Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi 2021/855 Esas 2023/461 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/855
Karar No: 2023/461
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 31. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2021/855 - Karar No:2023/461
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
31. HUKUK DAİRESİ
(İnceleme Aşamasında Kararın Kaldırılarak Dosyanın Mahkemesine Gönderilmesi HMK 353/1-a.6 md)
ESAS NO: 2021/855
KARAR NO: 2023/461
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2019/265 E-2021/382 K
DAVACI
VEKİLİ:
DAVALI:
VEKİLİ:
DAVANIN KONUSU: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/04/2023
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili, 08.05.2014 tarihli kesin teslim tutanağı ile teslim edilen bazı ... yapı elemanlarında ciddiyet arz eden çatlaklar ve kırılmalar gözlemlendiğini, sözleşmenin 11 maddesi gereğince yapımcı firmanın yapıda meydana gelecek zarar, hasar ve ayıplardan kesin teslim tutanağı tarihinden itibaren 5 yıl süreli olarak sorumlu olduğu ve gereğinin yapılmaması halinde yargı yoluna başvurulacağı ihtar edildiğini, yapımcı firmanın cevaben zararda sorumluluk kabul etmediklerini, bedelin ödenmesi halinde zararı giderebileceklerini belirttiklerini, imalat ve montaj, tasarımının ve dizayn .... A.Ş. tarafından yapıldığını, 25.04.2019 tarihinde bu hususla ilgili yeniden ihtarname gönderildiğini ve ayıpların giderilmesi için yeniden süre verildiğini, firmanın ikinci ihtara rağmen her hangi bir girişimde bulunmadığını belirterek ayıplı imalat nedeniyle meydana gelen hasarın tespit edilmesi, değer kaybı ve zararın giderilmesi için gereken bedelin tespit edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dilekçesinde ileri sürülen hususları kabul etmediklerini, davacı tarafın talep ve istekleri sözleşmede belirtilen 5 yıllık süreden sonra yapıldığını ve zamanaşımına uğramış olduğunu, kesin teslim tarihinin 23.02.2014 tarihi olduğunu, bildirim tarihinin ise 05.04.2019 olduğunu, 2019 yılında kış döneminde yüksek binadan düşük kottaki depo ve idari ofis kısmın çatısına kar kütleleri düşmesi sonucunda 2 adet aşık kirişinin hasar gördüğünü, başka bölümden düşen kar kütlesinden firmalarının sorumlu olmadığını, diğer aşık kirişlerinde herhangi bir deformasyonun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, "...Davacı vekili; davalı ile imzalanan 7.10.2013 tarihli sözleşme gereği “...linyit İşletme Müdürlüğü Hizmet Binaları ... Yapı Elemenlarının İmalatı ve Montajı “ işinin davalı tarafça üstlenildiğini, 8.5.2014 tarihli Kesin teslim Tutanağı ile teslim edilen yapıda bilahare bazı ... Yapı Elemenlarında ciddi çatlaklar ve kırılmalar gözlendiğini, bunun 3.4.2019 tarihli ihtarla bildirildiğini, sözleşme 11. Maddesi gereği özetle ” Kesin teslim tutanağı tarihinden itibaren 5 yıl içinde oluşacak zarar ve ayıptan davalının sorumlu olduğunu” ancak davalının sorumluluğu kabul etmediği gibi bedeli karşılığı zararı giderebileceklerini bildirdiğini, ihtara rağmen bedelsiz olarak zararın giderilmediğini ileri sürerek öncelikle ayıbın giderilmesini ve zararlarının karşılanmasını , olmadığı taktirde tespit edilecek zarar ve değer kaybı bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiş; bilahare talebini zarar ve değer kaybının tahsili olarak hasretmiştir. Davalı vekili; kesin teslim tutanağının 23.2.2014 tarihi olup 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, imalatlarda herhangibir ayıp olmadığını, zararın yüksek binanın çatısından sundurma olarak tasarlanan düşük kottaki depo ve idare ofis amaçlı kısmın çatısına 2019 kış döneminde düşen kar kütleleri nedeniyle çatı kaplama paneli ve aşık krişlerinde oluşan deformasyondan kaynaklandığını, kar düşmesi sonucu zarar gören iki adet aşık krişinden kendilerinin sorumlu tutulamayacağını, zararın kendilerinin tasarım , üretim ve montajı ile proseslerden kaynaklanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 7.1.2013 tarihli Sözleşme, ihtarnameler, 8.5.2014 tarihli aşık ve krişlerdeki onarımların tamamlanıp teslim alındığına ilişkin davalı taraf imzası da olan Tutanak suretleri celp edilmiş, mahallinde keşif yaptırılmıştır. Keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda; davalı tarafça yapılan projelendirmenin ayıplı dolduğu, imalatın gizli ayıp niteliğinde olup, davalının ağır kusurunun olduğu tespit edilmiş 34.850,00 TL tamir masrafı çıkarılıp tamir ile hasarın giderilebilecek niteliğinde olup 34.850,00 TL de değer kaybı olabileceği tespit edilmiştir. Davalı tarafça bu rapora itiraz edilmiş, davacı tarafça ıslah dilekçesi verilmiştir. İtiraz üzerine mimari proje ve statik proje de incelenmek suretiyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmış, Statik projede hesaplanan kar yükünün yoğun yağış alan bölge için yeterli olduğu , ancak 12.30 m kotundaki ana bina bitişiğinde bulunan 4.30 m. Kotundaki yapı üstüne düşebilecek kar kütlelerinin hesaba katılmadığı, bu nedenle çıkan ayıptan davalının sorumlu olduğu ve ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, ayıbın giderilmesi ile değer kaybının olmayacağı , ayıbın 34.850,00 TL ye giderilebileceği son bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir. Davalı vekilince her nekadar zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de son teslim tutanağı ve esasen ağır kusur ve gizli ayıp nedeniyle zamanaşımı itirazının reddi gerekmiştir. Davalı tarafça değer kaybı talep edilmişse de, onarım sonrası yapıda değer kaybı olmadığı tespit edildiğinden bu konudaki görüşe itibar edilerek ve sözleşme gereği ayıptan davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne..." karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hem ofis hem de ana binada oluşan hasar nedeniyle değer kaybı oluştuğunu, dizayn ayıbı nedeniyle hasarın ortaya çıktığını, mahkemece karar verilen miktarla sadece hasar giderileceğinden gizli ayıbın devam edeceğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; başka bir bölümden düşün kar kütleleri nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, kar yükü hesaplaması yapılırken başka bir binadan düşecek kar yükünün dikkate alınamayacağını, biriken karların yan binaya düşmesini bina sahibinin engellemesi gerektiğini, hasar gören yerin daha küçük olup, yeniden keşif yapılması ve bilirkişi raporu alınması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 818 sayılı BK'nın 359-363 (TBK 474-478) maddeleri arasında düzenlenmiştir. İmâl edilen eserde ayıp varsa iş sahibi, süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. 6098 sayılı TBK'nın 475. maddesinde ayıp halinde iş sahibine üç seçimlik hak tanınmıştır. Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır.
Davacı binanın yapı elemanlarında meydana gelen çatlak ve kırılmaların giderilmesi bedeli ile birlikte binada meydana gelecek değer kaybını talep etmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında meydana gelen hasarın, daha yüksek olan yan binadan dava konusu binaya kar yükü düşmesi nedeniyle oluştuğu, binanın projesi yapılırken yandaki binadan düşebilecek kar kütlelerinin hesaba katılmadığı, projelendirmedeki bu ayıbın gizli ayıp olup, davalının ağır kusurlu olduğu belirtilmiş; inşaat mühendisi bilirkişi ... tarafından düzenlenen 03/11/2020 tarihli raporda hasarın giderilme masrafı yanında binada 34.850,00 TL değer kaybı oluşacağı bildirilmiş, 05/04/2021 tarihli inşaat mühendisi ... tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ise; hasarın giderilmesi ile binada değer kaybı olmayacağı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarına göre; binada meydana gelen hasarın, yan binadan düşen kar kütlelerinden kaynaklandığı, ancak işin en başında projelendirmenin ayıplı yapıldığı dikkate alındığında, ortaya çıkan hasar giderilse dahi, projelendirmedeki hatanın (kusurun) devam edip etmeyeceği, bu durumda; davacı tarafından talep edilen değer kaybı kaleminin TBK'nın 475/2.maddesinde belirtildiği gibi, bedelde indirim (nefaset) talebi olup olamayacağı hususlarında her iki bilirkişi raporunda gerekli değerlendirme yapılmamış olup, değer kaybı hususunda da raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; mahkemece, yeni bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden rapor alınarak, projelendirmedeki ayıp nedeniyle, TBK'nın 475/2.maddesi gereğince ayıp oranında bedelden indirim isteme hakkının olup olamayacağının, bedelden indirim istenebilecekse bunun ne miktarda olduğunun tespit edilerek hüküm altına alınması gerekirken, bu hususlarda hiç bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının diğer nedenler incelenmeksizin kabulüne, mahkeme kararının HMK'nun 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE,
2-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 23/06/2021 gün ve 2019/265 Esas 2021/382 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan 596,00 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı tarafından yatırılan 595,15 TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-Taraflarca ödenen istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak 06/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip


Full & Egal Universal Law Academy