Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2022/752 Esas 2023/596 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/752
Karar No: 2023/596
Karar Tarihi: 04.05.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 31. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında / Duruşmasız)
(HMK. 353/1-b-1 Maddesi Uyarınca Başvurunun Esastan Reddine)

ESAS NO: 2022/752
KARAR NO: 2023/596

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN: ... (...)
ÜYE: ... (...)
ÜYE: ... (...)
KATİP: ... (...)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2022
NUMARASI: 2019/456 Esas - 2022/487 Karar
DAVACI:
VEKİLLERİ: Av. ...
Av. ...

DAVALI:
VEKİLİ: Av. ...

DAVANIN KONUSU: Eser Sözleşmesine Dayalı Alacak
KARAR TARİHİ: 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/05/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme neticesinde;
İDDİA:
Davacı vekili; taraflar arasında ... ilçesi sınırları içerisinde yer alan “... regülatörleri ve ... HES enerji projesi" için inşaat, hidromekanik ve elektrik kati projeleri ve inşaat uygulama projelerinin hazırlanması kapsamında yapılan görüşmeler ve 31/05/2018 tarihli saha çalışması sonucu sunulan 3 alternatif formulasyon çalışması sonrasında taraflar arasında 07/06/2018 tarihinde kati uygulama projeleri yapım sözleşmesi imzalandığını ve ön ödeme olarak 43.000,00 TL+KDV ödeme alınarak çalışmalara başlandığını, müvekkili tarafından kati projenin idare kriterlerine ve sözleşmenin 5. maddesindeki koşullara uygun olarak 3,5 ay içinde hazırlanarak 21.09.2018 tarihinde davalıya sunulduğunu, sunulan projeye davalı tarafından hiç bir itirazda bulunulmadığını, ancak davalının sonradan projenin yerine getirilmesi sırasında yaşanan finansal sıkıntılar nedeniyle projenin küçültülmesinin ve yatırım maliyetinin azaltılmasını talep ettiğini, bunun üzerine sunulan katı projede revizyon yapılarak davalıya 7 ayrı alternatif proje sunulduğunu, 05/09/2018 tarihinde davalı yetkilileri ile yapılan ve 07/09/2018 tarihli bilgilendirme maili ile kararları özetlenen toplantıda sunulan alternatif projeler üzerinde yapılacak düzenlemeler hususunda fikir birliğine varıldığını, 27/09/2018 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda sunumu yapılan her formülasyona dair detayların verildiğini, 28/09/2018 tarihinde ilgili toplantıda alınan kararlara ait yazının davalıya iletildiğini, ancak bu toplantıdan sonra davalıya telefon ya da e-mail ile ulaşılamadığını, sözleşme gereği müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğinden kati proje çalışması ve revizyon proje bedelleri için sözleşmede öngörülen bakiye bedelin talep edildiğini, davalı tarafından sözleşmede öngörülen bedelden ön ödeme miktarı düşüldüğünde bakiye 107.000,00+KDV ödemenin yapılmadığını, son olarak davalı tarafından gönderilen 16/05/2019 tarihli cevabi yazı ile sözleşmenin davalı tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, tüm girişimlerin sonuçsuz kalması üzerine davalıya 24/05/2019 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya tebliği üzerine davalı tarafından 14/06/2019 tarihinde gönderilen cevabi ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla revizyon proje bedelleri ile sözleşmenin haksız feshinden doğan menfi ve müspet zararlar için şimdilik 10.000,00 TL ile sözleşmenin yerine getirilen inşaat kati projesi hazırlanması bedeli olan 150.000,00 TL'den kalan bakiye 107.000,00 TL+ KDV toplam 126.260,00 TL alacak olmak üzere toplam 136.260,00 TL'nin 21.09.2018 tarihinden temerrüde düşme tarihi olan 16.06.2019 tarihine kadar ticari faizi ile bu tarihten tahsil tarihine kadar ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili; taraflar arasında 07/06/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, davacı tarafından sözleşmeye uygun olarak hazırlanan ve müvekkiline sunulan bir kati projenin söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin dava konusu projede yetkili danışman firması olan ... A.Ş'ye davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen 19/06/2018 tarihli e- mail yazısı üzerine ... A.Ş yetkilisi tarafından gönderilen 22/06/2018 tarihli yazıda ... Regülatörünün mevcut 513 kotunda, ...Regülatörünün ise heyelandan kurtulacak şekilde 602 kotunda yapılacağı, bunun için revize fizibilite raporu hazırlanması gerektiğinin bildirildiğini, sözleşmenin 3.1.2 maddesinde açıkça sözleşme bedeli içinde müvekkilinin fizibilite raporu revize talep hakkı olduğunun öngörüldüğünü, ancak davacının ...için 602 kotu esas alınarak Revize Fizibilite raporu hazırlayarak DSİ onayına sunulmak üzere müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davacı şirketin Mahkemeye sunduğu örnek kati projelerin ıslak imzalı ve davacı şirket kaşesini taşıyan yazılar ekinde sunulduğunu, ancak müvekkili şirket için hazırlandığı iddia edilen kati projelerde ıslak imza ve kaşe bulunmadığını, müvekkilinin talebi doğrultusunda hazırlanan ve ilgili kurum olan DSİ tarafından onaylanmış bir fizibilite raporu olmaksızın davacı şirketin kati proje hazırlamasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; "mahkememizce alınan ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınan bilirkişi heyet raporu ile de belirlendiği üzere dosya arasında mevcut taraflar arasındaki yazışmalardan 21/09/2018 tarihi itibariyle davacı yüklenicinin davalı iş sahibine kati projeleri teslim ettiği, ancak davalı iş sahibince proje maliyetini düşürmek için projede değişiklikler yapılmasını talep ettiği, bu talebe uygun olarak davacının 28/09/2018 tarihli yazıda projede istenilen değişiklikleri alternatifli olarak iş sahibi davalıya sunduğu, ancak davalı tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, her ne kadar davalı vekilince sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği savunulmuş ise de davacı yüklenicinin davalının talebi üzerine projede değişiklik yaparak davalıya sunduğu ve proje çalışmalarına devam ettiği gözetildiğinde davalı tarafından sözleşmenin feshinin haksız olduğunun kabulü gerektiği, sözleşmenin haksız feshedildiğinin kabulüne bağlı olarak davacının, taraflar arasındaki sözleşmenin inşaat kati projelerinin hazırlanması işi bedeli 150.000,00 TL+KDV'den davalı tarafından işin başında ödenen 43.000,00 TL+KDV'nin mahsubu neticesinde KDV dahil 126.260,00 TL iş bedelini talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davacının bakiye bedeli talebinin kabulüne, davacının 24/05/2019 tarihli ihtarnamesinin davalıya 13/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu ihtarname ile kati proje bakiye alacağı 107.000TL+KDV'nin 3 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiği, böylece davalının 17/06/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla, bu tarihten ve tarafların sıfatı gözetilerek avans faizi işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının proje revizyon bedeli ile sözleşmenin haksız feshi nedeniyle menfi ve müspet zarar talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir. Anılan maddeye göre; "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” denilmiştir. Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir. Eldeki davada taraflar arasındaki arabuluculuk dosyasının incelenmesinde, davacı vekilince dava tarihinden önce arabuluculuğa başvurulduğu, 01/07/2019 tarihinde dava şartı arabuluculuk ön başvuru formunda talep konusunun müvekkili şirket ile karşı taraf arasında akdedilen 07/06/2018 tarihli kati uygulama projeleri yapım sözleşmesinden doğan bakiye 107.000,00 TL+KDV alacağın 21/09/2018 tarihinden itibaren işlemiş ticari faizi ile tahsili olarak açıkça belirtildiği, yine taraflar arasındaki 12/05/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağında arabuluculuk konusu uyuşmazlığın kati uygulama projeleri yapım sözleşmesinden kaynaklanan bakiye 107.000,00 TL ve % 18 KDV'sinin faizi ile tahsili olarak belirtildiği, buna göre davacı tarafça arabuluculuğa yalnız bakiye iş bedeli talebi yönünden başvurulduğu ve taraflar arasında bu talep yönünden arabuluculuk görüşmelerinin yürütüldüğü, davacının dava konusu revizyon bedeli ve sözleşmenin haksız fesihi nedeniyle menfi ve müspet zarar talebi yönünden arabuluculuğa başvurulmadığı ve taraflar arasında davacının bu talepleri yönünden görüşme yapılmadığı, dolayısıyla dava konusu revizyon bedeli ve sözleşmenin haksız fesihi nedeniyle menfi ve müspet zarar talebi yönünden arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği" gerekçesi ile, davacının revizyon proje bedelleri ile sözleşmenin haksız feshinden doğan menfi ve müspet zarar taleplerine ilişkin davanın HMK. 114/2. maddesi yollaması ile TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının bakiye iş bedeli istemine ilişkin davanın kabulüne, 126.260,00 TL'nin 17/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin talep ettiği 602 kotu esas hazırlanan revize fizibilite raporun yokken taraflar arasında aktedilen sözleşme üzerinden bilirkişilerce düzenlenen raporun eksik incelemeye dayalı olarak hatalı olduğunu, taraflar arasında aktedilen sözleşmenin "Kati Proje Hazırlanması" başlıklı 3. maddesinde 3.1.1 - 3.1.12 arasında 12 maddelik alt başlıklarda yer alan diğer düzenlemelerin de dikkate alınmadığını, bilirkişi raporlarının eksik ve hatalı olduğunu, hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yeni bir heyetten rapor alınması ve diğer itirazlarının dikkate alınmadığını, davacının sözleşme ile yüklendiği edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmeye uygun olarak ifa edilmeyen bir edim için ücret istenemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 8.624,83 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.157,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.467,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine'ye irat kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan ...
E-imzalıdır
Üye ...
E-imzalıdır
Üye ...
E-imzalıdır
Katip ...
E-imzalıdır



Full & Egal Universal Law Academy