Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/688 Esas 2023/421 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/688
Karar No: 2023/421
Karar Tarihi: 22.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/688 - 2023/421
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/688
KARAR NO: 2023/421

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2017/494 Esas 2020/916 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLLERİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 19/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı sigorta vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/12/2015 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki araç ile sürücü ...'nun sevk ve idaresinde bulunan aracın çarpışması sonucunda meydana gelen kazada davacının ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusuru bulunmadığını, davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından davacıya kısmi ödeme yapıldığını ancak ödemenin yetersiz olduğunu belirterek şimdilik 2.000,00TL geçici iş göremezlik, 1.000,00TL sürekli iş göremezlik ve 100,00TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 3.100,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile geçici işgöremezlik tazminatı talebini 19.067,63 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 119,903,01 TL, bakıcı gideri talebini 7.756,20 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan ... plakalı aracın davalı şirket tarafından sigortalandığını,davalı sigorta şirketinin hesaplanan toplam 81.796,42 TL tazminatın 65.437,42TL'lik kısmını 08.09.2016 tarihinde davacıya, temlikname gereğince geri kalan 16.359,00TL'lik kısmını da 13.10.2016 tarihinde .... Şti.'ye ödediğini, bu nedenle davalı şirketin başkaca sorumluluğu bulunmadığını, şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, bu nedenle davacının maluliyet oranı ile kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, geçici iş görmezlik giderlerinden davalı şirketin sorumlu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini faize hükmedilmesi halinde bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile 119.903,01TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 19.067,63TL geçici iş görmezlik tazminatı, 7.756,20TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 146.726,84TL'nin temerrüt tarihi olan 28.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı sigorta vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hesaplanan tazminat miktarlarının hüküm gününe kadar yürürlüğe giren tüm asgari ücretler doğrudan doğruya dikkate alınarak güncellenmesi amacıyla aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve akabinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, güncel veriler gözetilmeksizin ve aktüer bilirkişiden ek rapor alınmaksızın hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hatalı maluliyet ölçütüne ve hatalı hesap tablosuna göre hüküm kurulduğunu, kaza tarihi itibarıyla davacının davalı şirkete "Özürlülük Ölçütü ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik" hükümlerine uygun bir raporla başvuru yapması gerektiğini,aktüer bilirkişi tarafından PMF-1931 yaşam tablosuna göre hesap yapılmasının hukuken hatalı olduğunu,tazminat hesabının TRH-2010 yaşam tablosuna göre yapılması gerektiğini, davalı şirketin geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sorumluluğu bulunmadığını,motosiklet ile seyahat esnasında gerekli önlemleri almaması nedeniyle hesaplanan tazminattan müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, bakiye talepli olarak açılan bu davada davalı şirkete başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmiş olduğundan faiz başlangıç tarihinin ancak dava tarihi olabileceğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebi ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca,15/12/2015 tarihinde sürücü ...’nun, idaresindeki otomobil ile seyri sırasında, sürücü ... idaresindeki motosiklet ile çarpışmasıyla meydana gelen kazada sürücü ...'nun kural ihlali bulunduğunun belirlendiği,Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 03.05.2018 tarihli rapor uyarınca,olayın meydana gelişinde araç sürücüsü dava dışı ...'nun %80,motosiklet sürücüsü davacı ...'ın %20 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği,Isparta 6.ASCM’nin 2015/1408 Esas nolu dosyasında Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 21.04.2016 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sanık ...’nun asli,sürücü ...'ın tali kusurlu olduğunun belirlendiği,sürücü ...’nun kullandığı aracın kaza tarihini kapsar şekilde ZMM sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş olduğu,davacı vekili tarafından davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açılarak davacıya 81.796,42 TL ödeme yapıldığı,Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakultesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca düzenlenen 03.04.2018 tarihli rapor uyarınca davacının özür oranının %31,3 olduğu , 18 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı ve 6 ay süre ile bakıcıya muhtaç olduğunun belirlendiği, mahkemece Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’nden alınan 04.09.2020 tarihli olup Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca düzenlenen raporda davacının kaza neticesi sol femur ve tibia açık kırığı, sol radius distal uç kırığı,sağ maksillada orbita inferior ve lateral duvarlarda fraktüre bağlı özür oranının %15 olduğu, 18 ay süre ile iş görmezlik halinde kaldığı ve 6 ay süre ile bakıcıya muhtaç olduğunun belirlendiği, 12.09.2018 tarihli aktüer bilirkişi raporu uyarınca kaza nedeniyle davacının sürekli iş görmezlikten kaynaklanan bakiye tazminat alacağının 119,903,01TL,geçici iş görmezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 19.067,63TL ve bakıcı gideri alacağının 7.756,290TL olduğunun belirlendiği,davacı vekilinin yargılamada söz alarak mahkemece Çalışma Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliğine göre alınan raporun esas alınmasını talep ettiklerini bildirdiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere; kazanın oluşumuna neden olan sürücülere izafe edilen kusurda bir yanılgı bulunmamasına, mahkemece yerleşik Yargıtay Uygulamaları uyarınca Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Yönetmeliği’ne göre tanzim edilmiş maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde asgari ücrette yapılan değişiklikler nedeniyle ek rapor alınmadan karar verildiğini belirtmiş ise de, davacı vekilinin aktüer bilirkişi raporuna beyanda bulunduğu celsede söz alarak,Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda maluliyet raporlarının çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliğine göre alınması gerektiğini, dosyada Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca bu yönetmeliğe göre düzenlenen 03/04/2018 tarihli rapor ve bu rapor esas alınarak düzenlenen 12/09/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınarak karar verilmesini talep ettiği,Yargıtay içtihat değişikliği nedeniyle artık zararın belirlenmesinde hesap yöntemi olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak hesap yapılması gerekirken mahkemece hükme esas alınan raporda PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak zarar hesaplanması doğru değilse de, PMF yaşam tablosunda göre yaşam sürelerinin daha kısa olması ve bu durumun da anılan hususu istinaf eden davalı sigorta şirketinin lehine olmasına,hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına,davanın açılmasından önce davalı sigorta şirketine usulüne uygun şekilde başvuru yapılmış olması nedeniyle mahkemece hükmedilen tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı sigorta şirketinin geçici işgöremezlik ve bakıcı giderinden sorumlu bulunmasına göre davacı vekilinin tüm ve davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
1- Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde; “Zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir” şeklinde düzenlenmiştir. Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Müterafik kusur indirimi için davranış ile zarar arasında illiyetin olması yeterli olup ayrıca, zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmamaktadır. Bunun yanı sıra, bir olayda birden fazla müterafik kusur durumu bulunsa dahi her bir müterafik kusur durumu için ayrı ayrı indirim yapılamayacağı gibi Yargıtay yerleşik uygulamasına göre müterafik kusur indirim oranı %20'yi de geçemeyecektir. TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmeyeceği gibi, bu gerekçe ile yargılama giderleri de kabul ve ret oranına göre belirlenemeyecektir.
Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu kapsamda, zarara uğrayanın zararın artmasına sebep olması halinin de zararı etkileyeceği dikkate alındığında TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimleri nazara alındıktan sonra varsa sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mahsubunun yapılması neticesinde zarar tespit edilmelidir. (Yargıtay 4 HD 2021/8516 Esas 2022/2125 Karar)
Somut olayda davacının olay tarihinde motorsikleti ile seyir halinde olduğu sırada meydana gelen kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı uyarınca davacının kaskı bulunup bulunmadığına yönelik tespit yapılmamış ise de kaza sırasında kask ile seyahat ettiğini ispat yükü davacıya ait olup bu yönde bir delilin dosyada yer almadığı, yine davacının kaza neticesi sol femur ve tibia açık kırığı, sol radius distal uç kırığı, sağ maksillada orbita inferior ve lateral duvarlarda fraktür oluşacak şekilde(uyluk kemiği, kaval kemiği ve yüz kemiklerinde)yaralanması gözönüne alındığında davacının koruyucu ekipman kullanmadan motorsikletle yolculuk ettiği anlaşıldığından, davacının, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek, hüküm altına alınan tazminatlardan %20 oranında müterafik kusur indirimi de yapılması gerekirken, bu indirim yapılmadan eksik inceleme karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine,davalı sigorta vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda (1) nolu bentte belirtilen gerekçelerle kabulü ile kararın kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden mahkemece davacı lehine belirlenen maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması sureti ile HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması ve ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönlerin korunması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle KABULÜ ile, Ankara 11.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 22/12/2020 tarih ve 2017/494 Esas - 2020/916 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA ve esas hakkında yeniden karar verilmesine,
III- Buna göre Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
1-Davanın kısmen kabulü ile 216.402,62 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 19.067,63TL geçici iş görmezlik tazminatı, 7.756,20TL geçici bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 243.226,45 TL tazminattan % 20 oranında müterafık kusur indirimi yapılmasıyla belirlenen 194.581,16 TL tazminattan sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödemenin güncellenmesiyle bulunan 96.499,61 TL'nin indirilmesiyle belirlenen 98.081,55 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 28.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 6.699,95 TL harçtan peşin yatırılan 521,96TL'nin mahsubu ile bakiye 6.177,99TL' nin davalı Sigorta şirketinden tahsili ile hazineye gelir yazılmasına,
3-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 15 adet tebligat gideri 182,50-TL, bilirkişi masrafı 500,00-TL, 5 posta masrafı 154,30TL,4 E-Tebliğat 21,00TL, dosya gidiş-dönüş masrafı 116,80TL, Adli Tıp Kurumu ücreti 562,00TL, peşin harç 521,96TL olmak üzere toplam 2.058,56TL'nin davalı Sigorta şirketinden alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı davada kendini vekille temsil ettirmiş olduğundan, kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Av. Askeri Ücret Tarifesinin 13/1. maddesi gereğince taktir edilen 13.267,75 TL vekalet ücretinin davalı Sigortadan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK'nın 333.maddesi uyarınca davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-İstinaf eden davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
2-İstinaf eden davacı tarafından yatırılması gereken 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-HMK'nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-İstinaf eden davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 54,50-TL istinaf yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-İstinaf eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK.nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.



Full & Egal Universal Law Academy