Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/858 Esas 2023/623 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/858
Karar No: 2023/623
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/858 - 2023/623
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/858
KARAR NO: 2023/623

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2018/461 Esas 2020/410 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALILAR:
VEKİLİ:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 03/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/01/2018 günü ... sevk ve idaresindeki ... plakalı araçla, ... sevk ve idaresindeki ... plakalı aracın karıştığı kazada müvekkilinin ... plakalı araçta yolcu olması sebebi ile yaralandığını, maluliyetinin oluştuğunu, ... plakalı araç sürücüsünün asli, ... plakalı aracın sürücüsünün ise kazanın oluşunda tali kusurlu bulduğunu, ... plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalılardan ... Sigorta A.Ş. tarafından, ... plakalı aracın ZMMS poliçesinin diğer davalı... Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiğini, ... Sigorta A.Ş.'ye 15/05/2018'de, ... Sigorta A.Ş.'ye 16/05/2018'de, başvuruda bulunulduğunu, kendilerine ödeme yapılmadığını beyan ederek hesaplanacak tazminatın 01/06/2018'den itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsilini talep etmektedir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde, geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında bulunduğunu, davacının maluliyet oranının özürlülük ölçütü sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini, şirketin sigortalısının kusuru ile orantılı olarak sorumlu bulunduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı... Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde, öncelikle davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ederek, geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında bulunduğunu, şirketin sigortalısının kusuru ile ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğunu, emniyet kemeri takılıp takılmadığının, müterafık kusurun tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ... Sigortanın sigortalısı olan araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, tarafların kusur durumlarının belirlendiği, geçici tam iş görmezlik ve sürekli kısmi iş görmezlik (maluliyet) durumunun usulüne uygun raporla belirlendiği, bu rapora göre davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hükme esas alınan raporla belirlendiği, davacının bilirkişi raporuna göre talebini artırdığı, bu hali ile davalıların ZMMS poliçesi kapsamında işletenle birlikte poliçe limitlerinde zarardan sorumlu oldukları, davacının müteselsil sorumluluk hükümlerine göre alacağını talep ettiği ve davalılara sigortalı araçların ticari ve hususi vasıfla kullanıldığı gözetilerek temerrüt tarihleri itibariyle işleyecek faizle birlikte davalılardan tahsilinin gerekeceği anlaşılmakla davacının davasının sübut bulduğu gerekçesiyle; "davanın kabulü ile, 40.429,34 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek davalı... Sigorta yönünden avans, davalı ... Sigorta yönünden yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacıya verilmesine" karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi giderinin poliçe teminatı dışında olduğundan bu hususta müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın fahiş olup gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi raporunda, 3 aylık geçici iş göremezlik hesabından sonra işlemiş dönem hesabı yapıldığını ve işlemiş dönem hesabında geçmiş dönemlere ait dönemsel asgari ücretler kullanılarak hesaplama yapıldığını, ancak, geçmiş dönem hesabında da paranın zaman değerini korumak amacıyla güncel asgari geçim indirimi dahil (AGİ) asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, rapora karşı itirazlar dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, meydana gelen olayda "müterafik kusur" olması sebebiyle indirim yapılması gerektiğini, hüküm kurulduğunu, mağdur şahsın öncelikle takılması zorunlu olan emniyet kemerini takıp takmadığının tespiti, dolayısı ile davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranın da eğer bir tazminat hesaplanırsa emniyet kemeri takılmaması dolayısı ile en az %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı... Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, dosyaya sunulan raporun tarih itibariyle yönetmeliğe uygun olmadığını, raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırıldığı için Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olması gerektiğini, devre başı ödemeli rant sisteminin uygulanması gerektiğini, geçici bakıcı ve geçici iş göremezlik tazminatının poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, dosyada alınan 10.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda; Müvekkilin bakiye ömrü hesaplanırken, hatalı hesaplandığını, müvekkilin faal çalışma süresi 6 yıl 10 ay hesaplanması gerekirken, hatalı şekilde 6 yıl 9 ay olarak hesaplandığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, 3/11/2022 tarihli feragat dilekçesinde, davalılardan ... Sigorta A.Ş. ile sulh olunduğunu ve kusur oranına isabet eden oranda ödeme alındığını, dolayısı ile ... Sigorta A.Ş. yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalı... Sigorta A.Ş. yönünden taleplerin ise devam ettiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davacı vekili, davalı ... Sigorta AŞ yönünden davadan feragat etmiş, davalı ... Sigorta AŞ yönünden ise davaya devam ettiklerini bildirmiştir.
6098 Sayılı TBK 166. maddesine göre sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğeri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması gereklidir. Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatın durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine 6098 Sayılı TBK 168 madde hükmüne göre, rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği taktirde bu fiilin sonuçlarına şahsen tahammül edeceği hükmünü içermektedir.
Somut olayda, vaki feragatin diğer borçluya etkisi de tartışılmak suretiyle feragat hakkında bir karar verilmelidir.
2-Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu'nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiş, aynı uygulamaya Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce de devam edilmiştir.
Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece hükme esas kabul edilen aktüer raporunda progresif rant formülü yerine %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/10/2020 tarihli, 2018/461 Esas - 2020/410 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair, davalılar vekillerinin tüm istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK'nın 36. maddesi gereğince Ankara 16. İcra Dairesi 202010460 Esas sayılı dosyasına depo edilen 75.000,00TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine, 7-Karar tebliği, harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.








Full & Egal Universal Law Academy