edilmesini, tazminat hesabının sigorta genel şartlarına uygun TRH 2010 tablosu ve teknik faiz %1,8 esas alınarak yapılmasını, arabuluculuk aşamasında yapılan ödemelerin hesap tarihine olan sürede faiz uygulanıp güncellenerek belirlenen tazminattan mahsubunu, SGK tarafından bağlanan gelir var ise peşin sermaye değerinin de mahsup edilmesini, davacının avans faizi talep edemeyeceğini, talep haksız fiile dayandığından ve araç hususi araç olduğundan yasal faiz talep edebileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ..., cevap dilekçesi vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 27.07.2017 tarihinde davalılardan ...’e ait olup, diğer davalı ...’in sevk ve idaresindeki, yine diğer davalı Sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan ... plakalı aracın, davacının sevk ve idaresindeki ... plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında, mahkemece aldırılan ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca tanzim olunan 30.10.2020 tarihli raporda belirtildiği üzere, davacının %28 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı ve 9 ay süre ile iş göremez halde kaldığı, mahkemece aldırılan ve dosya kapsamın uygun olmakla hükme esas alınan Adli Trafik Bilirkişisi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, davacının 13.412,87-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 304.828,75-TL sürekli iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 318.241,62-TL zararı bulunduğunun belirtildiği, yine doktor bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor içeriğine göre de davacının SGK tarafından karşılanmayan zararının 26.954,08 TL olduğu, buna göre davalıların davacının oluşan bu maddi zararını gidermekle yükümlü olduğu, davacı vekilince hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği talep edilmiş olmakla, taleple bağlı kalınarak faize hükmedileceği gerekçesiyle; davanın kabulüne, 13.412,87 TL geçici iş göremezlik, 304.828,75 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 26.954,08 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olmak üzere toplam 345.195,70 TL’nin, dava tarihi olan 10.09.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı ... Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; davacı taraf dava açmadan önce müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde başvuru yapmamış olduğundan dava şartının yerine getirilmediği gözetilerek davanın usulden reddi gerektiğini, karara esas alınan maluliyet raporu mevzuata aykırı olmakla; bu sebeple eksik inceleme ile verilen işbu kararın kaldırılması ile maluliyet bakımından yeniden inceleme yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girmiş ve Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, 30.3.2013 Tarihli Ve 28603 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldığından, yerine yürürlüğe giren 20 Şubat 2019 Tarih, 30692 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerektiğini, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarihli kararı ile iptal edilen maddelerin işbu uyuşmazlık bakımından uygulanmaması gerekmekle; bu sebeple tazminat hesaplaması bakımından Genel Şartlar'a göre hesaplama yapılması gerekirken mahkemece aksi yöndeki rapor üzerinden karar verildiğinden işbu kararın kaldırılması gerektiğini, raporda genel şartlara aykırı olarak Progresif Rant Yöntemi ile hesaplama yapıldığını, kabul anlamına gelmemek üzere mevzuat gereğince davacının iyileşme süresi içinde ortaya çıkan geçici iş göremezlik ve bakıcı giderleri dahil tüm tedavi giderleri bakımından müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere 01.06.2015 tarihli Genel Şart Hükümleri gereğince müvekkil şirketin davacının sakatlığından kaynaklanan her türlü zarar bakımından tek bir limit üzerinden sorumlu tutulabileceği de gözetildiğinde kabul anlamına gelmemek üzere 330.000,00 TL limit tutarından 318.241,62 TL sürekli sakatlık ve geçici iş göremezlik giderlerinin tenzili ile kalan bakiye 11.758,38 TL’yi aşan tedavi giderlerinin limit aşımı sebebi ile de reddi gerekirken, bu husustaki itirazlar gözetilmeksizin müvekkil şirket aleyhine teminat limitini aşan şekilde tazminata hükmedilmesinin de haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; davalı vekili KTK'nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK'nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; "Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir." hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu'na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı sigorta şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-Esasa ilişkin istinaf sebeplerine ilişkin olarak; Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Kaza tarihi itibariyle, Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik yürürlükte olmayıp, hükme esas alınan maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine ve Yargıtay uygulamasına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine davalı vekili tarafından hesaplamanın 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları gereğince TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi belirlenerek, bilinmeyen dönem hesabının ise %1,8 teknik faiz uygulanarak "devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Yöntemi" uygulanarak belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2918 sayılı Yasa'nın 90. maddesindeki 6704 sayılı Yasa ile yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından kısmen iptalinden sonra içtihat değişikliğine gidilerek tazminat hesabında TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen (işleyecek) dönem hesabının "Progresif Rant Yöntemi" uygulanmak suretiyle hesaplaması gerektiği benimsenmiş olduğundan bu yöne ilişkin istinaf sebebine de itibar edilememiştir.
Teminat limitinin belirlenmesi konusunda ise, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı tedavi giderleri teminat limitinde yer aldığından (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14/09/2022 tarih ve 2021/13349 Esas, 2022/10165 Karar sayılı ilamı) teminat limitinin aşıldığına ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir.
Faturalandırılamayan tedavi giderine ilişkin olarak, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere olayın niteliği gereği bütün giderlerin belgelendirilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Ulaşım gideri konusunda belge bulunmasa da, davacının yaralanmasına göre tedavisi tamamlanıncaya kadar hastaneye gidip gelmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu durumda mahkemece doktor bilirkişiden davacının tedaviye gitmesi gerektiği tarihler konusunda rapor alınarak, davacının ikamet adresi ile hastanelerin mesafesi, o tarihlerdeki ticari taksi ücretleri v.s. gözönünde bulundurularak makul bir ulaşım giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Yine yaralanmaya bağlı olarak yapılması olanaklı bulunan fatura edilemeyen tedavi giderleri yönünden davacının tüm tedavi evrakları incelenerek yaralanma derecesi ve iyileşme süreci de gözetilerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre fatura edilmeyen tedavi giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir (Yargıtay 17. H.D'nin 11.06.2020 tarih 2019/2585 Esas- 2020/3385 Karar, 28.02.2019 tarih 2016/4476 Esas- 2019/2293 Karar, 27.09.2017 tarih 2015/1535 Esas- 2017/8273 Karar, 09.04.2015 tarih 2015/1134 Esas - 2015/5600 Karar ve 12.11.2012 tarih 2012/32523 Esas-2012/12417Karar). Somut olayda, doktor bilirkişiden alınan rapor usul ve yasaya uygun olduğundan mahkemece hükme esas alınması yerinde bulunmuştur.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı ... Sigorta A.Ş.'den alınması gereken 23.580,32 TL istinaf karar harcından peşin alınan 5.896,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 17.684,32 TL’nin bu davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara HMK'nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 10/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan
Üye
Üye
Katip




* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy