Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/1411 Esas 2023/426 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1411
Karar No: 2023/426
Karar Tarihi: 22.03.2023

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2022/1411 - 2023/426
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2022/1411
KARAR NO: 2023/426

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2021
NUMARASI: 2020/232 Esas 2021/765 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLLERİ:
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ: 19/04/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.10.2018 tarihinde sürücü ...'ın, sevk ve idaresindeki araç ile seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek, yolda park halinde bulunan... plaka sayılı araca çarptığını, ... plaka sayılı aracın da çarpmanın etkisi ile savrularak kaldırımda yaya olarak bulunan davacıya çarptığını, davacının söz konusu trafik kazası nedeni ile yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacının işgücü kaybından kaynaklanan zararına ilişkin 5.500,00-TL daimi maluliyet tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 15/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulü ile 5.500,00 TL'nin 15/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta vekili istinaf dilekçesinde, sigortalı araç sürücüsü ile davacı arasında uzlaşma söz konusu olduğundan hesaplanan zarar bakımından davalı sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ayrıca davalı tarafça bağımsız medikal firma raporu ile hükme esas alınan rapor arasında çelişki bulunduğunu, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, bilirkişi hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosunu ve 1.8 teknik faizin esas alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması, kazadan kaynaklanan maluliyeti olması durumunda dahi zarar görenin maluliyetinin artmasına neden olduğuna yönelik somut iddiaların ve itirazların olması durumunda değerlendirilmesi gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden,olay tarihinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün sebep olduğu ve yaya olan davacıya aracın çarpması sonucu davacının yaralandığı, kaza tutanağına göre olayda, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kural ihlali bulunduğunun belirlendiği,mahkemece hükme esas alınan kusur raporu uyarınca kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği, kusur raporu ve kaza tutanağının birbirine uyumlu, dosya kapsamına ve oluşa uygun olduğu,mahkemece İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 01/03/2021 tarihli rapor uyarınca davacının geçirdiği kazaya bağlı anksiyete bozukluğu nedeniyle 180 gün süreyle geçici olarak iş göremezlik halinde kaldığı, vücut genel çalışma gücünün %20 oranında kaybedildiğinin belirlendiği, davalı vekili tarafından anılan rapora süresi içinde itiraz edildiği,davalı tarafça bağımsız medikal firmadan alınan rapor içeriğinde ise "Postravmatik stres sendromu, travmatik hadiselerden sonra görülebilen o olayı hatırlatan durumlardan kaçınmaya yol açan bir aşırı uyarılmışlık, kaygı ve kolayca irkilmeyi içeren bir kaygı bozukluğudur. Bu bozukluğun sürekli ruhsal bozukluk olarak kabul edilebilmesi için uygulanacak maksimal medikal tedaviye rağmen kişinin yaşamını etkileyen bulguların 12 ay boyunca kalmış olması gerekmektedir. Bu şartları taşıyan bozukluklar, kişinin işlevselliğine olan etkilerine göre orana neden olmaktadır. İncelemeye konu raporun anamnez kısmında kişinin postravmatik stres sendromu tanısı ile zestat 15 mg/gün başlandığı, 26.08.2019 tarihli anamnezinde ozaprin 10 mg 1x1, dideral 2x1 kullandığı, tedavi ile yakınmalarının gerilediği, 23.02.2021 tarihli muayenesinde tedavi alırken şikayetlerinin geçtiğini, yaklaşık bir yıl önce ilaçların uyku yaptığını düşünerek kullanmayı bıraktığını, kabus görme şikayetlerinin devam ettiğini belirtmekle birlikte, düzenli tedavi kullanıp kulanmadığı ve tedaviye devam edip etmediği ile ilgili herhangi bir kayıt (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları, vs) bulunmamaktadır. Bu nedenle tanımlı klinik tablonun sürekli sakatlık hali olarak kabul edilmiş olması gerek genel tıp kabullerine, gerekse maluliyet hali tespiti genel yaklaşımlarına uygun değildir" görüşünün belirlendiği, mahkemece İnönü Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 01/03/2021 tarihli raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davacının tespit edilen rahatsızlığının kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, sürekli olup olmadığı değerlendirilmediği gibi, davacı TBK'nın 54. maddesi gereğince çalışma gücünün kaybı veya azalması kapsamında zararlarını talep edebileceğinden, kazaya bağlı bir rahatsızlığı bulunması halinde bu rahatsızlığın, çalışma gücünün kaybına yahut yitirilmesine engel olacak boyutta olup olmadığı da değerlendirilmemiştir.
Bu nedenle, alınan maluliyet/özürlülük raporu karar vermeye elverişli değildir. Davalı tarafından da, alınan rapora itiraz edilmiş olduğundan, kazadan sonra davacının, psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle tedavisi var ise ilgili kurumlardan getirtilerek, Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulu'ndan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, TBK'nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranının değerlendirildiği, davacıda anksiyete bozukluğu rahatsızlığı olup olmadığı, tespit edilen rahatsızlığın kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlık mevcut ise, sürekli mahiyetinde olup olmadığı, rahatsızlığın mevcut olması halinde tespit edilen maluliyet/engel durumunun çalışma gücünün kaybına ve azalmasına etkisi olup olmayacağı, olacaksa hangi oranda olacağı hususlarında, karar vermeye ve denetime elverişli, çelişkileri giderici rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, kararın HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan şekilde, öncelikle davacı kazadan sonra psikolojik rahatsızlıkları nedeniyle tedavi görmüş ise buna ilişkin kayıtlar kurumlardan getirtilerek, maluliyet ve hesap raporları alınarak ve usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı ... Sigorta AŞ. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/12/2021 tarihli, 2020/232 Esas – 2021/765 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-İstinaf eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip



* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.








Full & Egal Universal Law Academy