Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/884 Esas 2023/648 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/884
Karar No: 2023/648
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/884 - 2023/648
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/884
KARAR NO: 2023/648

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KONYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2021
NUMARASI: 2019/200 Esas - 2021/215 Karar
DAVACI:
VEKİLLERİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 05/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar ...ve .... vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dilekçesinde; davacıya ait ... plakalı araç ile davalılardan ....'ya ait olup, diğer davalı ...'ın sevk ve idaresindeki ve ZMMS poliçesi de davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ... plakalı aracın 28/08/2015 tarihinde kaza yapması sonucu, davacının yaralandığını, iş gücü kaybı zararı ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararına uğradığını, ayrıca davacının bu kaza ve yaralanma nedeniyle büyük bir üzüntü ve acı da yaşadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, belirsiz alacak olarak davacının geçici iş göremezlik zararından dolayı 500 TL, sürekli işgöremezlik zararından dolayı 500 TL ve SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi gideri zararlarından dolayı 500 TL olmak üzere toplam 1.500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren (sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden itibaren) işleyecek avans faiziyle birlikte bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve ayrıca 100.000 TL manevi tazminatın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketi hariç diğer iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep artırım dilekçeleri ile iş göremezlik zararını 108.462,80 TL'ye, SGK'ca karşılanmayan tedavi giderini 3.000 TL'ye geçici işgöremezlik zararını 17.129,76 TL'ye çıkartmıştır.
Davalı ... Bankası vekili cevap dilekçesinde; öncelikle görev, yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...vekili cevap dilekçesinde; görev ve yetki itirazında bulunarak Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmasının bekletici mesele yapılmasını talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili; sorumluluklarının sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğundan, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı sürücünün %100 kusurlu olarak davacının %7 malul ve 9 ay iş göremez halde kalacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, aracın malikinin davalı banka olup sürücünün kusuruna isabet eden zarardan işleten olarak müştereken ve müteselsilen sorumu olduğu, poliçenin 18/03/2015 tarihinde tanzim edilmesi nedeniyle Yeni Genel Şartlar'ın davada uygulanamayacağı, davacının bilirkişi raporunda hesaplanan maddi zararının oluştuğu ancak usuli kazanılmış haklar gözetildiğinde ilk karardaki miktardan fazlaya karar verilemeyeceği, manevi tazminat talebinin de kısmen ispatlandığı anlaşıldığından yapılan ıslah ve usuli kazanılmış haklar nazara alınarak, 28/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı ...'ın; geçici iş göremezlik zararından dolayı 17.129,76 TL, sürekli iş göremezlik zararından dolayı 41.211,19 TL olmak üzere toplam 58.340,95 TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (davalılardan sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleriyle sınırlı olması ve faiz yönünden de dava tarihi olan 07/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olmaları kaydıyla) her üç davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fer'i nitelikteki fazlaya ilişkin faiz taleplerinin reddine, 15.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan .... ile ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar ...ve .... vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı ...vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin ilk verilen kararla aynı kararı vermesini kabul etmediklerini, kaldırma kararı gereğince yeterli inceleme yapılmadığını, ilk kararın davacı tarafça istinaf edilmemesi nedeniyle davalılar yönünden kazanılmış hakkın söz konusu olduğunu, BAM kaldırma kararında ceza dosyası sonucu beklenerek gerektiğinde yeniden kusur raporu alınması belirtilmişse de yeniden kusur raporu alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, maluliyet raporunun ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması gerektiğini, mahkemece ilk karar verilmeden alınan rapor ile kaldırma kararından sonra alınan rapor arasındaki maluliyet oranında çelişki olduğunu, bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, hesap raporunda gelirin asgari ücretin 2 katı olarak kabul edilmesinin de doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece kaldırma kararı gereğince gerekli araştırmalar yapılmadan karar verildiğini, davalı bankaya ait aracın sürücüsünün %100 kusurlu olmasını kabul etmediklerini, ceza davası sonrasında mahkemece kusura yönelik yeniden rapor alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, ilk yargılamada çalışma gücü kaybının tespiti için Şerafettin Demirci’den alınan raporda %5 maluliyet oranı bulunmuş iken kaldırma sonrası Tıp Fakültesinden alınan rapor ve ek raporda %7 maluliyet bulunduğunu, raporlardaki farklılığa itirazları nazara alınmadan karar verilmesinin de doğru olmadığını, ayrıca hesap raporunda SGK Konya Müdürlüğünden gelen yazı doğrultusunda gelir asgari ücretin 2 katı olarak kabul edilmiş ise de; başka bir araştırma yapılmadan gelirin yüksek kabul edilmesinin doğru olmadığını, hükmedilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar ...vekili ve .... vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar ...ve .... vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece 12/10/2017 tarihli kararla; “davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, Adli Tıp bilirkişisinin raporuna göre davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, %5 oranında sürekli iş gücü kaybına uğradığı, SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen tedavi masraflarının da 3.000,00 TL olduğu, tazminat bilirkişisinin raporuna göre ise; davacının geçici iş gücü kaybı zararının belirlendiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, 17.129,76 TL, geçici, 41.211,19 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 3.000,00 TL tedavi giderinin ve 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline” karar verilmiş, karara karşı davalı ... .... vekili ve davalı ...vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılması üzerine Ankara BAM 26 HD’nin 2018/815 Esas – 2019/795 Karar sayılı ilamıyla;
“1-Kusur yönünden ceza mahkemesi kararının sonucunun beklenmesi ve gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kusur raporu alınması gerektiği,
2-Maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan yaralanmalar dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, olay tarihinde yürürlükte olan çalışma gücü ve maluliyet oranının belirlenmesine ilişkin mevzuat hükümleri dikkate alınarak düzenlenecek rapor alınması gerektiği,
3-Dava dilekçesinde tedavi gideri talebi olmadığı halde bilirkişi raporu ile belirlenen tedavi giderinin ıslah ve bedel artırımı ile talebi üzerine davalıdan tahsiline karar verilmiş olması taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiği dikkate alınmadan tedavi giderine de hükmedilmesinin doğru olmadığı,
4-Alınan bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 2 katı gelir elde ettiği kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de davacının gelirinin somut ve ispata yarar delillerle subuta ermediği dikkate alınarak, gelirinin detaylı olarak araştırılarak, olay tarihinden hesap raporu tarihine kadar olan SGK kayıtları, vergi kayıtları, davacının şirket ortağı ve müdürü olduğu iddia edildiğinden çalıştığı ve ortağı olduğu iş yerinden olay tarihinden aktüerya raporu tarihine kadar olan maaşının sorulup, ücret ödeme belgelerinin getirilerek davacının elde ettiği gelir tespit edildikten sonra bu miktar üzerinden zararının hesaplanması gerektiği gözetilmeden” karar verilmesi doğru olmadığından kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; dava konusu olayla ilgili Kumluca Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/47 Esas - 2018/1082 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda sürücü-davalı ...’ın “sanığın sevk ve idaresinde bulunan ... plaka sayılı otomobil ile Antalya istikametinden Kumluca istikametine seyir halindeyken, kaza mahalline geldiğinde önünde seyir halinde olan ... olakalı aracı solladığı sırada karşıdan gelen müşteki ...'un sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı otomobile çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında yapılan keşif incelemesinde ve sonrasında tanzim olunan bilirkişi raporları göz önünde bulundurularak, sanığın sollama yasağı bulunan yerde sollama yapmak suretiyle karşı istikamete geçerek söz konusu kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu” kanaatine varılarak mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, her ne kadar CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade edip, ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkumiyet niteliğinde değilse de, gerek kaza tutanağı, gerek mahkemece kaldırma kararı öncesi Ankara ATK’dan alınan kusur raporu ve ceza dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı-sürücü ...’ın davacının yaralanmasına neden olan kazada tam kusurlu olduğu anlaşıldığından davalıların kusura yönelik istinaflarına itibar edilmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan raporda PMF Yaşam Tablosunun esas alınması doğru değil ise de, mahkemece kaldırma kararı öncesi ve sonrası alınan hesap raporlarında da aynı tablonun esas alındığı ve davalılar tarafından bu raporlara esas alınan “Yaşam Tablosu” yönünden itiraz edilmediği anlaşıldığından, buna yönelik istinaf sebebine de itibar edilmemiştir.
Ayrıca mahkemece hükme esas alınan aktüer raporuna esas alınan gelir miktarının kaldırma kararı sonrası davacının çalıştığı iş yerinden gelen gelir belgeleri ile SGK tarafından geçici işgöremezlik ödemesine esas geliri esas alınarak belirlendiği, gelirin kaldırma kararına uygun olarak araştırılarak belirlendiği ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Yine mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının da dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, kaldırma nedeniyle usuli kazanılmış haklar gözetilerek, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına davalılar ...ve ... vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar ...ve ... vekillerinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan alınması gereken 5.010,00TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılardan ayrı ayrı peşin alınan 1.252,47 TL + 1.193,17+59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.505,06 TL harcın istinaf eden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK'nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip





* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy