Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2023/357 Esas 2023/492 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
Esas No: 2023/357
Karar No: 2023/492
Karar Tarihi: 11.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/357 - 2023/492
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31.HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(Başvuru Kabul/Gönderme/HMK m. 353/1-a.4,6)
DOSYA NO: 2023/357 Esas
KARAR NO: 2023/492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/10/2022
NUMARASI: 2020/258 Esas-2022/677 Karar
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkin davasında mahkemece verilen red kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili; Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2020/3626 Esas ve Konya 7.İcra Müdürlüğünün 2018/6866 Esas dosyalarında alacaklı müvekkili şirket, haklı alacağı için faturalı icra takibi yaparak, borçludan haklı alacağının tahsilini talep ettiğini, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak işbu hak edilmiş fatura alacağına, icra takibine yetkiye ve borca itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, dosyanın yetkisizlik nedeniyle gönderildiği Ankara 30.İcra Müd.2020/3626 E.sayılı dosyasında borçluya yeniden ödeme emri gönderildiğini, işbu takibe de yeniden itiraz edildiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir netice çıkmadığını, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu,, müvekkili şirketin, borçlu ... A.Ş.'den, ... ihalesi vasıtası ile alınan iş ve işlemlerin yapılması konusunda anlaştığını, ...'ın asıl işveren olup, davalı şirketin alt iş veren olduğunu, davalı borçlu şirket ... A.Ş. firmasının, ...'tan aldığı işleri taşeron şirket olarak müvekkili şirkete verdiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen tüm yükümlülükleri imzalanan anlaşmaya göre yerine getirerek sözleşmeye konu işçilik ve edimlerini, asıl işveren şirketin (...) yer teslimi ile vermiş oldukları güzergahlarda defalarca varyant değişikliğine gitmesine, bürokratik bir çok problem çıkmasına rağmen ve ... ile davalı ... A.Ş. arasında sorunlar olmasına ve tüm engellemelere rağmen görev ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, bununla birlikte müvekkili şirketin işbu yapmış olduğu sözleşme konusu işler için icra takibine konu hak ediş faturalarını kestiğini ve KDV'leri ile diğer vergi ve stopaj kesintilerini de ödediğini, müvekkili şirketin işbu alacağını borçlu şirketten defalarca yazılı ve şifahi olarak talep etmesine rağmen bir sonuç alamadığını, bunun yanında da müvekkilinin işbu alacağını talep etmemesi için kötü niyetli hareket edip sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkili hakkında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/204 E.-2015/712 K. ( 2019/355 E.2019/770 K.) sayılı dosyası ile haksız şekilde dava açıp cezai şart talep ettiğini, müvekkili şirketin haklı alacağının ödenmesine mani olarak açılmış olan iş bu davada borçlu şirket ... A.Ş.'nin bilirkişi raporlarında da haklı olmadığı, müvekkili şirket .... Şti.'nin ... A.Ş.'den alacaklı olduğunun tespit edildiğini davalı şirketin, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının ödenmemesine gerekçe olarak iş bu davayı gösterdiğini, ancak yukarıda esası verilen dava dosyasında da yapılan yargılamada müvekkil .... Şti'nin işbu takibe konu faturalardan kaynaklı olarak borçlu şirket ... A.Ş.'den alacaklı olduğunun tespit edilmesine rağmen davanın haksız olarak aleyhlerine sonuçlandığını, yapılan temyiz istemleri üzerine verilen kararın bozulduğunu, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğini ve verilen kararın kesinleştiğini beyanla davalının haksız itirazının ipaline, takibin devamına ve davalının haksız itirazı nedeniyle %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın Taşeron Sözleşmeleri ile üstlendiği yükümlülüklerini zamanında ifa etmediğini, tamamlamayıp eksik bıraktığını, bu nedenle, davacı tarafın müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, müvekkili şirketten herhangi bir alacağı bulunmayan davacı şirketin hukuka, kanuna, hakkaniyete ve adalete aykırı şekilde kötü niyetli olarak haksız kazanç elde etmek amacıyla bu davayı açmış olduğunu, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz davasının öncelikle zamanaşımı itirazları doğrultusunda usulden, neticede esastan reddine, davacı taraf aleyhine, İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesi gereğince dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece asıl kararda; Davacı tarafından Konya 7. İcra Müdürlüğü'nün 2018/6866 Esas sayılı dosyasında 03/06/2018 tarihinde takip talebinde bulunulduğu, 27/06/2018 tarihinde ise ödeme emri düzenlendiği, 29/06/2018 tarihinde ise ödeme emrinin tebliğ olunduğu, 03/07/2018 tarihinde takibin durdurulduğu, yetkisizlik kararı üzerinde Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nce 17/03/2020 tarihinde davalıya ödeme emri gönderildiği, 15/03/2010 tarihli Beyoğlu 37. Noterliğince düzenlenen davacı tarafından keşide edilen ihtara verilen cevapta yapılan işten dolayı davacı tarafından alacaklı olduğu karşı tarafa ihtar edildiği, bu tarih itibariyle alacaklı olduğundan haberdar olduğunu kabul etmek gerektiği, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne davalı tarafından açılan davanın zaman aşımını kesmeyeceği, davacı tarafından keşide edilen 15/03/2010 tarihli ihtara verilen cevapta dava konusu alacağının olduğunu bildirdiği, bu tarihte zamanaşımının başlayacağı, takibin başlatıldığı tarih olan 27/06/2018 tarihi itibariyle 6098 sayılı TBK'nın 147/6. Maddesinde yazılı 5 yıllık zaman aşımının dolduğu, cevap süresi içerisinde de zaman aşımı itirazında bulunduğundan açılan iş bu davanın zaman aşımınını geçtiği belirtilerek nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili 10/11/2022 tarihli dilekçesi ile gerekçeli karardaki maddi hatanın giderilmesini ve lehlerine dava değeri üzerinden hesaplanacak nıspi vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde ek karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ek kararda; 6100 sayılı yasanın 305/A maddesinde hükmün tamamlanması düzenlenmiştir. Buna göre Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Mahkemece Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gözönünde bulundurularak maktu vekalet ücreti taktir edilmiştir. Davacı hükmedilen vekalet ücretinin değiştirilmesini nispi vekalet ücretine hükmedilmesini istemektedir. Hükmün değiştirilmesi sonucunu doğuracak şekilde hükmün tamamlanması, tavzih ve tashih kararı verilemeyeceği, taraflara yüklenen hak ve borçların değiştirilemeyeceğinden ve bu hususun HMK 304'e göre maddi hatanın düzeltilmesi, 7251 sayılı yasa ile HMK'ya eklenen 305/A maddesinde belirtilen tamamlama yolu ile düzeltilmesi mümkün değildir. Ancak söz konusu karara karşı HMK'nun 341 ve devamı maddelerine göre istinaf kanun yoluna başvurulabilir gerekçesiyle davalı vekilinin talebinin reddine karar
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili asıl karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iş bu davanın fatura alacağından kaynaklandığını, taraflar arasında mutabakat yazışmasının mevcut olduğunu, alacakları için 15/03/2010 tarihli ihtarı çektiklerini, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, müvekkil aleyhine açılan davada da alacaklı olduklarını belirttiklerini, fesihte davacının kusurunun bulunmadığını, davalının da borcu o dönemde kabul ettiğini, cari hesap ve faturadan kaynaklı alacakların 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini defterlerinin de alacağı doğruladığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili asıl ve ek karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın 841.009,60 TL üzerinden açıldığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddinden dolayı müvekkil lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın esasına girildiğini, ön şart yokluğu nedeniyle ret kararı verildiği gerekçesiyle maktu vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilin yapmış olduğu yargılama giderinin tahsiline karar verilmediğini, kötüniyet tazminatı taleplerine ilişkin gerekçeli kararda hüküm kurulmadığını, ek kararla nispi vekalet ücretine hükmedilmesi taleplerinin reddedildiğini, asıl ve ek kararın kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava, Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde zamanaşımı nedeniyle ret halinde farklı bir ücret düzenlemesi yapılmadığından, değeri para ile ölçülebilen uyuşmazlıklarda karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir.
Somut olayda kabule göre; davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı tarafından yapılan yargılama giderine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmaması; yine davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebine ilişkin değerlendirme yapılmaması ve gerekçe oluşturulmaması doğru görülmemiştir.
2- TBK'nın 147/6 maddesinde, yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar için zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu düzenlenmiştir.
TBK'nın 154/2 maddesinde alacaklının, dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması, icra takibinde bulunması ya da iflas masasına başvurması halinde zamanaşımının kesileceği belirtilmiştir.
Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi'nin 2010/1745 Esas, 2010/2217 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; somut olayda davalı yüklenicinin alacak istemiyle açtığı davada o dosyanın davalısı olan eldeki davanın davacısı taşeron cevap dilekçesinde yaptığı imalât sebebiyle yükleniciden alacaklı olduğunu def'i dava zımnında ileri sürmüştür. TBK'nın 154/2 maddesi hükmüne göre zamanaşımının kesilmesi için alacaklının mutlaka dava açması veya icra takibinde bulunması zorunlu olmayıp aleyhine açılan davada kendi alacağını def'i olarak ileri sürmüş olması yeterli olduğu ve bozmadan sonra 2019/355 Esas numarasını alan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin dosyasında dosyamız davacısı taşeronun alacağının varlığını ileri sürdüğü dilekçe ile zamanaşımının kesildiği ve o dosyadaki kararın kesinleştiği tarihten dosyamız dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, taraflar arasında birden fazla sözleşme ilişkisi de bulunduğu nazara alındığında Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde def'i yoluyla ileri sürelen alacak ile dosyamıza konu edilen takip konusu alacak kaleminin kısmen veya tamamen aynı alacak olup olmadığı tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edilmemiştir.
3- O halde Mahkemece yapılacak işlem; dosyamız davacısı taşeronun Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında davalı olarak def'i yoluyla ileri sürdüğü alacak ile dava konusu yapılan takip konusu alacağın aynı alacak olup olmadığının tespitinden sonra aynı alacak olduğu anlaşılan talep veya talepler bakımından işin esasına girilerek toplanan ve toplanacak delillerin tartışılması, kabule göre de yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınarak HMK'nın 297. Maddesine uygun olarak karar verilmesinden ibaret olacaktır.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar incelenmeksizin taraf vekillerinin istinaf başvurularının asıl karar yönünden kabulüne, mahkeme asıl kararının HMK'nın 353/1-a.4,6 maddesi gereğince kaldırılmasına, asıl kararın kaldırılmış olmasına göre davalı vekilinin 11/11/2022 tarihli ek karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde sonuçlandırılması için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının asıl karar yönünden KABULÜNE,
2-ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'nin 12/10/2022 tarih ve 2020/258 Esas-2022/677 Karar sayılı asıl kararının HMK’nun 353/1-a.4,6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun 11/11/2022 tarihli ek karar yönünden İncelenmesine Yer Olmadığına,
4- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından asıl ve ek karar yönünden yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde davalıya iadesine,
7-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
8-İnceleme konusu kararın icrasının geri bırakılması için İİK'nın 36/1 maddesi gereğince varsa taraflarca yatırılan nakit teminatların veya sunulan banka teminat mektuplarının dosya kapsamı ve kararın niteliğine göre aynı maddenin 5. Fıkrası gereğince yatıran/sunan tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
✍e-imzalıdır
Üye
✍e-imzalıdır
Üye
✍e-imzalıdır
Katip
✍e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy