Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/845 Esas 2023/583 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/845
Karar No: 2023/583
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/845 - 2023/583
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/845
KARAR NO: 2023/583
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2021
NUMARASI: 2019/224 Esas 2021/42 Karar
DAVACI:
VEKİLLERİ:
DAVALI:
VEKİLLERİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 12/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/06/2018 tarihinde davalı ...'ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı ticari taksiye binen davacının araçtan inerken henüz bir adımını attığı sırada taksi sürücüsünün hareket etmesi üzerine ayağının arka tekerleğe sıkışması şeklinde oluşan kazada davacının yaralandığını, aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, aracın işleteninin diğer davalı ... olduğunu, oluşan trafik kazası nedeniyle Ankara CBS'nin 2018/84207 Sor. numaralı dosyasıyla soruşturma yapıldığını, sonrasında Ankara 46. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2018/1086 E. sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucunda HAGB kararı verildiğini, söz konusu kararın kesinleştiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 400,00-TL geçici iş göremezlik, 400,00-TL efor tazminatı, 200,00-TL tedavi gideri yol ve sağlık gideri, bakım giderinin davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; kabul manasında olmamak üzere öncelikle davacının, trafik kazasından kaynaklanan gerçek kalıcı maluliyet oranının tespiti bakımından karayolları motorlu araçlar zorunlu sorumluluk (trafik) sigortası genel şartlar ve ekine uygun engelli sağlık kurulu raporunun dosyaya kazandırılması gerektiğini, bu halde trafik sigortası genel şartları atfı ile maluliyetin tespitine esas alınan 30.3.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan özürlülük ölçütü, sınıflandırması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmelik yürürlükten kaldırıldığından, yerine yürürlüğe giren 20 şubat 2019 tarih, 30692 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerektiğini, bu sebeple dosyanın Adli Tıp 3. ihtisas Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davacının yaşının tespitinin mahkeme tarafından yapılması, bu anlamda davacının 18 yaşını doldurmamış olması halinde, yine 20.02.2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazete ile yayımlanan “çocuklar için özel gereksinim değerlendirmesi hakkında yönetmelik” usul ve esaslarına uygun alınmış olan maluliyet oranının dosyaya kazandırılmasını, müvekkili şirketin davacının teminat kapsamında yer alan taleplerinden yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusur oranının tespiti bakımından dosyanın adli tıp trafik ihtisas dairesine gönderilmesi gerektiğini, tüm bakıcı giderilerinin tedavi teminatı kapsamında olduğuna dair karar verilmesi halinde 6111 Sayılı yasa kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının talebine konu geçici iş göremezlik ve tedavi gideri talebinin de reddi gerektiğini, tazminat hesaplamasında gelirin asgari ücret olarak alınması gerektiğini, hesaplamalarının trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasında davacı, sigortalı sayılı araçta yolcu olarak bulunmakla, söz konusu olayda hatır taşıması bulunduğunu, faizin yasal faiz olması gerektiğini, faizin dava ve ıslah tarihi esas alınarak belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 12/06/2018 tarihinde davalı sürücü ...'ın sevk ve idaresinde olup, diğer davalı ...'e ait olan ve davalı ... ... Sigorta A.Ş.'den ZMMS poliçesiyle sigortalı bulunan ... plaka sayılı aracın Numune Hastanesi Acil Servis önüne geldiğinde, aracında bulunan 3 yolcunun indiğini düşünüp, aracını hareket ettirdiği sırada aracın sol arka kapısından inmekte olan davacı yolcu ...'ün ayağının üzerinden aracın sol arka tekeri ile geçmesi şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacının maluliyet raporunda belirlendiği şekilde yaralandığı, olayın meydana gelmesinde davalı sürücü ...'ın % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı ,davacının ev hanımı olduğu anlaşıldığından geliri asgari ücret olarak kabul edildiği, kazanın oluşumundan; davalılardan ... araç maliki/işleten sıfatıyla 2918 sayılı Yasa'nın 85.maddesine göre, davalı ... Sigorta A.Ş. ZMMS sigorta poliçesine istinaden aynı Yasa'nın 91 ve 85.maddeleri gereğince, davalı sürücü ... ise haksız fiile neden olan aracın sürücüsü sıfatı ile sorumlu olup, anılan Yasanın 88.maddesine göre davalıların sorumluluğunun müştereken ve müteselsilen olduğu, maddi tazminat talebi bakımından durum değerlendirildiğinde; oluşan kaza nedeniyle davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı aktüer bilirkişi ile adli tıp uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve ek rapor ile belirlendiği, buna göre; 6.412,48-TL geçici iş göremezlik, 11.108,30-TL sürekli iş göremezlik, 7.524,62-TL tedavi gideri ve 8.118,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 33.163,40-TL maddi tazminat talep hakkının olduğu , manevi tazminat talebi bakımından durum değerlendirildiğinde; oluşan trafik kazasında yaralanan davacının, kusur durumu, maluliyet durumu, tarafların sosyo ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi ve diğer tüm durumlar göz önüne alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek, toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'den kaza tarihi olan 12/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat talebi bakımından davanın KABULÜ ile; 6.412,48-TL geçici iş göremezlik, 11.108,30-TL sürekli iş göremezlik, 7.524,62-TL tedavi gideri ve 8.118,00-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 33.163,40-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 12/06/2018 tarihinden (davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, Manevi tazminat talebi bakımından; davanın kısmen KABULÜ ile; toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'den olay tarihi olan 12/06/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; karar ile sürekli ve geçici iş göremezlik, geçici bakıcı, tedavi zararına hükmedilmiş olup, geçici iş göremezlik, geçici bakıcı, tedavi zararlarının Yeni Genel Şartlar gereği teminat dışı olmasına rağmen kabul edilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacının talebine ve hükme konu geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı zararları tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkilin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, tedavi giderleri açısından 6111 sayılı Kanun’un 59. Maddesi ile değiştirilen Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. Maddesi gereğince sigorta şirketlerinin sorumluluğu sona ermiş olup, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın bu masrafların SGK tarafından karşılanacağının hükme bağlandığını, davacı kaza tarihinde 85 yaşında olup, herhangi bir geçici iş göremezliğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, pasif dönemdeki davacının geçici iş göremezlik talebi olmayacağından bu yöndeki taleplerin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığını, hükme esas alınan maluliyet oranının uygun olup olmadığının değerlendirilemediğini, raporla belirlenen oranın dışında, raporun düzenlendiği yönetmeliğin de anlaşılamadığını, raporun yürürlükteki yönetmeliğe uygun olmaması halinde de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı ... Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
T.C. Anayasası'nın 36/1 maddesinde; "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." düzenlemesi yer almaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesinde ise; "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re'sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.
Adil yargılanma hakkı kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de, davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir. 6100 sayılı HMK'nın 280/1 maddesi; "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir." hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu yasal düzenlemelerde, davada taraf olanların haklarının korunması amaçlanmış olup, tarafların yargılama süreçlerine etkin katılımının sağlanması ise, mahkemece yapılan tüm tebligatların usulüne uygun olması ile sağlanabilecektir.
Anayasanın 35 ve 36. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, 6100 sayılı HMK'nın 280. maddesi son cümlesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1. maddesi hükmüne göre de; tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren 2 hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek durumda olmalarının sağlanması gerekmektedir.
Somut olayda; maluliyete ilişkin rapor davalıya tebliğ edilmemiştir. Davalı istinaf isteminde, bu usuli eksiklik nedeni ile kararın kaldırılmasın talep etmektedir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunun davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek ve iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu gerekçelerle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için HMK'nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/01/2021 tarihli 2019/224 Esas - 2021/42 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının isteği halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK'nın 36. maddesi gereğince Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2021/2603 Esas sayılı dosyasına yatırılan 115.000,00 TL. bedelli teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan
Üye
Üye
Katip


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy