Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/826 Esas 2023/565 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/826
Karar No: 2023/565
Karar Tarihi: 12.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/826 - 2023/565
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/826
KARAR NO: 2023/565
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2021
NUMARASI: 2020/312 Esas - 2021/144 Karar
DAVACILAR:
VEKİLLERİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 11/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 20/07/2019 tarihinde müvekkillerinin oğlu olan ...'ın, davalı ... Sigorta Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı otobüs ile seyahat etmekte iken otobüsün şarampole yuvarlanması nedeniyle araçta bulunan tüm yolcuların otobüsten indirilmesi sonrasında yaya olarak yolun karşısına geçtiği esnada, dava dışı ... sevk ve idaresindeki davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı aracın çarpması ile meydana gelen kazada vefat ettiğini, savcılık soruşturma dosyasında alınan raporda vefat edenin asli ve tam kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, kazanın meydana gelmesinde, hem vefat edenin yolcu olduğu aracın, hem de çarpan aracın kusurlu olduğu kanaatinde olduklarını, gece vakti aydınlatma olmayan yerde araç sürücülerinin daha dikkatli ilerlemesi gerektiğini, vefat edene çarpan aracın hızının çok yüksek olduğunu, vefat edenin yolcu olduğu otobüs sürücüsünün de yolcuları güvenli şekilde otobüsten indirmesi yahut otobüsten gerekli olmadıkça çıkmalarına izin vermemesi gerektiğini, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduklarını, müvekkillerinin oğullarının vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ... Sigorta A.Ş. ve ... Sigorta A.Ş'den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça sunulan belgelerde ...sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenle sorumluluklarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olan araç sürücüsünün mezkur trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, kaza tespit tutanağı ile bu durumun anlaşıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, müteveffa ...'ın 12/07/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmesi sebebiyle ömür boyu desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla müteveffanın anne ve babası olan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, Karapınar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2020/411 soruşturma sayılı dosyasının UYAP üzerinden gönderilen evrakları incelendiğinde, davaya konu trafik kazası üzerine yapılan soruşturmada Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiğinin anlaşıldığı, Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi'nden alınan 07/01/2021 tarihli heyet raporunda; dava dışı sürücü ...'un, idaresindeki otobüsle Karapınar istikametine seyrettiği bölünmüş yolun olay yeri kesiminde, su ihtiyacı nedeniyle aracı park ederek yerinden kalktığında, otobüsün kendi kendine hareket etmesiyle yarısı bankette diğer yarısı ise tamamen yol dışında olacak şekilde durdurabildiği, otobüsten tahliye ettiği yolcularından biri olan ...'ın indiği otobüsün arkasından karşıya geçmek isterken bölünmüş yolun Konya istikametindeki şeridinde sürücü ... idaresindeki kamyonet tarafından çarpılıp hayatını kaybetmesiyle neticelenen olayda, oluş üzerine etken kural ihlali bulunmamasıyla kusursuz görüldüğü, dava dışı sürücü ..., idaresindeki kamyonetle Konya istikametine sol şeridini takiben seyrettiği azami hız limitinin yüksek olduğu meskun mahal sınırları dışındaki bölünmüş yolun aydınlatmanın bulunmadığı olay yeri kesiminde, seyrine göre sol taraf orta ayırıcıdan yakın mesafeden seyir yoluna giren yaya ...'a çarptığı, bu oluş şartlarındaki olayda, olayı önleme imkanı bulunmadığından kusursuz görüldüğü, müteveffa yaya ..., Karapınar istikametine seyreden yolcusu olduğu otobüsün şoförünün, su ihtiyacı nedeniyle park edip yerinden kalktığında kendi kendine hareket etmesiyle yarısı bankette diğer yarısı ise yol dışında olacak şekilde durdurabildiği otobüsten diğer yolcularla birlikte indikten sonra azami hız limitinin yüksek olduğu meskun mahal sınırları dışındaki yolun, karşısına geçmek için ilk kısmını geçtikten sonra gelen araçların hız ve yakınlık durumlarını gerekli-yeterli şekilde gözetmeyip can güvenliğini tehlikeye atacak şekilde orta ayırıcıdan kontrolsüzce girdiği ikinci kısmında, yakın mesafeden seyir şeridine girdiği geçiş hakkına sahip sürücü ... idaresindeki kamyonet tarafından sol şeritte çarpıldığı bu oluş şartlarındaki olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketleriyle kusurlu görüldüğü, dava dışı şoför ...'un kusursuz olduğu, dava dışı sürücü ...'un kusursuz olduğu, müteveffa yaya ...'ın %100(yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, kazanın meydana gelmesinde vefat edenin %100 kusurlu olduğu, davalılar tarafından sigortalı araç sürücülerin kusurunun bulunmadığı, bu nedenle davacıların destek zararından davalıların sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile “Davanın reddine,... 3.-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 4.-Davalı ... Sigorta Şirketi vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece, davanın reddine verilen kararda hükmedilen vekalet ücretine itiraz ettiklerini, mahkemece davalılar lehine tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu, kusur durumuna itiraz ettiklerini, müvekkilinin yolcu olduğu otobüs açısından; taşımacılık yapan bir otobüsün mola yeri olmadığı ve yasak olduğu halde otobanda durduğunu, durması gerekmesi durumunda dahi gerekli önlemleri alması gerektiğini, otobüsün durmaması veya gerekli önlemleri alması halinde kazanın meydana gelmeyeceğini, otobüs sürücüsünün yolcuların emniyetli şekilde otobüsten inmesinden yahut gerekli olmadıkça otobüsten çıkmamalarından sorumlu olduğunu, kazaya öncelikle otobüs sürücüsünün uygun olmayan yerde durmasının neden olduğunu, otobüs sürücüsünün eyleminin KTKY’nin 113, 115, 116, 117, maddesindeki düzenlemelere uygun olmadığını, yolcu taşımalarında taşımacıların, duraklamalar dahil olmak üzere otobüsün kalkış noktasından, varış noktasına kadar geçecek süre içerisinde meydana gelecek kaza nedeniyle yolcunun ölümü, yaralanması ya da eşyanın zarara uğramasından sorumlu olduğunu, karayolu taşımacılığında taşımacılık sigortası kalkmış ise de, sorumluluğun trafik sigortasına devredildiğini, taşımacılık kurallarının hala devam ettiği, ... Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanan araç yönünde ise; kaza tespit tutanağına göre vefat edene çarpan aracın hızının tespit edilmediğini, buna rağmen araç sürücüsünün hız limitlerinde araç kullandığı kabul edilerek kusur verilmediğini, tanık beyanlarına göre sigortalı araç sürücüsünün hızlı olmadığının söylenemeyeceğini, araç sürücüsünün hız limitlerine uyması gerektiğini, vefat eden yayanın düştüğü nokta ile çarpma noktası arasındaki mesafenin 38 m. olduğunu, aracın yayanın düşme noktasından 28 m. daha yol aldığını çarpma noktasından toplam mesafenin 66 metre olduğunu, ayrıca araç sürücüsünün fren izinin de tespit edilemediğini, kazaya ait fotoğraf ve kamera kaydının olup olmadığının emniyetten sorulmadığını, kaza yerindeki akaryakıt istasyonunun kamera kayıtlarının celp edilmediğini, sürücü hakkında savcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kusursuz olduğunu kabul etmediklerini, kararın kaldırılarak itirazları doğrultusunda İTÜ Öğretim üyelerinden oluşturulacak heyetten rapor alınması talep ettiklerini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemidir.
Davacılar, çocuklarının biletli yolcu olduğu aracın seyri sırasında durak harici yerde durması sonrasında gelişen durumlar sonrasında, yolda seyreden başka bir aracın çocuklarına çarpması neticesinde vefat ettiğinden bahisle, çarpan aracın ZMMS sigortacısından ve yolcu olduğu araç ZMMS sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, mahkemece Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, kazanın meydana gelmesinde vefat edenin %100 oranında kusurlu olduğunun belirtilmesi üzerine, kazanın ölenin kusurundan meydana geldiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından kusur raporunun yeterli olmadığı ve kusura ilişkin itirazları değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden ve vekalet ücretinin tarifeye uygun takdir edilmediğinden bahisle istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin kusura ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiil sorumluluğunda kusurun ve kusurlu eylem ile sonuç arasındaki illiyet bağının doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Haksız eylem sonucu meydana gelen zarar, taraflar arasındaki kanundan yahut sözleşmeden kaynaklanan bir hukuki işlemin uygulanması sırasında meydana gelmiş olması durumunda, kusurun belirlenmesinde, sözleşme ve/veya kanunlardaki tarafların hak ve borçları, bu kapsamda kabul edilen özen yükümlülükleri ve kusura ilişkin hükümler de değerlendirilerek, meydana gelen haksız fiildeki kusur durumu ve haksız filin meydana geldiği sırada taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükümlerine aykırılık var ise bu aykırılıkların kaza ile illiyetinin doğru şekilde tespit edilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan; TBK'nın 74. maddesi; "(1)Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. (2)Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz." hükmünü içerdiğinden, ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararı hukuk hakimini bağlamayacağı gibi, Savcılık tarafından verilen kusur yokluğu nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına yönelik karar da hukuk hakimini bağlamayacağından, hukuk hakimi kusur durumunu olayın oluş şekiline göre serbestçe takdir edecektir.
Somut olayda; davacıların desteği ...'ın davalı ... Sigorta Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı yolcu otobüsünde biletli yolcu olarak bulunduğu, otobüs sürücüsünün yolculuk sırasında, şehirler arası bölünmüş yol üzerinde, aydınlatmanın olmadığı bir noktada, gece vakit saat:04.12 sıralarında araçtaki yardımcı personel uykuda olduğundan bahisle, su içmek için aracı durdurarak, şoför koltuğundan kalkıp su aldığı sırada, aracın kendiliğinden hareket ederek yoldan çıkması sonrasında, araç içerisinde yolcuların yol kenarında araçtan indirildiği, bu sırada yolun karşısına geçmek isteyen vefat edenin orta refüjü aşarak, karşı yönden gelen araçların geldiği şeride girdiği sırada, sağından gelen aracın çarpması neticesinde ölümlü kazanın meydana geldiği, kaza tespit tutanağı, savcılık soruşturması, soruşturma sırasında alınan beyanlar ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ve yine Karapınar Cumhuriyet Savcılığının Kovuşturmaya Yer Olmadığında ilişkin kararına esas alınan bilirkişi raporu Ankara Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi'nden alınmış, aynı mahiyette olan ve aynı değerlendirmeleri içeren raporlarda, salt kazanın oluş şeklinde hareket ile kazanın meydana gelmesinde vefat edenin taşıt yoluna kontrolsüz girdiğinden ve gelen araca ilk geçiş hakkını vermediğinden bahisle tam kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Mahkemece alınan rapora davacılar tarafından itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
6102 Sayılı TTK'nın 914. maddesi " (1) Taşıyıcı, yolcuları rahat bir yolculukla ve sağlıklı olarak gidecekleri yere ulaştırmakla, özellikle hava, ses, yer ve çevre kirliliğine meydan vermemek için gerekli düzeni kurmakla, gerekli diğer tüm önlemleri almak ve mevzuatta öngörülen kurallara uymakla yükümlüdür. (2) Taşıyıcı, yolcuların kazaya uğramalarından doğacak zararı tazmin eder. Yolcunun kaza sonucunda ölmesi hâlinde, onun yardımından yoksun kalanlar uğradıkları zararın tazminini taşıyıcıdan isteyebilirler. Ancak, taşıyıcı, kazanın kendisinin veya yardımcılarının en yüksek özeni göstermelerine rağmen, kaçınamayacakları ve sonuçlarını önleyemeyecekleri bir sebepten ileri geldiğini ispat ederse tazminattan kurtulur." düzenlemesini; 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu 6. maddesi "...(2) Taşımacı, yolcu ve eşyanın güvenlik içinde taşınmasından sorumludur. Yolcu ve gönderenler de taşımacının güvenlik yönünden almış olduğu tedbirlere uymak zorundadırlar. ..." düzenlemesini, taşımacının yükümlülüğünü düzenleyen 7. maddesi "Taşımacı, yolcuların sağlıklı, rahat ve güvenli bir yolculuk yapmasını sağlayacak tedbirleri almak, yolcu ve eşyayı taahhüt ettiği yere kadar götürmekle yükümlüdür.
İlgili mevzuat hükümlerine uygun bir taşıtı, nitelikli şoför ve hizmetli personeli sefere göndermek, şoförlerin sürücü belgelerinin bulunup bulunmadığını araştırmak, teknik şartlara uymayan taşıtların trafiğe çıkmasına engel olmak, güzergâh mesafesini dikkate alarak yeteri kadar şoför bulundurmak, taşıt kartları olmayan ve bu Kanunda öngörülen sorumluluk sigortası bulunmayan taşıtları trafiğe çıkarmamak hususunda taşımacı gereken özeni ve duyarlılığı göstermek zorundadır.
" düzenlemesini, içermektedir.
Mahkemece hükme esas raporlarda, vefat edenin taşıma sözleşmesi kapsamında araçta yolcu bulunduğu ve taşıma sözleşmesi kapsamında taşıyıcının sorumlulukları ve yükümlülükleri; yerine getirilmeyen yükümlülükleri ve taşımaya yönelik kanun ve sözleşme hükümlerine aykırılık olması halinde, kaza ve ölüm ile illiyeti değerlendirilmemiş olduğundan, rapor bu nedenle hükme elverişli değildir. Davacılar vekili tarafından da rapora itiraz edilmiş olmasına göre, İTÜ Öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınarak, vefat edenin taşıma sözleşmesi kapsamında araçta yolcu olması hususu değerlendirilerek, 6102 Sayılı Yasanın 914. Maddesi, Kara Taşımacılık Kanunu ve KTK'nın taşmaya ilişkin hükümleri çerçevesinde taşımacının yükümlülüklerinin ve yükümlülüklere aykırılık mevcut ise kaza ile illiyetinin değerlendirildiği rapor alınarak, kusur durumu tespit edilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre ise; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3. maddesi 2. fıkrası "....Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur." hükmünü içermektedir. Birden fazla davacının ihtiyari olarak birlikte birden fazla davalı hakkında dava açması durumda ise; her bir davacının davası diğerinden bağımsız olacağından, davacılar reddedilen kendi davaları nedeniyle ret sebebi ortak olan davalılara tek vekalet ücreti ödemekle yükümlüdür. Mahkemece, davacılar tarafından, davalılar hakkında açtıkları dava aynı sebeple reddedildiği halde, her bir davacının davasında davalılar yararına tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, her bir davalı yararına ayrı vekalet ücreti takdir edilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerler; davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarında açıklandığı üzere, İTÜ öğretim üyelerinden oluşacak heyetten vefat edenin taşıma sözleşmesi kapsamında taşınması sırasında kazanın meydana gelmiş olduğu gözetilerek, TTK'nın 914. maddesi, Karayolu Taşıma Kanunu ve KTK'nın taşımaya ilişkin hükümlerinin de değerlendirildiği, buna göre taşıma sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin ihlalinin söz konusu olması halinde, kazanın meydana geliş şekline göre meydana gelen ölümle illiyetinin ve davalının sorumluluğunun tartışıldığı, denetime elverişli gerekçeli rapor alınarak, sonucuna göre olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/03/2021 tarihli, 2020/312 Esas - 2021/144 Karar sayılı kararın HMK'nın 353/1-a-6, maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan "istinaf karar harcının" istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.





Full & Egal Universal Law Academy