Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/746 Esas 2023/327 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/746
Karar No: 2023/327
Karar Tarihi: 08.03.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/746
KARAR NO: 2023/327

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: Dr. ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2018/177 Esas - 2020/687 Karar
DAVACILAR: ... - ...
VEKİLLERİ
DAVALI: 1-... - ...
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 28/03/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde; 21/05/2016 tarihinde davalı ...’nın yönetimindeki araç ile dava dışı sürücü ...’ın yönetimindeki aracın çarpışmaları neticesinde sürücü ...’ın aracında yolcu olan asıl dosya davacısı ... ve birleşen dosya davacısı ...’in bedensel zarar gördüğü trafik kazasının gerçekleştiğini, asıl ve birleşen dosyada davacıların yaralanmaları sonucu maddi ve manevi zarara uğradıklarını, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış ise de, olumlu veya olumsuz bir yanıt verilmediğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere; asıl dosyada davacı ... için 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL tedavi gideri, olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın, işleten ve sürücü olan gerçek kişi davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, sadece kalıcı maluliyetin sigortacı olan davalıdan sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte işleten ve sürücü olan gerçek kişi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, birleşen dosyada davacı ... için 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL tedavi gideri, olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın, işleten ve sürücü olan gerçek kişi davalılardan olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, sadece kalıcı maluliyetin sigortacı olan davalıdan sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte işleten ve sürücü olan gerçek kişi davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile asıl davada davacı ... için 100,00 TL olarak talep edilmiş olan geçici iş göremezlik tazminatını 3.532,38 TL olarak, 100,00 TL olarak talep edilmiş olan kalıcı iş göremezlik tazminatını 114.447,25 TL olarak, birleşen dosyada davacı ... için 100,00 TL olarak talep edilmiş olan geçici iş göremezlik tazminatını 1.951,48 TL olarak arttırmıştır.
Asıl ve birleşen davada davalı ... cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ... Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın kusuru ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olacağını, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ..., dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, asıl davada davacı ...'in maddi tazminat talepli davasının kısmen kabulüne, bu davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, 3.532,38 TL tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, 114.447,25 TL tazminatın davalılar ... ve ... bakımından olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden, davalı sigorta şirketi bakımından ise temerrüt tarihi olan 31/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı tutulmasına, tedavi giderine ilişkin tazminat talebinin reddine, davacı ...'in manevi tazminat talepli davasının kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davada davacı ...'in maddi tazminat talepli davasının kısmen kabulüne, bu davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, 1.951,48 TL tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebi ile tedavi giderine ilişkin tazminat talebinin ayrı ayrı reddine, davacı ...'in manevi tazminat talepli davasının kısmen kabulüne, 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 21/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükme karşı asıl ve birleşen davada davalı ... vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili istinaf dilekçesinde; davalı ... aleyhine açılan davada görev, yetki, hak düşürücü süre, zamanaşımı, pasif sıfat yokluğu yönlerinden reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının belirttiği ve toplanmasını talep ettiği halde lehine delillerin toplanmadığını, bir takım tebligatların yapılmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, talep edilmesine rağmen tanık dinlenmediğini, mahkemece kusur raporu aldırılması gerektiğini, maluliyete ilişkin belirlemelerin kabul edilemeyeceğini, davalı ...’a bu raporlara itiraz etme olanağı da tanınmadığını, hesap raporunun da kabulünün mümkün olmadığını, davacının çalıştığı işyerine müzekkere yazılarak, ücret pusulaları, devam izlenim raporları vs. tüm kayıtların celbi ile SGK'dan iş göremezlik ödeneği ödenip ödenmediğinin sorularak davacının gerçek maddi zararının bulunup bulunmadığının ilgili yerlerden sorulması sonrası dosyanın net ve reel veriler ışığında itirazların da irdelenmesi sonrası rapor alınması gerektiğini, mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf eden tarafın sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleşen dava, yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Öncelikle kamu düzenine ilişkin olan istinaf talepleri incelenmiş, buna göre, istinaf eden asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekilinin görev, yetki, hak düşürücü süre, zamanaşımı, pasif sıfat yokluğu hususundaki itirazlarının yerinde olmadığı, mahkemenin davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğu, davaya konu kazanın yaralanma ile sonuçlanmış olması nedeniyle 8 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu ve dava tarihi itibarıyla zamanaşımının dolmadığı, davalı ...’ın kazaya karışan ... plakalı araç maliki olması nedeniyle meydana gelen zarardan işleten sıfatıyla sorumluluğu bulunduğu ve bu nedenle pasif husumete yönelik istinaf talebinin de yerinde olmadığı, davalı ...’a yargılama sırasında gerekli tebliğlerin yapıldığı ve savunma ve itiraz haklarının tanındığı, nitekim itiraza konu edilen maluliyet raporunun da bizzat bu davalıya tebliğ edilmesini takiben davalı ...’ın yargılamanın 13.02.2020 tarihli celsesinde rapora bir diyeceğinin olmadığını açıkça bildirdiği, bu halde savunma hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Burada özellikle belirtilmelidir ki HMK'nın 342/2-e bendinde istinaf dilekçesinde; başvuru sebepleri ve gerekçesinin bulunması gerektiği, 342/3. maddesinde ise istinaf dilekçesinin, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355. madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılacağı düzenlenmiştir.
HMK'nın 355. maddesinde ise; "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir." hükmü getirilmiştir.
HMK'nın 352. maddesinde de; “(1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda aşağıdaki durumlardan birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir: a) İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması b) Kararın kesin olması c) Başvurunun süresi içinde yapılmaması ç) Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi d) Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi” şeklinde belirtilmiştir.
İstinaf yargılamasının temelini istinaf dilekçesi, bu dilekçenin temelini ise, istinaf sebep ve gerekçeleri oluşturur. İstinaf dilekçesi adı altında sunulan bir dilekçe, içinde istinaf iradesini taşısa da bu sadece istinaf başvurusunun yapılmış olmasını sonuçlar. İstinaf yargılamasının yönünü çizen esaslı unsur istinaf dilekçesi içindeki sebep ve gerekçelerdir (ÇİFTÇİ Murat Özgür, Medeni Yargılama Hukukunda İstinaf, 3.B., Ankara 2016, s.215).
Kanun koyucu, istinaf yoluna başvurmak isteyen tarafları istinaf sebeplerini göstermekle yükümlü kılmıştır. İstinaf sebeplerinin en önemli etkisi, istinaf incelemesinin kapsamı konusunda ortaya çıkmaktadır. İstinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak esas hakkındaki kararı değiştirebilmesi için bunu gerekli kılan hataların veya eksikliklerin istinaf sebepleri arasında gösterilmesi gerekir. Bu zorunluluk kamu düzenine ilişkin olanlar hariç tüm istinaf sebepleri bakımından geçerlidir.
Bunun yanında istinafa başvuran tarafın, istinaf sebeplerini yeterince somutlaştırması da gerekmektedir. İstinaf sebeplerini sadece şekli bir koşulu yerine getirmek amacıyla genel ifadeler kullanılmak suretiyle ileri sürülmesi yeterli değildir. İlk derece yargılaması ve kararıyla ilgili somut hatalar veya eksiklikler belirtilmelidir. İlk derece mahkemesi kararının sadece usul ve yasaya aykırı olduğu ya da sadece delillerin yanlış ve eksik değerlendirildiğini ileri sürmek somutlaştırma açısından yetersiz kalacaktır. (AKKAYA Tolga, Medeni Usul Hukukunda İstinaf, Ankara 2009, s.214-215)
Bu kapsamda asıl ve birleşen dosya davalısı ... vekilinin istinaf dilekçesinin 1.bendinde genel ifadelerle ileri sürdüğü “görev, yetki, zamanaşımı, husumet” konulu istinaf taleplerinin istinaf dilekçesi yazma ve gerekçelendirme usulüne uygun olmadığı anlaşılmış, ancak anılan ve fakat vekil tarafından somutlaştırılmayan bu genel ifadeler kamu düzenine ilişkin olduğundan Dairemizce incelenerek bu husustaki istinaf istemlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
2-6098 sayılı TBK 55.maddesinde; “…bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” düzenlemesi mevcuttur.
Buna göre; rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri yahut ifa amacı taşımayan ödemeler tazminattan indirilememekte, ifa amacı taşıyan ödemeler bulunması halinde davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için, davadan önce yapılan bu neviden ödemelerin güncellenmiş karşılığının hesaplanan tazminattan düşülmesi gerekmekte, rücu edilebilir Sosyal Güvenlik ödemeleri bulunması halinde ise sadece ödemeler toplamının hesaplanan zarar tutarından mahsup edilmesi gerekmektedir. Zira, sigortalıya veya hak sahiplerine Kurum tarafından 5510 sayılı yasa gereği yapılmış veya ileride yapılacak olan sosyal güvenlik ödemeleri (geçici iş göremezlik ödeneği, cenaze masrafları ve kız çocuklarına verilen evlenme ödeneği) ilgililere rücu edilmekte, sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının ölümü sebebiyle hak sahiplerine iş kazası ve meslek hastalığı sigortası kolundan bağlanan ölüm geliri bulunması halinde de bu gelirlerin ilk peşin sermaye değeri ilgililere rücu edilmektedir. Kurum tarafından yapılmış rücu edilebilir ödemeler, ifa amacı taşıyan ödeme niteliğinde olmayıp, bu ödemeler zarar sorumlularını sadece toplam zarar miktarından, zarar görene veya hak sahibine kurumun yaptığı ödemeler kadar sorumluluktan kurtarmaktadır. Bu yönüyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya rücuya tabi bir ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi bakımından önem arz etmektedir.
Somut olayda; kaza tespit tutanağı uyarınca, 21.05.2016 tarihinde sürücü ...’nın idaresindeki araç ile seyri sırasında sürücü ...’ın idaresindeki araçla çarpışması neticesi trafik kazasının meydana geldiği, asıl ve birleşen dosya davacıları ... ve ...’in kaza sırasında sürücü ...’ın aracında yolcu oldukları ve kaza neticesi yaralandıkları anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılamada, asıl ve birleşen dosya davacılarına geçici işgöremezlik döneminde rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun SGK’dan sorulmadığı anlaşılmıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Bu durumda, mahkemece SGK'ya müzekkere yazılarak, asıl ve birleşen dosya davacılarına geçirmiş oldukları kaza nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı sorularak, var ise SGK tarafından davacılara bağlanan gelirin peşin sermaye değeri, rücuya tabi olup olmadığı, yapılan ödemenin miktarı ve niteliği ile ilk peşin sermaye değeri tutarının ne olduğu hususlarının sorulması, dayanak ödeme belgelerinin temin edilmesi, bu durumun kesin olarak tespiti ile gelirin rücuya tabi olması halinde 5510 sayılı Kanun'un 21. maddesi hükmü gereği şartları var ise tazminattan düşülmesi suretiyle davacıların talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için ek aktüer bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4286 E. 2020/2097 K.Yargıtay17. Hukuk Dairesi 2018/1802 E. 2020/675 K)
Bu nedenle; asıl ve birleşen dosyada davalı ... vekilinin istinaf isteminin yukarıda 2 nolu bentte belirtilen gerekçeyle kabulüyle, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre istinaf eden taraf vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl ve birleşen dosyada davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/12/2020 tarihli, 2018/177 Esas - 2020/687 Karar sayılı kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden taraf vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden asıl ve birleşen dosya davalısı ... tarafından yatırılan istinaf karar harcının isteği halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada gözönünde bulundurulmasına,
4-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talep halinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...
...
Başkan ...

Üye ...

Üye ...

Katip ...


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.








Full & Egal Universal Law Academy